hesabın var mı? giriş yap

  • herkesin babası melek olmuyor, insanlara ergen diye bir şeyler yaftalayıp durmayın. baba var sen hastayken başında endişeden uyuyamaz, baba var bodruma kapatır 15 sene tecavüz eder işkenceyle. ikinci durumda görürüm sizi ben.

    debe edit:

    ben debe uzerinden sosyal mesaj vermeyi pek sevmiyorum. dua edeyim siz de amin diyin.

    ramazan ayi hakkimizda insaallah hayirli gecmistir. allah oruc tutanlarin oruclarini kabul etsin, su guzel dunyaya huzur ve ferah getirsin. din, dil, irk ayirmadan bir garibana bir mazluma bir fakire eziyet edenin, canina kast edenin tez elden belasini versin ve onu kahretsin.

    ramazan bayrami oncelikle biz muslumanlara tekrar merhameti hosgoruyu ve sevgiyi hatirlatsin. allah muslumanlarin kalbine kardesligi ve insan sevgisini tekrar tohum misali eksin. o tohum buyusun yesersin, kalplerimizi bir insani insan oldugu icin, sahip oldugu guzel karakter icin sevebilecek misale getirsin. o tohum koca bir agac olsun, meyveleri ile cevremize de bu guzel duygulari asilayabilmeyi saglasin.

    aramizdaki onca serefsize, pislige, kotu kalpliye, arsiza, hirsiza, makaraciya inat allah dini dili irki ne olursa olsun hicbirimizden rahmetini esirgemesin.

    bu bayram sadece muslumanlar icin degil, gercekten tum insanlar icin bayram olsun.

    herkese iyi bayramlar. optum hepinizi.

  • bir buçuk yıl önce duyurduğu eski albümlerinin yeni kayıtlarını yayınlamaya başlamış şarkıcı.

    müzik tarihi birçok şarkıcının kayıt şirketine karşı telif mücadelesi verdiğine şahit olmuştur. prince bunun en bilinen örneklerinden biri. paul mccartney'nin the beatles'ın kataloğu için nasıl mücadele ettiği yine herkesin malumu. janet jackson, frank ocean, u2, metallica, kesha, iggy azalea, jojo gibi örnekler çoğaltılabilir. birçok isim kayıt şirketine karşı yenilgiyi kabul etti, bazıları sadece bir ya da iki albümü kurtarmakla yetindi, çok azı kendi emeğini kan emici şirketlerin elinden kurtarmayı başarabildi. özellikle prince'in bu konudaki macerası müzik dünyasında efsaneleşmiştir.

    taylor swift'in bu gruba dahil olması ise 2018'de eski şirketi big machine records'u bırakması ve bahsi geçen şirketin scooter braun isimli bir menajere satılmasıyla başladı. swift, şirketiyle olan altı albümlük anlaşması bittiğinde eski albümlerinin telif haklarını satın almak istedi ancak reddedildi. şirketin ceo'su scott borchetta yapacağı son şeyin "kayıtları swift'e satmak olduğunu" açıkça gösterdi. albümlerini alamayacağını anlayan swift, bu kez şirketi satın alma önerisiyle gitti ama yine reddedildi ve süreç tamamen tıkandı.

    şarkıcıların şirket değiştirmesi son derece yaygındır ve çoğu zaman da sorun çıkmaz. şarkıcının bir şirketle anlaşması biter, daha iyi teklif sunan şirkete gider ve kariyerine devam eder. eski albümleri eski şirkette kalır, yeni albümleri yeni şirketle gider. o da kariyerine devam eder. bütün bu sürecin swift için işlememiş olmasının nedeni eski şirketinin ceo'su scott borchetta'nın swift'i bir şekilde "cezalandırmak istemesi." evet, şarkıcılar şirket değiştirirler ama bu onların kariyerinin gidişatını pek etkilemez çünkü eski şirket "o şarkıyı kullanamazsın," "bu şarkıyı, burada söyleyemezsin," "o görüntüleri kullanmana izin yok" gibi engeller koymaz, şarkıcının kariyerini mahvetmeye çalışmaz. başka bir deyişle onu "cezalandırma" yolunu seçmez. makul şekilde işleri yürütürler.

    işte big machine bunu yapmadı.

    scott borchetta, şirket için universal music group gibi çok daha büyük ve avantajlı teklifler varken menajer olarak bilinen ve şirketi alacak parası bile olmadığı için başka bir şirketten borç alan scooter braun'a sattı. geçmişinde defalarca swift'e zarar vermeye çalışan, 2016'da swift'in kariyerini bitirmek için ona komplo kuran ve sosyal medyada üç yıl sürecek olan linç kampanyasını başlatan, medyanın onu her türlü aşağılamasına el ayak olan kişiye sattı. ticari açıdan hiçbir açıklaması olmayan bu satış, iki yetişkin insanın bir başkasını cezalandırma ve kariyerine zarar verme amacından başka bir amaç taşımıyordu.

    anlaşma imzalandıktan ve swift'in eski albümlerinin kontrolü braun'a geçtikten sonra swift'in albümlerinde çeşitli değişiklikler oldu. başta kimsenin fark etmeyeceği, sadece swift'in anlayacağı ve sadece ona hakaret etmek için yapılmış adımlardı. örneğin, o albümünün şarkı isimlerinin tamamını küçük harfle yazmışken birden bu harfler büyüdü. albümler country türündeyken popa, sonra rock'a, ardından tekrar country'ye geçirildi. tüm bu hamleler medyada ilgi görmeyecek kadar önemsiz görünen ancak "ben senin albümlerine sahibim" mesajını karşı tarafa veren eylemlerdi ki bunlar bile braun'un "sadece iş yapan" bir iş adamı olmadığının ve iyi niyetler barındırmadığının çok açık kanıtıydı. hangi aklı başında iş adamı gün içinde zaman ayırarak "şu albümün müzik türünü değiştirip harfleriyle oynayalım" der? bu, normal/sağlıklı bir aklın ürünü olabilir mi?

    bu küçük zarar verme işlemleri daha da büyüdü. itunes üzerinden satın alımlar geri çekildi. birçok dinleyici satın aldığı taylor swift albümlerinin sanki alınmamış gibi olduğunu gördüler (itunes'ta albüm satın aldığınızda "purchased" yazar ve bir daha satın alma opsiyonu vermez, swift'in albümleri için bu opsiyon tekrar açıldı). bazıları kütüphanelerinden şarkılarının silindiğini rapor etti ki bu alenen dolandırıcılıktır. hangi şarkıcı olursa olsun, para verdiğiniz şarkı geri alınıyorsa ortada çok büyük sorun var demektir.

    swift'e zarar verme işlemini bir adım daha öteye taşıdılar ve yeni albüm yayınladığı sırada onun izni/bilgisi olmadan eski canlı performanslarını piyasaya sunarak insanların akıllarını karıştırdılar. bu arada eski şarkılarının plak versiyonu özel satışa sunuldu. artık swift'in albüm dönemlerini doğrudan hedef almaya başladılar.

    2019'un sonuna geldiğimizde swift'e tehditler yönelmeye başladı. eski şarkılarını televizyonda söylerse bunu "izinsiz olarak kayıt yaptı" şeklinde kabul edip ona telif davası açacaklarını bildirdiler ve böylece swift kendi şarkılarını bile söyleyemez duruma geldi. artık karşısında küçük harf değişiklikleri değil, tehdit ve davalar vardı.

    bütün bunları yapan iki yetişkin "iş insanı." yerseniz.

    şimdi swift'in yapmaya çalıştığı bu iki "mantıklı iş adamının" elinden kurtulmaya çalışıp gücü kendi elinde toplamak. albümlerinin kontrolünü kendi eline almak. kendi ürettiği müziğin üzerindeki parazitlerden kurtulup özgür olmak. albümlerini yeniden kaydetmek onu büyük ölçüde bu istenmeyen ellerden kurtarıp ona hareket alanı sağlayacak.

    şu akıllara gelebilir. madem şarkıcılar eski albümlerini kaydederek şirketlere meydan okuyabiliyorlar, neden diğer şarkıcılar da bunu yapmıyor? bunun için her şeyden önce çok büyük paralar gerekir çünkü baştan sona masraf. sadece stüdyo ve ekip değil, telif ve diğer hukuki süreçler bile çok pahalı. bir diğer neden (ki şarkıcıların parası olmasına rağmen yapamamasının başlıca nedenidir) şarkının kime ait olduğu sorunsalı. şarkının esas yüzdelik payının şarkıcının kendisinde olması gerekir. %5'lik, %10'luk katkıda bulunduğu şarkının haklarını elinde tutamaz. swift ise bu konuda gerçek şarkı yazarı olmasının ekmeğini yiyor. şarkılarının tamamı ona ait. diskografisinin büyük bölümü tek başına yazdığı şarkılardan oluşuyor, %100'üne sahip. diğerleri ise en azından %70 civarı. eski albümleri tekrar kaydetmesi için esas kapıyı açan faktör bu zaten. son olarak bu kayıtlar için büyük ve sadık bir fan kitlesine sahip olmanın önemi var. evet, şarkıcı parayı bulup yeniden kaydedebilir. evet, şarkılarını kendi yazmış olabilir. ancak kayıtlar biraz olsun ilgi görmezse insanlar eski kayıtları dinlemeye devam ederler. şarkıcı harcadığı bütçeyi karşılayamadığı gibi eski kayıtlar ilgi gördüğü için amacına da büyük oranda ulaşamamış olur. özellikle geniş fan kitlesi olmayan şarkıcılar böyle bir masrafın altından kalkamayacakları için buna cesaret edemiyorlar.

    bu üç temel faktör her şarkıcının elde ettiği bir şey değil. bu sebeple yeniden kaydetme metodunu endüstri içinde yaygın olarak görmüyoruz. nadiren oluyor.

    üç faktöre de sahip olan swift'in durduran tek şey yasal süreydi. albümlerin üzerinden en az beş yıl geçmesi gerekiyordu. kasım 2020'de bu süre bitti ve o da stüdyoya girdi. yeni kayıtları duyurduğu ağustos 2019'dan bu yana medyanın yarısı onu aşağılayıp hafife alırken diğer yarısı bunun mümkün olup olmadığını sorguladı. esas soru başarılı olup olmayacağıydı. fanlarının aklındaysa bunu nasıl yapacağı sorusu vardı. bütün albümleri kaydedip hepsini aynı anda mı yayınlayacak? albümler tek tek mi gelecek? şarkılar eskisiyle aynı mı olacak, yoksa değişecek mi? sesi uyum sağlayacak mı? birçok soru vardı. love story'nin yayınlanmasıyla bu soruların hepsi cevap bulmuş oldu.

    swift yapabileceği en akıllı yöntemle geldi. bunun ilki albümleri tek tek yayınlamak. dün yaptığı duyuruda önce fearless'ın geleceğini söyledi. altı albümü aynı gün yayınlasaydı albümler gerekli ilgiyi görmeyecek ve eski albümlerin yerini kolayca alamayacaktı. fanlar 80 tane şarkı arasında kaybolacak ve birbiri arasında gidip gelirken hiçbiri gündeme gelmeyecekti.

    bir diğer önemli nokta albümlere bonus şarkı koyması. fearless altı bonus şarkıyla geliyor. fanlar zaten albümü dinlerdi ama genel dinleyici için pek ilgi çekecek bir şey olmazdı. swift, her albüm için en az 50 şarkı yazan bir isim. albüme almayıp arka planda bıraktığı onlarca şarkısı var. bunların arasından en iyilerini seçip albüme koymak inanılmaz akıllı bir hamle. eski şarkılardan bıkan biri için en azından dinleyecek 6 yeni şarkı var.

    albümün tamamının mı yayınlanacağı, yoksa önce şarkının mı geleceği sorusu da cevap buldu. swift bir başka akıllı hamleyle önce love story'yi yayınladı ve albümü ön siparişe koyarak hem insanların sürece alışması hem albümün daha büyük kitlelere ulaşması için süre vermiş oldu.

    love story, 2008 kaydıyla neredeyse aynı ki bu da yeni kayıtların neye benzeyeceği sorusunu çözdü. yapabildiği kadar orijinallere sadık kaldı. bu durum yeni kayıtların eskilerin yerini almayı oldukça kolaylaştıracak.

    ve son olarak bu hamlenin başarılı olup olmayacağı konusu vardı. love story abd itunes dahil 22 ülkede bir numaraya oturdu. birçok apple music listesinin zirvesinde. youtube'da sadece lyric video yayınlanmış olmasına rağmen ilk 24 saatinde 5.4 milyon izlenme aldı. bütün bu başarıları yeni şarkılarla bile elde edemiyorlar. swift bunu 13 yıl önce yayınlanmış bir şarkıyla yaptı.

    bütün bu süreç müzik endüstrisi tarafından yakından izleniyor. swift bu hamlesiyle başarılı olursa prince gibi telif hakları konusunda öncü olacak. üstelik onun diğerlerinden farkı bunu streaming platformlarının endüstriye hükmettiği bir dönemde yapıyor olması.

    üstelik bunun başka avantajları da var. iki yetişkin iş insanının bir şarkıcının kariyerini yok etme amacıyla yola çıktıkları bu süreçte swift'in başarılı olmasının sadece onları yenmesi açısından değil, kendi kariyeri için de büyük bir önemi var.

    - albümlerinin kontrolünü kazanmış olacak ve tüm gücü elinde toplayacak.

    - zaten limiti dolmuş ve artık eskisi kadar ilgi görmeyen albümleri tekrar canlanacak. swift bu albümleri çıkardığında ortada daha streaming kavramı yoktu. zaman içinde cd satma limitine ulaşmışlardı. şimdi özellikle bonus şarkılarla piyasaya sunulmaları bu albümlerin streaming platformlarına uyum sağlaması demek. 2008 albümünün 2021'de yeniden can bulmasından söz ediyoruz.

    - bu canlanma doğal olarak listeleri ekleyecek ki zaten oldukça başarılı liste geçmişi olan swift'in daha da başarılı olması demek.

    - isim seçimi de bir o kadar zekice olmuş. "2021 version," "re-recorded version," "new version" gibi isimler seçebilirdi ama o taylor's version ismiyle geldi. düşünülmüş ve çok akıllıca yapılmış bir hamle. şarkının kime ait olduğunu belirtmesi bir yana, arama sekmesine şarkının ismini yazdığınızda parantez içinde "taylor's version" yazan en orijinal versiyonudur izlenimi verdiği için dinleyicileri doğrudan kendine çekiyor. üstelik big machine records'un iki yıl önce sırf nispet olsun diye tüm albümleri üzerinde 50 puntoyla "big machine radio release" adıyla yayınlamasına yönelik muhteşem bir hamle. "onlar sizinse bu da benim" demenin çok ironik bir yolu.

    - eski kayıtlarından para kazanan her kim varsa zarar görecek çünkü streaming döneminde insanlar masrafa girmeksizin swift'in yeni kayıtlarına yönelebilirler. eski kayıtlardan zaten az kazanıyorlardı, artık daha da az kazanacaklar.

    - en önemli sonucu ve scooter braun'un uzun vadede en pişman olacağı konu ise eski kayıtların yeni jenerasyonla buluşması. 1989 doğumlu swift 2010'lular için biraz eski bir isim olarak kalıyordu. yeni kayıtlar swift'in bu yeni kesime ulaşmasını ve kitlesini genişletmesini sağlayacak ki uzun vadede kendisinin en büyük kârı, ona zarar vermek isteyenlerin en büyük zararı da bu olacak. yeni jenerasyona ulaşması.

    swift'in bu süreci başarıyla tamamlaması sadece emeğini kafasına göre alıp satanların ve hater'ların üzerinde değil, müzik endüstrisinde de büyük bir iz bırakacak.

    not 1: yeni kayıtlardan sonra zarar edeceğini anlayan ve son bir yılda hiç de beklediği tepkiyi görmeyen braun birkaç ay önce telifleri başka bir şirkete sattı ama bu swift'in mücadelesini bitirmedi çünkü tamamen şartlı satmış. bir sürü özel maddesi var ve braun swift'in kayıtları üzerinden kazanmaya devam ediyor. braun, albümleri alınca insanların onun yanında olacağını düşünmüştü ancak "taylor swift'ten nefret etme modası" popülaritesini kaybedeli çok oldu. kronik hater'lar dışında gündeme bile gelmiyor. braun son bir yılda çok büyük prestij kaybı yaşadı.

    not 2: swift'in eski kayıtlarından para kazanmadığı, bütün kazancın braun'da kaldığı iddiası gerçeği yansıtmıyor. esas şarkı yazarı olarak eski albümlerinin gelirlerinin çoğu swift'in. buradaki sorun albümlerin kontrolü ve telif haklarını elinde tutanların ona hareket alanı tanımaması, özgürlüğünü kısıtlaması.

  • - dayı beni omzuna al, yürümek istemiyorum
    - yoruldun mu?
    - ı ı yorulmadım da küçük olduğum için gücüm az ya çabuk bitiyor!

  • standart geyiktir bu mahalle arası bankerleri. 91 gram altını kuyumcuya bir insan neden verir ki? kaybolmasın falan diye değil bırakın bu işleri. işletmek için verilir sonra da böyle olur işte. minimal çiftlik bank.

  • aziz sancar gittigi icin aziz sancar oldu.

    gidenler garson degil aziz sancar, ugur sahin olmaya baksin. insanliga sunduklari katkilardan illa ki nasibimizi aliriz.

  • editin editi: hiçbir şey değişmedi. her şey aynı tas aynı hamam.

    2 sene sonra gelen edit: şükür, değişiyor bu düzen. ömer uğur gençcan hocamızın emeği çok. sağ olsun. gerçi bu halde olmamızda da kendisinin emeği mevcut, swh.

    hukuk sistemimizin ömür kısaltan icraatlarından biri.

    evlendin, 1 senede boşandın ama ödeyeceğin nafaka ömür boyu. avrupa'da bir kadına ödenen nafaka çok istisnai durumlarda olmak şartıyla en fazla 5 sene. ya bizim devlet yurdum kadınlarının tembelliğini, tek vasıflarının vatan millet edebiyatı ile enayi ayıklayıp ömür boyu onları sömürmek olduğunu biliyor ve bu yüzden her boşanan kadın devletten yardım dilenmesin diye böyle yapılıyor, ya da bilemiyorum altan.

    haa kadınlık çok zor ama dimi, taciz falan var dimi?

    önerim: ya şuna bi üst sınır uygulaması getirin ya da nafaka için evliliğin sürdüğü süreyi baz alın. bu kadar basit.

    herkes nasıl da kadınlar okutulmuyor edebiyatı yapmış. hepiniz bir anda yozgatlı oldunuz galiba? hani şu alay edip durduğunuz yozgat. ne adamlarsınız ya. e sormazlar mı adama, istanbullu işhanı beyaz yakalısı pelinsu neden alıyor bu nafakayı o zaman diye? adam ciddi ciddi para kazanan kadınların nafaka almadığını sanıyor, ortamlarda ekşici piç işte. sosyetelerin haberlere konu davaları ne olacak? sendeyiz gültekin.

    eeh eytere bee: aga ben bekarım, valla bak. sorup durmayın yani niye boşandınız diye. hani kadın yalakası evlilik meraklısı tipler var ya, onlar akıllansın diye bu. hanımcılık akımının önde gelenlerine bir rest. olacakların fragmanı.