hesabın var mı? giriş yap

  • özet: yolcu telefonu uçağa binmeden önceki bekleme yerinde bırakmış. uçaktan inip almasına izin vermemişler. bir arkadaş gelip alacak getirecek demişler onu da yapmamışlar. sonra yolcuya bir şekilde kapıyı açmışlar, uçaktan inip telefonu almış ama bu sefer de uçağa geri binememiş yasakmış.

    edit: özetleme tekniğimi soranlar, mit'den geçen hafta yayınlanan "from sparse to dense: gpt-4 summarization with chain of density prompting" makalesini okuyabilir.

  • 35 yaşından sonra emeklilik,sigorta falan ne varsa yaktım çöpe attım
    gözümü karartıp ingiltereye geldim.
    2 yıl geçti.türkiye'ye tatil için geliyorum.
    yaşıtlarım ev kredisi,araba kredisi,ne istediğini bilmeyen ve asla huzur vermeyen bir eş,işyeri veya iş baskısı altında yaşlanmış.ben kendimi 20 yaşında gibi hissediyorum.
    hayat güzel , hayat ucuz ,hayat yaşanılası.
    herkesin alımgücü çok yüksek.sosyal devlet anlayışı çok güçlü.devlet var ama insan için var.
    not:bu entry ingiltereye gelmiş ama türkiye'de ev almaya çalışıp mütahit beslemeye çalışanları kapsamaz.onlar heryerde mutsuzlar ve herkese mutsuzluk veriyorlar.

  • ekrem başkan, biliyoruz ki kindar değilsin, herkesi kucaklarsın başkan olunca...
    ama lütfen, bak lütfen diyorum, bunları kucaklama...

    bu kadar geniş olmak zorunda değiliz, bu kadar iyi olmak zorunda da değiliz, bunlar için gerekeni lütfen yap göreve gelince.

  • neden bu kadar eleştiriliyor anlamadım.
    babam 18, annem 17 yaşında imiş evlendiklerinde.
    erken evlenmenin en güzel kısmının çocuk sahibi olmak olduğunu düşünüyorum erkenden. evet geri kafalı deyin ne derseniz deyin ama düşünüyorum şimdi.

    bizi tanımayanlar hiçbir zaman inanmıyorlar baba oğul olduğumuza. bir de ben sakal bırakıyorum, iyice yaşıt gibi duruyoruz.
    mahallede halı saha maçı yaptığımızda defansa da dikiyoruz babamı. yani ben oğlumla halı saha maçı yapmayı çok çok isterim. hangimiz istemeyiz?

    evet çok sıkıntılı günler de yaşadık ben çocukken. yani düşünün ben ilkokula başladığımda babam 25 yaşında falandı!
    lâkin bunların yaş ile ilgili olduğunu sanmıyorum!

    sevgi ve saygı!

    babam, annemin başında yıllarca ağladı hastalık yılları geçene dek. görüyordum.
    şimdi de arada bir tartışıyorlar tabii. ama ne bileyim çocuk kavgası gibi geliyor lan bana*

    " valla çekeceğim kulaklarınızı! " diyorum hatta.

    yani hayata bu kadar negatif bakmayın arkadaşlar. bu hayatta iyi örnekler de var.

    bir evde olması gereken ilk şey huzurdur. gerisi hikâye.

    dipçe: kırıcı bir mesaj aldım! yumuşatarak söylemem gerekirse " evlenmişler de ne olmuş? neden okumamışlar! "

    arkadaşlar, buradan nasıl görülüyor bilmiyorum ama herkesin şartları aynı değil. önceden de değildi. babam, babasının yani dedemin cenazesine gidememiş bir insan askerde iken. bu yüzden içinde iki acı vardır:

    baba hasreti ve okuyamamak!

    yoksulluktan okuyamamış köy yerinde ne annem ne babam. fakat bu adam sırf bana yeni önlük alabilmek için hamallık yapmış bir adam. o yüzden laf ettirmem.
    okuyamadılar belki fakat beni öğretmen yapan ikisidir. siz dilediğiniz kadar bu hayattan nefret edin ve etrafınıza da bu nefreti kusun. bu hayatta iyi şeyler her daim olacaktır.
    ikisine de minnettarım.

  • yukarıda birinin daha yazdığı gibi orada mahsur kalıp da öldüyse en korkunç korku filminden daha ürkütücü bir ölüm olmuş demektir. düşünüyorum da ben asansörde kalıp sesimi kimseye duyuramasam, günlerce bi umutla beklesem ama kimse duymasa.. yok yok düşünmeyeyim en iyisi. sanırım birinin öldürüp cesedi oraya koyması iyi ihtimal oluyor bu durumda.

  • --- spoiler ---

    cüce karakterin kaçmaya çalışırken tamamen çaresiz bir şekilde katilden yardım istemek zorunda kalmasına bütün sinema salonunun kahkaha atması filmin anlattığı toplumun ne kadar gerçek olduğunu yüzümüze çarpmıştır.
    --- spoiler ---

  • "doktorların doktoru metin abimiz" dedi acun.
    adam 120 gün kırık çıkık yanık yırtık bulantı grip herşeye su ve buzla müdahale etti.
    gururlu edit :
    bu sene doktor sprey kullanıyor.
    ekşinin gücü :)

  • atamız değiller de ondan. osmanlı bir hanedanlık. biz osmanlı imparatorluğu zamanındaki ciftcilerin torunlariyiz, daha fazlası değil. kendimizi kandirmayalim, 500 sene önceki askeri başarılarda atalarimiz muhtemelen tarla ekip biciyordu, padişah ile omuz omuza dövüşmüyordu yani.

  • sözde küçük esnafı kurtarmak için getirilmesi planlanan bir kararmış. haber

    yanına elektroniği ve daha başka şeyleri de koymuşlar ki tam olsun.

    her hafta, bim ve a101 aktüel ürün kataloğunu bekleyen(kovalayan) milyonlara bakalım nasıl açıklayacaksınız bunları.

    bizi tekrar esnafın kucağına atmak istiyorsanız avucunuzu yalarsınız. artık ekmek bile almayı keserim. bu şekilde mi kurtaracaksınız küçük esnafı? bu mudur çözüm? halkı zor duruma ve zarara sokarak mı kurtaracaksınız? poşet yüzünden ankara istanbul’u kaybettik diyordunuz, bunun yüzünden de iktidarı kaybedersiniz uyandırim.

    nası bi devre denk geldik ya hedef ben miyim tayfun diye haykırasım geliyor. iktidar yalvarıyor ki istanbul ve ankara yetmez ülkeyi de vereceğim. muhalefet ise teşekkür ederek geri çeviriyor teklifi. noluyo yav?

    edit: bakın ister sigara için ister içmeyin. elektroniğe ister ihtiyacınız olsun ister olmasın. şimdi buna karşı sesimizi yükseltmezsek yarın çok pişman olacağız. yasaktapar kitleye bişi demiyorum. diğer insanlara sesleniyorum. bu yasaklar korkunç boyutlara gelecek yakında, o zaman çok pişman olacaksınız.