hesabın var mı? giriş yap

  • çünkü bu ülkede herkes meslektaşının yaptığı işi gömerek kendini öne çıkarır!

    amk berbere gidersin “en son kim tıraş etti” (anan!)
    oto sanayide ustaya gidersin “bu kaportayı/boyayı kime/nerede yaptırdın”

    kendini bilenleri ayrı tutarak; ülkenin okumuşu ayrı,okumamışı ayrı dangozdur!

  • fizik kurallarıyla aralarındaki pürüzsüz aşk beni hep cezbetmiş canlılardır.

    fakat dün akşam öyle bir tesadüf (yoktur ama var sayalım şimdi) oldu ki o bile "ehehehe nooldu yav" diye çıktı kutunun içinden.

    bunların hepsi kutu manyağı. bunu biliyoruz. bir kedi düşünün henüz bir yaşında değil ve 4.5 kilo. konuşkan ve göbekli bişi.

    üst kata çıkarmak için merdivenlerin yarısına kadar getirip bıraktığım kutuyla oynarken, sen bunun içine gir, arka patilerle ite ite basamak başına kadar getir ve ordan da aşağa kay, kutunun içinde! ve o kutu her biri ayrı ölçüdeki basamaklardan inerken hiç takla atmasın.

    içinden çıkıp "miiik" derkenki halinden anladım ki acayip hoşuna gitti ama nasıl olduğunu anlayamadı. neyse ki!

    bir de anlasaydı kardeşleri de öğrenecekti ve buyrun bakalım merdivenden kayan kediler varyetesi.

    o değil de bir anda olan bu şeyin ne vidyosu var ne fotoğrafı... peh.

  • 60 olabilir. bilemedim. belki de 70...

    ömrünü sizinle geçirmiş, size evlatlar vermiş, bayat esprilerinize bir ömür gülmüş, sizi olabileceğiniz en iyi versiyonunuza çevirmiş...

    ve bunların hepsini sadece sizi sevdiği için yapmış kadını, kucağında torununuzla otururken seyreder ve içinizden söylersiniz, "ne güzel kadın ya bu" diye.

    evet, bir kiza öyle aşık olun ki, hiçbir kadın ona olan sevginizi kendi güzelliğiyle satın alamasin. yaslaninca kaybedeceği fiziksel çekiciliğine, geçmiş günler hatırına katlanmayin. o günleri görmek zaten asıl amaciniz olsun. bugün ona sarilinca düne ve yarina da sarılmış gibi hissedin.

    bir kadına olan sevginiz güzellik anlayışınızı bu tür bir noktaya getirmiyorsa evlenmeyin o kadinla siz. çünkü aşık falan degilsiniz.

  • federico fellini'nin la strada'sı 20. yy film yapımcılığının başyapıtlarındandır. yavaş yavaş kürselleşen ve modernize olan insanlığın kaybolan masumiyetinin ve her birimizin seçmesi gereken yolların hüzünlü ve dokunaklı bir hatırası. italyan neo-gerçekçiliğinin tüm motiflerini barındıran birinci sınıf bir klasik.

    la strada, fellini'nin bir yönetmen olarak durdurulamaz yükselişini başlatır ki, bu filminden kısa bir süre sonra le notti di cabiria , la dolce vita ve otto e mezzo'yu tamamlayacak ve sinema tarihine damga vuracak yılların kapıları ardına kadar açılacaktı. fellini'nin filmi için yaptığı yorum ise onun hakkında her şeyi özetler nitelikte: "bütün mitolojik dünyamın eksiksiz kataloğu" diyor fellini.

    aslına bakarsak film fellini sineması için bir geçiş filmidir. daha sonra fellini ile klasikleşen sembollerin ve metaforların hakim olduğu kişisel gerçeküstü hayali filmlere geçişinin bir ön hazırlığıdır. fellini bu filmiyle ilk kez uluslararası beğeni kazanır ki aynı zamanda ''felliniesque'' diye tabir edilen filmlerinde sirk motifini kullandığı ilk filmidir.

    aklı dalgın ama altın kalpli masum bir genç kız olan gelsomina (giulietta masina)'nın hikayesine konuk oluruz bu büyülü filmde. gelsomina'nın annesi, yaşadıkları yoksulluğun pençesinde onu zampano (anthony quinn) adlı gezici bir sirk sanatçısına satmak zorunda kalır ki gelsomina ise italyan kırsalındaki sirk gösterilerinde zampano'ya eşlik ederken, hayatın ve aşkın acımasızlıklarını ve zorluklarını öğrenir.

    fellini, gelsomina'nın yaşadıklarını o kadar ustaca ortaya döküyor ki bir insanın işi gereği komik olması ile işinin dışında yaşadığı yürek parçalayıcı hüzünlü anlar arasındaki duygusal çizgiden seyirciyi hiçbir zaman dışarı çıkarmıyor. gelsomina'nın zihnini ve dünya hakkında nasıl düşündüğünü anlıyoruz ki evet o gerçekten masum fakat dünya üzerindeki gerçek kötülük yavaş yavaş onu parçalamaya başlayınca üzerindeki masumiyet aşınmaya başlıyor. film devam ederken onun iyi kalpli doğasının kararmaya başladığını görmek aslında kendi hayatlarımıza da birer pencere açıyor. bu bok çukuruna dönmüş dünyada masumiyetin beş para etmediğini anlıyoruz.

    gelsomina'nın karakteri sıcaklık, sevgi ve neşe doluyken, zampano dünyayı soğuk ve kalpsiz bir yer olarak görür. belki de bu filmin en yürek burkan tarafı, gelsomina'nın zampano'ya neşe getirme arayışıdır. gelsomina o kadar iyi niyetlidir ki zampano'nun değişebileceğine olan inancı hiçbir zaman tükenmez fakat zampano kendisine gösterilen sevgiyi görmezden gelmeye devam eder. içer sarhoş olur, istediği gibi davranmayınca onu döver, yeri gelir sokağa bırakır.

    zampano'nun gelsomina'ya davranış şekli korkunçtur fakat gelsomina her seferinde zampano'ya geri döner. işte tüm trajedi ve gerçeklik de burada yatıyor zaten. fellini bizlere dünyayı olduğu gibi gösteriyor ve her defasında seyirciyi gelsomina hakkında daha iyi bir şey için umut etmeye zorlamaktan korkmuyor.

  • kullanilmiş plak durumu açiklamalari ( uluslararasi kriterler ) :

    ss (still sealed – ambalajı açılmamış): orjinal fabrika ambalajı hiç bir şekilde açılmamış plaklar için kullanılır.

    m (mint – hiç kullanılmamış): ss’den tek farkı orjinal ambalajının olmaması yahut açılmış olmasıdır. hiç iğne değmemiş plaklar için kullanılır.

    m- (mint minus): en yüksek derecede itina ile kullanılmış, en ufak defosu bulunmayan plaklardır.

    ex (excellent – mükemmel): minimum derecede kullanılmışlık belirtileri bulunur. herhangi bir çizik bulunduğu takdirde bu tanımlama kesinlikle kullanılmaz; sadece çok hafif bir kaç sıyrık varsa kullanılabilir.

    ex- (excellent minus): plağın ve kapağın çeşitli yerlerindeki (sırt, etiket, disk yüzeyi...) kullanılmışlık belirtileri görülebilir ölçüdedir. plakta rahatsız edici bir çizik veya dipses bulunmamalıdır.

    vg+ (very good plus – iyi durumda): plak ve kapak belirgin bir kullanılmışlık arz eder. disk yüzeyinde çeşitli sıyrık ve izler vardır, ve parlaklık hafifçe kaybolmuştur. herhangi bir atlama ve takılma kesinlikle bulunmaz. kapakta çeşitli aşınmalar ve hafif bükülmeler olabilir ama herhangi bir yırtık veya eksik olmamalıdır.

    vg (very good – vasatın üstü): plak ve kapak oldukça fazla derecede kullanılmıştır. disk yüzeyi parlaklıklığını kaybetmiştir, çeşitli çizik ve izler içerir. hafif iğne ağırlığında takılmalar olabilir ama hiçbir atlama olmaması gerekir. plak kapağı aşınmıştır, rengi solmuş olabilir. diskin izi (ring wear) belirgin şekilde görülür.

    g (good - vasat) : plak ve kapak aşırı derecede kullanılmıştır. plakta derin çizikler bulunabilir, atlamalar ve takılmalar vardır. kapak çok yıpranmıştır, disk izi çok belirgindir ve kapakta çeşitli bükülmeler ve yırtıklar vardır.

    p (poor – kötü durumda): plaktaki çizikler çok fazla ve derindir. disk yüzeyi ve etiket çok yıpranmıştır. hatta kapak yırtık ve eksik; plak, kırık olabilir. bu durumdaki bir plak zaten sık olarak satışa sunulmaz; ancak tarihi veya arşivsel önemi büyük olan plaklarda mevzu bahis olabilir.

  • oglumdur. hatta 40 degil 15 almis. umut dolu, aydinlik gelecek hayalleri vardir. bardagin dolu tarafini goruyordur. tabi babasi ogrendiginde ne olacagini rabbisi bilir.

  • - oğlum bi iş yapacağın zaman önce anana sor, ne söylerse tam tersini yap doğru yolu bulursun.

    baba işte... bu benim babam.. diğeri de anam..

    işin garip yanı anam da aynısını babam için söylüyor..
    kardeşim ablam için söylüyor
    ben kardeşim için anneme söylüyorum
    bizimkiler toplanıp benim için söylüyorlar

    doğru yolu bulan yok daha..

  • topal paşa'nın sağ kolu af dilerken "topal beni kandırdı, lüffen padişahım, kandırıldım" diye haykırdı. iv. murat'ın sağ kolu silahtar da "kanmasaydın paşaam" dedi.

    tanıdınız mı bu replikleri? tanıdınız tanıdınız.

  • eczanede çalışırken bi kıza ilaçları baya detaylı uzun uzun anlatmıştım. kız giderken reçetenin arkasına adını soyadını telefon numarasını yazıp gitmişti.

    daha sonra anladım ki prosedür öyleymiş aq

    debe editi olsun bu.