hesabın var mı? giriş yap

  • arkadaşın iletisinden:

    "olm alkolik çapulcular olarak girdiğimiz eylemden toplu miraç kandili kutlayıp simit yiyerek çıkıyoruz. tayyip bizi oyuna getirmiş olmasın?"

  • insana beyin dumuru yasatmak icin ozel olarak planlanmis diyaloglardir.

    turkiye cikisi:

    - nereden geliyorsunuz?
    + ee.. nereden geliyorsunuz derken?
    - nereden geliyorsunuz buraya? (mukemmel aciklama ve otesi)
    + bir yerden gelmedim istanbul'dan amsterdam'a gidiyorum.
    - ha istanbul'dan mi geldiniz? (ulan ataturk havalimanindayiz ne yedin sen kahvaltida)
    + evet amk (amk silent)
    - peki iyi ucuslar.

    amsterdam'a giris:

    + merhaba
    - merhaba
    - .... (yanindaki elemanla flemenkce konusmalar)
    - nereye gidiyorsunuz? (hobaa)
    + ehm.. bana mi soylediniz? (birden ingilizceye dondugune gore oyle olsa gerek)
    - evet
    + iii.. bir yere gitmiyorum, buraya geldim.
    - (flaps diye muhuru yapistirir)
    + tesekkurler, iyi gunler..

    lan olm ne oluyor, benim tipi gorup "haha su tipe bak, dur azcik comak sokalim da beyni haslansin ibnenin" mi diyor insanlar? amaciniz ne lan?

    hayir sorduklari sorulardan ziyade verdigim cevaplari kabullenmeleri garibime gidiyor. amacsizlar yemin ediyorum.

    not: en dramatik muhur sesinin benimki oldugunu da kabul edin arkadaslar.

    sevgiler.

  • geçenlerde düşündüm de insanlık kendine elon musk gibi haftada 80 saat çalışmayı öğütleyen biri yerine ata demirer'i örnek alsaydı keşke. kapitalizme alternatif bir sistem öneriyorum; demirerizm. ata demirer yunan halk şarkısı söylüyor. türk sanat müziği söylüyor. piyano çalışıyor. ud çalıyor. stand-up yapıyor. belki bunların hiç birinde dünyada bir numara değil fakat tüm bu yeteneklerin birleşiminde ortaya çıkan şey dünyada bir numara; kendi deyimiyle de tek kişilik dev kadro. insanlık olarak bu gibi dev kadroları kendimize örnek almalıyız. kapitalizme kalsa bir kişi yunan halk müziğini en iyi şekilde icra etmeli. başka bir kişi türk sanat müziğini en iyi şekilde icra etmeli. belki daha verimlidir ama hayatı ıskalar. kapitalizm tüm verimine rağmen, gözün içindeki o gülümsemeyi ölçemez. hayır, demirerizm tam tersini söyler. her şeyden gönlünüzden geçtiği kadar alın ve paylaşın. kimseye de hesap vermeyin. teşekkürler ata demirer.

  • "akp'yi eleştirdiği" gerekçesiyle alınmış ve bugün resmi yazıyla tebliğ edilmiş karar. devlet televizyonunun parti çiftliği olarak kullanılmasının güzel bir örneği.

  • sağlıklı beslenmenin her geçen gün mümkün olmaktan hızla uzaklaştığının kanıtıdır.

    fındık, fıstık, leblebi, ayçiçeği, kabak çekirdeği, antep fıstığı gibi kuruyemişin neredeyse her türünün yetiştiği bu verimli topraklarda bize sadece kuru ekmek yemeyi reva görenler var çünkü.
    şu fiyatlarla kim fındık fıstık alıp düzenli olarak yiyip, yedirebilir çoluk çocuğuna.

  • "her ailede aileyi mahveden, iflas ettiren, kavga çıkaran, haksızlık yapan, ortalığı birbirine katan, huzur vermeyen, hak ettiğinden fazla malı üstüne alan en az bir amca veya bir dayı vardır. bizde yok diyosanız bu kişi babanızdır!"

  • dün bindiğim otobüsün çok dolu gelmesinden dolayı orta kapıdan bindim, yanımda iki japon turist duruyordu akbilimi öne uzatmaları için onlara verdim ancak akbilimi ellerine aldıklarında donup kaldılar. ben de elimle akbili öne uzatın gibi bir işaret yaptım. bizimki akbili biraz uzattı ve hooop bizim vatandaşlardan biri kaptı akbili, akbil elden ele gitmeye başladı. bu uygulamayı gören japonlar önce birbirlerine sonra da bana doğru bakıp mutlu mutlu sırıtmaya başladılar. ve yolculuk boyunca uzatılan bütün akbilleri elden ele gönderdiler.

    aynı otobüste bir teyzenin kendisine yer vermek isteyen gençlere "siz oturun ben birazdan vapura bincem orda uzun uzun otururum" demesi. aynı teyzenin kapı her açıldığında "düşme yavrum" diye kolumdan tutması.

  • benim konyaydi
    selçuk universitesini kazandım neyse dedim 4 sene dayanayim
    derken memleketimde iş bulamadım yine konyaya döndüm.
    bide üstüne evlendim tamamen yerleşmek zorunda kaldım.
    konya karadelik gibi içine girdinmi çıkamiyorsun

  • üniversite son sınıf, artık okul bitse de gitsek modundayız.

    dersin hocası abim. evet bildiğin baya kan bağlısından hem de.

    ne yalan söyleyim sınavdan 2-3 gün önce belki nerelerden çıktığını söyler diye yapmadığım şebeklik etmediğim yalakalık kalmadıysa da adam en ufak bir tüyo bile vermedi. bırak tüyo vermeyi üstüne bi ton da laf yedik ayaküstü. nasıl adammışım da hiç mi utanmıyormuşum, hak hukuk falan filan.

    neyse bu laflar bende yaşar usta'nın fabrikatör adama verdiği ayar etkisi yaptı. yediğim o ayarla arkadaş oturdum 3 gün boyunca bir hırsla çalıştım ama ne çalışmak!

    neyse işte girdik sınava, 90 civarı bi not bekliyorum.

    sınav açıklandı, 100 almışım! lan!

    nasıl kızgınım nasıl atarlanıyorum ama anlatamam. hani adam bana laf koydu ya. bir anda dünyanın en dürüst en vicdanlı adamı oldum.

    ne laflar hazırladım; "ya noldu hani haktı hukuktu niye 100 verdin!!11! neyi hakettiysem onu alırım raad ol, şş" modunda kendimden geçiyorum. tabi arkadaşlar da yanımda. onlara da yaptım havamı "ben bu notu haketmedim arkadaş, içime sinmez" falan diye. dedim gençler bakın şimdi arıyorum hocanızı**, açtım hoparlörü;

    + alo?
    - abi hayırdır? nooldu hakka hukuğa!!1! (kaş göz oynar)
    + ne diyon lan, işim var çabuk söyle
    - sınavı diyom sınavı!?! (kaş göz "hey yavrum hey" modunda)
    + ne olmuş sınava?
    - 100 vermişsin, ben 90 bekliyodum, ben haketmediğim notu alamam!!! (kaş göz halaya durmuştur artık)
    + gerizekalı zaten 100 almadın. sınıfta iki kişi 83 almışınız size göre bütün sınıfı öteledim 17 puan. hatta o puanı da nasıl aldın onu da anlamadım (ekstra 17 puanı duyan sınıf alkış tufanı koparmıştır bu arada)
    - ??!!! 100 almamış mıyım hakkaten?
    + yok almadın nerde sen de o beyin?
    - abi ama..
    + dıııt dıııt dııt