hesabın var mı? giriş yap

  • okul müdürü ve hocamın hocamın ellerinden öperim. bu devirde bu hareketi yapmak cesaret ister. en doğru kararı vermişler. ülkeyi siyasal islam bataklığından sizin gibi öğretmenler kurtaracak.

    türbana lafım yok herkes istediğine inanmakta istediği gibi giyinmekte özgür. ama 4. sınıfa giden çocuğa türban giydirmek neresinden bakarsanız bakın saçmadır. her şeyden önce çocuk o çocuk.

  • ne kadar birikmiş içe atılmış bok püsür varsa kusulan maildir.
    ve sonu gelmez, yo öyle değil, şöyle:

    re: ikimiz için de en iyisi oldu
    re: re: ikimiz için de en iyisi oldu
    re: re: re: ikimiz için de en iyisi oldu
    .
    .
    .
    .
    re: re: re: re: re: re: re: re: re: re: re: re: re: re: re: re: re: re: re: re: re: ikimiz için de en iyisi oldu

  • bundan önce kim yapıyorsa o yapacak.

    türkiye cumhuriyeti 1995 yılında kurulmuş yeni bir devlet değil.binlerce yıl oldu biz buralarda takılıyoruz.eger son 10 senede gelen göçmenlere bağlıysa bütün herseyimiz kapatalım ülkeyi.gocmenler gittiği zaman ağır işlerin emek fiyatı artacak.bu isleri yapan göçmenler 3 bin tl alıyorsa,bu işi yapan turkler 6 bin tl alacak.isler halk nezdinde daha iyi olacak.

    ne göçmenmis amk,yakında göçmenler giderse üzerimize taş yağar felan diyecekler.

  • dertleri oruç açmak ya da ibadet etmek değil, dertleri kavga etmek. orucu evinde de açabilir, başka bir yerde de. boğaziçi'ni özellikle seçmelerinin sebebi buraya da hakimiz vurgusu yapmak.

    allah akıl fikir versin.

  • 3-4 senede bir olur. okuma yazmayi askerlik yaparken ogrenen babamın gözleri her evladi universite kazandikca dolar, zorlasa da kendini suzulur o yaslar yanaklarindan. cok sukur 4 kardesten 3'u yasattik o mutlulugu babamiza. en kucugumuz de bu sene insallah.

    edit: en küçüğümüz de hukuk fakültesi kazandı çok şükür.

  • kulaklık ve hoparlör testi için kullandığım birkaç şarkı var.

    netlik, berraklık için limp bizkit - behind blue eyes

    bass testi için neo fresco - sublimation

    bass sınırlarını test etmek için de james blake - limit to your love

    rock performansı için ac/dc - shoot to thrill

    klasik müzik performansı için dmitri shostakovich - waltz no.2

    edit. anam coştu lan bunlar. bu kadar fav beklemiyordum hiç. o zaman birkaç tane daha test etmeye uygun şarkı vereyim.

    bass ve tiz bir arada: foreign beggars & noisia - contact

    bu şarkı için ciddi bass performansı gerekiyor, bu şarkıda hoparlör veya kulaklık zorlanmıyorsa her yola gelir: bishop briggs - be your love

    aynı şekilde kosheen - little boy'da da yoğun bass var, güzel bir kerteriz noktası denebilir.

    hep bass önerdik, bu şarkıda da sağlam tiz ve mid performansı gerekli: astyplaz - zaira

    youtube'da pink floyd - money'nin bir hd kaydı var, stereo testi için çok ideal.

    editto: eklemeler

    akustik testi için: charles bradley - dusty blue

    tekno: prodigy - the day is my enemy

    bir de bu aralar guggenz diye bir oluşuma sardırdım, 2k15 diye bir albümleri var spotify'da, ilk 3 şarkıyı evirip çevirip dinliyorum: love is gone, miles apart ve midnight.

  • nedendir bilinmez inançsız kesimi daha çok ilgilendiren ibadet.

    yıllardır orucumu tutarım çok şükür. tutmayan bir kimseye de 'neden tumuyorsun ulan?' diye kızdığımı, ulu orta yiyen adama 'sen nasıl bana saygı göstermezsin?' dediğimi hatırlamıyorum. aksine umrumda bile değil. çünkü birinin yanımda yiyip içmesi beni zerre kadar enteresa etmiyor. canım yeme içme çekmiyor. çekse bile ecrim artmış olur çekmiş olduğum sıkıntıdan mütevellit.

    keşke benim orucum da yiyip içenleri rahatsız etmese. ben aç kalıyorum çilesini başka biri çekiyor. hep bir hazımsızlık hep bir hazımsızlık. halbuki biz malız boşu boşuna aç susuz kalıyoruz. bırak da aptal aptal karanlıklar içinde yaşayalım işte. sana oruç tutmamandan ötürü laf dokundurana kızıyorsun da sen niye oruçlu ile uğraşıyorsun ki?

    bu tip olaylarda hz. ali'ye (r.a) ibadet ettiği için boş işlerle uğraştığını emeklerinin zayi olduğunu söyleyen bir kafiri hatırlıyorum. kafir diyor ki, öldükten sonra dirilme yoktur. hz. ali de diyor ki, 'eğer sizin dedikleriniz doğru ise benim bir zararım olmaz. (yani en fazla biraz kendimi yormuş olurum. abdestti namazdı oruçtu.) ama ya benim dediğim doğru ise o zaman siz çok zarar edersiniz'

    edit: 'ya varsa' kıssasından ötürü 'böyle bir anlayışla ibadet edilir mi?' diye çok tepki gelmiş. değerli yazarlar, allah aşkına 'ya varsa lan?' diye ibadet eden birini gördünüz mü siz? ya da hz. ali'nin ya varsa diye ibadet ettiğini mi sandınız? oradaki cümle, karşısındaki adamın düşünce dünyasında bir sarsıntı yaratıp düşünmesine sebep olmaktır. hepsi bu. yapmayın allah aşkına ya varsa diye ibadet etmek nedir? kimde gördünüz?

  • yani kendisinin saçmaladığını düşünen biri olarak belki iyi taklit yapmıştır da gülerim diye düşünerek izledim. onu da becerememiş.

    bu teyze altın portakal alıyorsa memlekette cidden oyuncu kalmamış demektir. eh güzellik yarışmasından çıkanın malkoçoğlu gibi setlere daldığı ülkede bu nihat bilmemne gibi tipler de en iyi oyuncu oluyor işte.

  • senin cocugunun sictigi koltuga hostes oturmak zorunda mi veya yolcular o kokuyu cekmek zorunda mi ? isin icine cocuk veya kadin girince butun kurallar esnetilsin isteyen insanlari egitebilsek keske. bi de hakli goruyorlar kendileri sonuna kadar.

  • ben dili bilinenin aksine "senin şunu şunu yapman bende şu şu duyguyu yaratıyor" dan ibaret değil. bir iki ön koşulu var.

    öncelikle bu dil anlık olarak kulanılan bir yöntem olmayacak ailenin genel tutumu olacak. bir birey olarak biribirinin ve çocuklarının duygularını, düşüncelerini dikkate almayan bir anne - babanın çocuğu da başkasını duygusunu dikkate almamayı öğrenir. dolayısıyla sen "bu beni çok üzüyor" desen bile önemsemez.

    ikincisi çocuğun senin duygunu anlayacak yaşta olacak. iki ya da altı yaşındaki benmerkezciliğin doruklarında gezinen ve her şeye kendi verdiği değer kadar önem atfeden bir çocuğa "cama vurduğunda üzülüyorum" dersen anlamayabilir.

    üçüncüsü çocuğun daha büyükse bile genel olarak ilişkin iyi olacak. birbirinizi önemsediğiniz bir ilişki içinde olacaksınız. ben şimdi yolda tüküren bir adamı durdursam ve "yere tükürmen beni üzüyor" desem "sana iyi üzülmeler o zaman "deyip çeker gider. çünkü aramızda bir bağ yok. benim üzülmemi neden önemsesin ki. eğer çocuğunla ilişkin sağlam değilse bu dil işe yaramaz. önce ilişkini onarman gerekir.

    son olarak ben dilinin formülü:
    karşıdakinin yaptığı davranışın yorum katılmadan ifade edilmesi (vurma, bağırma, etrafı dağıtma vb.)
    +
    bunun bana olan somut etkisi (ben toplamak zorunda kalıyorum, yoruluyorum, yetiştiremiyorum vb.)
    +
    sende yarattığı duygu (üzülüyorum, telaşlanıyorum, kaygılanıyorum vb.)

    yani;
    kardeşinle kavga ettiğinizde üzülüyorum (yanlış cümle, bana olan etkisini söylemedim.)

    kardeşinle sürekli kavga ettiğinizde ...... (yanlış cümle, çocuğun davranışına yorum kattım)

    kardeşinle birbirinize vurduğunuzda size nasıl yardımcı olacağımı bilemiyorum ve ikinizin arasında kalıyorum. bu sefer kendimi çaresiz hissediyorum. (doğru cümle.tabi sonrasında sorunlarını nasıl çözebileceklerini de zaman içinde öğretmek ve kural oluşturmak gerekecek.)

    umarım biraz yardımı olur.

  • "kola içmeyip hitler överek israil'i durdurma planımız nasıl başarısız oldu, anlayamıyorum. hayatımda gördüğüm en iyi savaş stratejisiydi."

  • bugün aldığım şey. içini daha açmadım ama en güzel hediye olacağını hissedebiliyorum. ağır biraz. üzerinde kırmızı bi nokta var yanıp sönüyor, böyle diiit diit diye ses çı