hesabın var mı? giriş yap

  • - baba bak elalemin babasi 276 bin yapiyomus dx-ball*'da sen hala 100binlerde surunuyosun eki eki..
    - nerdeymis sen nerden biliyosun?
    - sozlukte yaziyo iste.
    - e git sen de yaz benim babam 500bin yapiyo o zaman.. ne ki. konsantrasyonumu bozma..
    - hmm

  • bugün içerenköyde şimşek fırına alışveriş yapmak için girmemle başladı olaylar. ne alsam diye bakınırken yanıma yaşlıca başörtülü bir teyze geldi. önce koluma dokundu ne olduğunu anlamadan irkilmemle birlikte korkma dedi. sonra herkesin içinde bu vaziyette sokağa çıkılmaz, böyle giyinemezsin dedi. ne var halimde deyince görmüyor musun halini dedi. bana göre görülmesi gereken bir durum yoktu çünkü... ince askılı diz hizasında bir elbiseden bahsediyorum. teyze ben de sorun yok sen benden uzaklaş deyince bu sefer kendisine yandaş bulmak için çalışanlara beni gösterip dinimizde bu şekilde giyinmenin günah olduğunu, başımıza ne geliyorsa bizim gibilerden dolayı geldiğini söylemeye başladı. orada çalışanlar ki sonradan biz onay vermedik size yapılana dese bile o zaman neden haddini bildirmediniz? neden ben hakkımı savunurken size hak veriyoruz, sizinle bu şekilde konuşamaz demediniz. kimse kimseyi giydiği kıyafet ile yargılayamaz. istediğimi giyerim buna kimse karışamaz. bu ne kendiniz bilmezlik? bu ne hadsizlik? sen kendinde bu hakkı nasıl buluyorsun?

  • gezi için şarkı yapmış, ali ismail'den de bahsetmiş. bu saatten sonra gözümün önünde toma taşlasa ne fayda, benim için sıfır bir insan. sıfırın altında diyemem, o da bir değer.

    bari o çocuğu kullanma be sezen.

  • hacettepe tıp fakültesinden olan ve atatürk'ün cumhuriyeti muhafaza için görevlendirdiği kişiler olması gereken bu insanların yaptığını sözlükte teşhir etmek istedim. 'saygı gösterin' adı altında kendi kutsallarına laf ettirmeyen, edenleri linç eden bu kesimin ülkenin en önemli dokunulmazına bu şekilde dil uzatmasının cezalandırılması için lütfen sözlükteki arkadaşlar gerekini yapsın ve hukuk mücadelesini başlatsın.

    http://i.imgur.com/4ilzvox.jpg

  • bir süre önce evde kullandığım ürünlerin ne kadar hayvan dostu olduğunu araştırmaya başladım. kozmetik markalarını zaten geçtim ama kullandığım temizlik malzemesinden dove marka sabuna hatta diş macununa kadar, aldığım tüm markaların hayvanlar üzerinde deney yaptığını fark ettim. o tarihten sonra da ne alırsam cruelty-free olmasına dikkat ettim ama bu iş türkiye'de çok zor. aslında internette markaların tam listesi var ama gözden kaçan çok oluyor. hem kendim hem de bu konuda zaten rahatsız olanlara bir fikir vermesi açısından benim denediğim/deneyeceğim cruelty free ürünleri yazmak istiyorum.

    ağız ve diş bakımı: splat, sarakan, perlodent, alterra.

    * çoğunu rossman mağazalarında bulabilirsiniz. ama diş macunu arayışım hala sürüyor zira hiçbiri bir parodontax değil.

    saç bakımı: avalon, aveda, otacı, tresan, urban care, inecto, the body shop, crystal deo, batiste, isana, eyüp sabri tuncer.

    * the body shop ve eyüp sabri tuncer'in saç ürünleri hariç hepsinden birkaç ürün kullandım ve oldukça memnun kaldım.

    deodorant: cyrstal, soft & gentle, d&p, siveno.

    * cyrstal markası şimdiye kadar kullandığım en iyilerden biri.

    kozmetik: the balm, golden rose, rıval de loop, h&m, wetnwild, essence, nyx, note, urban decay, sleek, physıcıans formula, the body shop, catrice, laura mercier, smashbox,huda beauty, anastasia beverly hills.

    * aslında burada çok zorlanacağımı düşünmüştüm fakat en çok seçenek de burada varmış. f/p açısından essence en çok sevdiğim marka oldu. ben ki göz altım için bir sürü mac, nars, bobbi brown, estee lauder denemiş insanım, essence kadar memnun kaldığım olmadı.

    cilt bakımı: murad, cyrene, dermalogica, kiss my face, the body shop, aubrey.

    * cilt bakımında lancome ve estee lauder'ın yerini hala dolduramadım. aramalarım sürüyor.

    temizlik: frosch, green clean, mıntax, turmepa, friendly organic, seventh generation.

    * burada konu ürünün sadece cruelty free olması değil aslında. normalde kullandığımız deterjan ve yumuşatıcıların içinde zararlı çok fazla madde var. bu konuyu araştırmadan çok daha önce de doğal içeriklerinden dolayı bu markaları kullanıyordum ben. kendinize ya da etrafındakilerinize -mesela çocuklarınıza- birazcık değer veriyorsanız o evinizdeki deterjan ve yumuşatıcıları bir daha kullanmamak üzere çöpe atmanız gerekiyor.

    hayvanlar üzerinde deney yapmayan markalar çok yeni olduğum bir alan ve çok fazla gri bölge var. bu konu hakkında önerisi olan herkese çok minnettar olurum.

    not: ben bir şey satın alırken ya da bir ürün hakkında bilgi edinmek için http://www.ekoorganik.com/ ve https://www.lilakutu.com/ 'dan yardım alıyorum, tavsiye ederim.

    edit: katkıları için pacifist'e teşekkürler.

  • osmanlı'da, soğuklar arttığı zamanlarda herkes içilsin diye evinin önüne sıcacık latte koyarmış. inceliğe bakar mısın.