hesabın var mı? giriş yap

  • bir nevi problem of evil'dir. ikisinde de tanrı'nın klasik üç özelliği olan omniscience(sonsuz bilgi sahibi olma),omnibenevolence(sonsuz iyilik sahibi olma) ve omnipotence(sonsuz güce sahip olma)'e diss atılır.

    sokrates ile euthyphro adliyenin önünde karşılaşırlar. sokrates malum davası için ordayken euthyphro ise babasına karşı cinayet suçlaması getirmek için oradadır. sokrates buna çok şaşırıp neden kendi babasını mahkum ettirdiğini sorduğunda eutyhphro bunun tanrıların emrettiği doğru davranış olduğunu söyler. bunun üzerine sokrates soruyu sorar: bir şey tanrı(lar) onu emrettiği için mi iyidir, yoksa o şey iyi olduğu için mi tanrı(lar) onu emretmiştir?

    eğer bir davranış tanrı onu emrettiği için iyiyse iyi kavramının içi boştur, zira bir şeyin iyi olup olmaması tanrının iki dudağının arasındadır. bunu kabul etmek tanrının tecavüze veya cinayete iyi bir davranış demesi sonucu bunun iyi olabileceğini kabul etmek anlamına gelir. eğer bir davranış iyi olduğu için tanrı tarafından emrediliyorsa da o zaman tanrıdan bağımsız, hatta tanrının bağımlı olduğu bir güç bu iyiliği belirlemektedir. o zaman aynı soruyu bu tanrının üzerindeki güç için sormak gerekir ve bu sonsuza kadar gider.

    bu ikileme tatmin edici bir cevap, 2018 yılında en azından benim bildiğim kadarıyla hala verilebilmiş değildir, verilebilecek gibi de gözükmemektedir. ateistler neden adam öldürmüyor ki allah'a inanmıyorlar nasılsa ehehue diyen arkadaşların kafasında vura vura anlatılmalıdır.

  • aşağıdaki gibidir:

    "alçı’ya göre ben abartıyorum, biz abartıyoruz. biz yalan söylüyoruz, o doğru.fakat ilginçtir. aynı hanımefendi, bundan birkaç sene öncesine kadar bizim “bunların amacı başka, bunlar tehlikeli, inanç özgürlüğü başka devlette örgütlenmek, yapılanmak başka” diyerek tehlikeye dikkat çektiğimiz zamanlarda fetullah gülen ve cemaatine övgüler düzüyor, bizi yalan söylemekle, bizi abartmakla suçluyorlardı. yani tehlikeyi öngörmekte kimin daha yetkin, kimin ise sınıfta kaldığı malum. bu yüzden yarın öbür gün herkesten çok suriyeli ve göçmen düşmanı olurlarsa hiç şaşırmayın

    ne de olsa “aldatılanların” güçlü olduğu bir ülke burası. bu arada beni yemeğe de davet etmiş nagehan hanım. böyle bir daveti geri çevirmek çok ayıba girer. odakule’nin hemen yanında, kallavi sokakta, hala felafelci olmadıysa fıccın diye şahane bir lokanta vardır. oraya gideriz. merak etmesin, boşnak lokantası değil, çerkes lokantasıdır."

    yazının tamamı:

    https://m.haberturk.com/…yli-1001/3397784-monopolit

  • benim bir arkadaşım var, yeminle adam dövdü böyle ya, herifi indirmiş yere, bir de tekmeliyor ama el de gömlek cebinde. soğuk kanlı piç ya.

  • kökenleri asya'da dır, asya deyince aklınıza yalnızca uzak doğu gelmesin zira çok geniş bir coğrafya'yı kapsamakta, büyük olasılıkla verimli toprakların keşfi amacıyla göç ettiler mezopotamya'ya, kraliyet mezarlarında bulunan lapis lazuli taşı kullanılarak yapılmış binlerce eşya afganistan'dan çıkarılarak elde edilmiştir örneğin, zenginliğin ve gösterişin taşıdır, göç etmiş olsalar da yerleşiktirler, yazı ve astronomi gibi alanlarda ilktirler, dil, tıp, matematik, din, büyü, mitoloji gibi alanlarda da çağın ilerisindedirler, etrüskler gibi surlarla çevrili kent devlet düzeninde yaşamışlardır, yılbaşı ağacı süsleme, evlilik yüzüğü, nazar boncuğu gibi unsurlar onlardan kalmadır sanıyorum, ilk hukuk kurallarını uygulayan devlettir, etrüskler gibi anaerkildirler, çivi yazısını kullanmışlardır, yedi katlı ziggurat'larını tapınaklarını aynı zamanda okul, gözlem evi ve depo olarakta kullanmışlardır, kerpiç, tuğla ve taştan yapılma evlerde yaşamışlardır, tanrının başlangıçta bir olan yer ve göğü ayırmasına dayanan yaratılış inançları vardır, tekerleği de icat eden kendileridir, 60'a dayanan sayı sistemini kullanmış ayı 30, yılı 360 gün olarak hesaplamışlardır gece ve gündüzü 12'şer saate, bir yılı 12 ay'a ilk kez bölmüşlerdir, ay ve güneş tutulmasını hesaplayabilmiş, aritmetiğin, matematiğin, geometrinin temellerini atmışlardır, çarpma ve bölme cetvellerini icat edip daireyi 360 dereceye bölüp, dört işlemi bulmuşlardır, dairenin alanını da hesaplamışlardır, matematik ve geometriye katkıları oldukça fazladır. çevre halklarla çok sık çatışmaları ve iç çatışmalar sonlarını getirmiştir, nippur’lu ludigirra'dan: "bu yaşam öykümü daha çok gelecek nesiller için yazmaya başladım. bizim ulusumuz, dilimiz, geleneklerimiz, sosyal yaşantımız, sanatımız unutuluyor artık. bu güzel ülkemize her taraftan göz diktiler. göklere uzanan basamaklı kulelerimizin, görkemli tapınaklarımızın, arı gibi işleyen çarşılarımızın, her tarafa ulaşan kervanlarımızın, dümdüz uzanan yollarımızın, boy ürün veren tarlalarımızın, nehirlerimizde ve açtığımız kanallarda salına salına yüzen teknelerimizin, dolup taşan iskelelerimizin, her tür bilgiyi veren okullarımızın ünü uzak ülkelere kadar yayıldığından; ilkel olan bu ülkelerin halkı kıskandı bizi. fırsat buldukça üzerimize saldırdılar. kentlerimizi yakıp yıktılar"

  • bi donem tum ford sahiplerini hirsiz yapmisti.

    ya arkadas resmen zincirleme hirsizlik dalgasiydi bu. ipnenin biri zamaninda nasi kaybettiyse anteni kaybetmis. sonra gidip baska bi forddan calmis. o anteni calinan da baska forddan caliyor. o oburunden o oburunden çala çala bitmeyen bi döngü oluyor. arada biri gidip yedek parcacidan alsa zincir kirilcak ama olmuyor. tum turkiyeyi ebe misali dönen toplu ve sirali bi hirsizlik akimi.

    neyseki yeni modellerde kaldirdi ford da sanirim bu sacmaligi.

  • üşengeçlikten parfüme nasıl geldin amk

    edit : başlık sahibi şöyle bir msj attı ;

    - amk ifadesi hakaret içeriyor söylemek istedim, bu da suçtur biliyorsun. kaldır onu bitsin problem

    beyler avukat olan filan varsa ne olur taktik.

    edit 2 : eksik olmasınlar bir çok avukat arkadaş yazdı bilgilendirdi ve istişarelerde bulunduk. ortak kararımız gençliğimi yaktıgım yönünde oldu. uzun bir süre beni göremezseniz ne olur üzülmeyin. davası için savaştı dersiniz. dik durdu eğilmedi dersiniz.

    selam ve dua ile.

  • anket yapmıştım zamanında. allahım çok zor işti. 180 lira için çalmadığım kapı kalmamıştı. bu işi deneyimledikten sonra gördüğüm tüm anketör arkadaşlara önce gülümser, insan gibi selamlaşır, sonra dinler, sorularını cevaplarım. yüzüme o kadar çok kapı kapanmış, o kadar azar işitmiştim ki yaşadığım stresi ölsem unutmam.

  • her akşam iş dönüşü yaptığım gibi dün akşam da evimin ordaki laz bakkala girdim, birkaç parça şey aldım, gözüm biscolata paketlerine takıldı, tam da elimi uzatıp bir tanesini alıyordum ki bakkalım:

    +şu güzelliği bozma, dedi.

    ben de zannediyorum ki, "kilon çok iyi, böyle şeyler yiyip de bozma." demek istiyo.

    -hı, ne? falan derken yabıştırdı devamını:

    +tam 10 lira tuttu, bırak böyle kalsın!