hesabın var mı? giriş yap

  • haksız annedir.

    bizim milletin çocukları kadar şımarık çocuk görmedim. büyük ihtimal o restorana girebilseydi çocuğu terör estirecekti. masalar arasında koşacaktı çığlık ata ata, yemeği beğenmeyip avazı çıktığı kadar anıracaktı, ortalığı birbirine katacaktı.

    ben hiç görmedim sessiz sakin oturup, yemeğini yiyip kalkan çocuklu bir aile. illa ki bulundukları ortamı rahatsız ediyorlar.

    bir de tutturmuşlar çocuk bu diye. çocuk dediğin söz dinlemeli öyle deli dana gibi ortalıkta koşturmamalı.

  • süreyya ayhan'ın 1500 metre finalinin olduğu gün, lokantada yemek yerken, yan masadaki göbekli amcanın garsona "süreyya ayhan ne oldu süreyya ayhan" diye seslenmesi sonucu, garsonun "hemen geliyorum" diyerek hızlıca gidip 5 dk sonra bir sürahi ayran alıp masaya getirerek "sürahi ayranınız geldiii" demesi.

    bunu espri olarak birisi yapsa tokatlarım; ama yıllar geçti, hala bu olay aklıma geldikçe gülümserim.

  • türk metal dinleyicisinin duygusal tarafına anathema'dan sonra en çok dokunan isveçli melankoli kralları hakkında, hazır yeni turne açıklanmışken, biraz güzelleme yapalım.

    katatonia, kariyerinde iniş çıkışlarla dolu 28 yılı devirmiş ve bu yolculuğu boyunca da radikal değişiklikler yapmaktan çekinmemiş bir grup. bu radikal değişimlere karşılık değişmeyen bir şey var, grubun müziğinin içerdiği yoğun melankoli. geçen yıllar, bu melankoliyi işleme yaklaşımlarını değiştirse de, şarkılardaki melankoli yoğunluğu hep aynı kaldı ve dinleyicisi için katatonia'yı özel bir konuma taşıdı.

    doksanlı yılların başında, iskandinav topraklarından çıkan bir çok metal grubu gibi katatonia da morbid angel, entombed, autopsy ve paradise lost gibi grupların etkisiyle kuruldu. paradise lost'un 1991 yılında çıkardığı başyapıtı gothic, grubun death ve black metal türlerine olan ilgisini nasıl şekillendireceğine dair ana şablonu sunmuştu. kendilerini blakkheim ve lord seth olarak adlandıran anders nyström ve jonas renkse ikilisi, bu etkileşimler ışığında ilk demoları jhva elohim meth'i yayınladı. demonun yeraltı ortamlarda ses getirmesi, ikilinin yanlarına bir basçı alarak ilk albümleri dance of december souls'u kaydetmelerinin önünü açtı. dönemdaşlarının icra ettiği death metal etkileşimli doom müziğine karşılık, black metal etkisini daha ön planda tutan albüm, atipik şarkı yapıları ve içerdiği karanlık atmosfer ile dikkat çekiyordu.

    grup, kariyerinin başlarında sürekli bir kadro sıkıntısı yaşamıştır. 1995 yılında yayınlanan for funerals to come... kısaçalarından sonra nyström ve renkse ikilisi gruba ara vermişlerdir. renkse bu dönemde diğer bir doom/death metal projesi olan october tide'ı kurmuş, nyström ise diabolical masquerade adındaki tek kişilik black metal projesini hayata geçirmiştir.

    grubu doom metal sahnesinde önemli bir konuma getiren ve günümüzde bir çok doom/death metal grubunun da övgüyle bahsettiği albüm olan brave murder day, 1996 yılında yayınlanmıştır. opeth'den mikael akerfeldt'in vokalleri yaptığı albüm, grubun o dönemlerde yoğun olarak dinlediği kent ve slowdive gruplarından aldıkları müzikal fikirleri doom/death metal tabanında erittiği, tekrarlara dayalı, basit ve hipnotik şarkılarla öne çıkmıştır. doom/death metal tarihi içerisinde büyük önem taşıyan bir albümdür brave murder day. burada albümle ilgili detaylı açıklamaları okuyabilirsiniz. doom/death metal'i yaratan paradise lost, anathema ve my dying bride'ın, tür adına kutsal kitap niteliğinde olan albümlerini*** bile zorlayacak kudrettedir. paradise lost'u tanrı gibi gören üç isveçli genç, ilham kaynakları olan adamlara aşık atmıştır resmen. günümüzde agalloch, disillusion, daylight dies, shining, bilocate, swallow the sun gibi gruplar katatonia'nın adını destursuz anmıyorsa, birinci elden sebebi brave murder day albümüdür. grup, bu albümle birlikte resmen yeni bir müzikal yapı ortaya koymuş, türe imzasını atmıştır.

    brave murder day, grup adına da bir devrin kapanışıdır. hemen ardından yayınlanan ve brave murder day albümüne paralel yapıda şarkılar içeren sounds of decay kısaçalarıyla birlikte grup, doom/death metal tarzına son selamını çakar. brave murder day'den daha ilerisine gidemeyeceklerini mi öngörmüşlerdir artık, bilinmez. 1997 yılı, katatonia'nın doom metal yaptığı son zamanlara şahitlik yapmıştır.

    grup, 1998 yılında discouraged ones albümünü çıkarır ve yaşadıkları radikal tarz değişimi hemen dikkat çeker. grup artık brutal vokal kullanmamaktadır ve müzikteki death metal etkisi kesilip atılmıştır. brave murder day'de işledikleri müzikal yapı temelde devam etse de, artık sert bir müzik yoktur. daha duygusal ve ağır başlı bir müzikal yapı öne çıkmaktadır. grubun yaşadığı tarz değişimi, anathema'nın the silent enigma albümünden eternity albümüne geçişinde yaşadığı değişimle neredeyse aynıdır.

    discouraged ones, çok can yakan bir albümdür. bu satırların yazarını da katatonia ile tanıştıran ilk şarkı, bu albümden çıkma bir şarkıdır. içerdiği basit ama duygu yoğunluğu yüksek şarkılarla, sözleriyle ve jonas renkse'nin bıkkın vokalleriyle, grubun kariyerinde ayrı bir öneme sahiptir.

    discouraged ones ile başlayan ikinci dönem, grubun brave murder day albümünde oluşan müzik yapısının üstüne farklı etkileşimler ve yaklaşımlar koyarak viva emptiness albümüne kadar devam etmiştir. 1999 yılında çıkan tonight's decision ve 2001 yılında çıkan last fair deal gone down albümleri grubun müziğini daha da çeşitlendirdiği ve the cure, siouxsie and the banshees gibi gothic rock gruplarından etkilerle zenginleştirdiği dönemin eserleri olmuşlardır. söz konusu albümler, grubun metal kökenlerini daha çok beğenen dinleyicileri uzaklaştırsa da, yeni kitleler edinmesini de sağlamıştır. last fair deal gone down albümüyle birlikte grubun kadrosu da tarihlerinde ilk defa stabil bir hale gelmiştir ve bu kadro dokuz sene boyunca bozulmayacaktır.

    2003 yılında grup viva emptiness albümünü yayınlar ve kariyerinde üçüncü dönem diyebileceğimiz yeni bir süreç başlar. viva emptiness, yoğun şekilde tool, mudvayne, a perfect circle ve porcupine tree etkileşimleri gösteren ve grubun müziğini alternative metal sularına çektiği albümdür, dolayısıyla grubun önceki işlerine oranla önemli farklılıklar sunmaktadır. viva emptiness'in ardından çıkan her albümle birlikte, katatonia müziğinin basitliği ve kolay dinlenirliği kırılacak ve grup daha progresif sulara yelken açacaktır.

    2006 yılında yayınlanan the great cold distance, viva emptiness ile edilen yeni yaklaşımların olgunlaştığı albümdür ve hem grubun dinleyicileri hem de kritikler tarafından iyi yorumlar alır. ardından 2009 yılında night is the new day, şahsi görüşümce bir nevi sendeleme olsa da, 2012 yılında yayınlanan dead end kings ile birlikte grup alternative metal ve progressive metal arasında konumlandırdığı çizgisini kararlı bir şekilde sürdürmeye devam etmiştir. 2016 yılında yayınlanan son albüm the fall of hearts, grubun progresif etkileri yoğun olarak benimsediği, solo gitarın ve davul partisyonlarının daha etkin kullanıldığı ve müzikal kapsamın akustik ve ambient kısımlarla daha da genişletildiği bir eser olarak öne çıkmış ve eleştirmenlerden övgüler almıştır.

    kariyer gidişatları olumlu yönde olsa da, grup 2009 yılı itibariyle kadro devamlılığı konusunda yine sorunlar yaşamaktadır. bu durum 2018 yılını ara verirerek geçirmelerine sebep olmuştur. 2019 yılının başında, night is the new day albümünün onuncu yılı sebebiyle tekrar sahalara dönen grup, birkaç ay sonra sekizinci kez türkiye topraklarında olacak.

    grubun şarkı sözlerine de ayrı bir paragraf ayırmak gerekir. dance of december souls albümünde, dönemin doom metal edebiyatına uygun olarak, romantik doğa betimlemelerine dayanan şarkı sözleri, brave murder day albümü itibariyle vokalist jonas renkse'nin soyut kelime kullanımlarıyla birlikte resmen çağ atladı. müziklerindeki melankoliye paralel olarak, kişinin içsel hesaplaşmalarını, duygularıve depresyonu konu alan şarkı sözleri de katatonia'nın bu kadar özel bir konuma sahip olmasını desteklemiştir.

    ülkemize ilk olarak last fair deal gone down albümünün turnesi kapsamında 2001 yılında gelen grup, ardından 2004, 2006, 2010, 2013 ve 2015 yıllarında festival kapsamında ya da solo olarak konserler vermiştir. türkiye dinleyicisi için grubun özellikle '98-'06 arası külliyatının önemi büyüktür. şahsi görüşüm, night is the new day sonrası katatonia müziği daha karmaşıklaştığı ve çeşitlendiği için, eşlik edilmesi ve içselleştirmesi biraz daha zorlaşmıştır. bu sebeple, 2020'deki turnenin best of seçkilerinden yapılacak olması, benim gibi grubun eski dinleyicilerini biraz daha farklı şekilde heyecanlandırıyor. acaba brave murder day'den murder dışında bir şey çalarlar mı diye umutlanıyorum ben mesela... :p

    böyle bir grubumuzdur katatonia. dinledikçe hüzüleniyor, hüzünlendikçe seviyoruz.

  • üst bilgi: meraklı bir kişiliğe sahip olduğumdan kaynaklı, gün içerisinde okumalar yaparken böyle bir gerçekle karşılaştım meraklanıp şöyle bir araştırdım. umarım beğenirsiniz.

    2. dünya savaşı dünya tarihi içinde en çetrefilli ve belkide gerçek manada tam bir dünya savaşıdır. böyle söylememin nedeni bir çok insanın dolaylı ve direkt olmak suretiyle savaşın acı yüzünü görmüş olmalarıdır.

    türkiye'de bu savaşa katılmamış olmasına rağmen bu savaşın gerçekleriyle yüzleşmiş kayıplar vermiştir.

    -ilk olay refah şilebi faciası
    savaş patlak verince naziler hızlı bir şekilde türkiye sınırına doğru ilerlemişlerdir. o zamanın hükumet başkanı olan ismet inönü bu durumdan ciddi bir şekilde rahatsızlık duymaktadır. almanya ankara büyükelçisi franz von popen, türkiye’de oluşan tedirginliği gidermek ve türkiye’yi ingiltere’ye karşı kazanmak için hitler’in mektubunu ismet inönü’ye 04 mart 1941’de takdim etmiştir. hitler, mektubunda '' alman ordularının türkiye sınırlarına yaklaşmayacağının garantisini verilmiş ve ege ve trakya’dan türkiye lehine toprak verilmesinden de söz edilmiştir.'' ismet inenü bu duruma sıcak bakmıştır fakat tedirginliğinin dinmediğini belirtmiştir. bunun üzerine hitler türkiye’ye 10 yıllık saldırmazlık anlaşması önermiştir

    tabi almanya ve türkiye arasındaki bu irtibat ve anlaşma müttefikleri oldukça rahatsız etmiştir. japonlarında alman tarafına geçmesinin de etkisiyle amerika türkiye üzerindeki kısıtlamaları kaldırmıştır. bunun üzerine türkiye almanlardan 28 adet fw-58 savaş uçağı satın almıştır. bu alış veriş almanya ile türkiye ilişkilerini iyice pekiştirmiş. hitler bunun üzerine türkiye üzerinde bir emelleri olmadığını hatta bu sebeple alman birliklerinin türk sınırına yaklaşmaması emrini verdiğini belirtmiştir.

    bu durumdan iyice kıllanan ve rahatsız olan ingiltere hemen karşı atağa çıkarak, tersanelerinde yapılan 4 türk gemisinin hazır olduğunu ve türkiye’nin teslim alabileceğini bildirmiştir, birde üstüne dört denizaltının ve iki filo uçağınında verileceğinin sürprizini yapmıştır. oysa ki bu gemileri, ingiltere kısa süre önceye kadar bu gemileri savaşı bahane ederek vermeme yönünde ısrarını sürdürmüştür.

    bu gelişmeler üzerine söz konusu deniz ve hava araçlarını teslim almak üzere gönderilecek deniz ve hava kuvvetlerine mensup askerlerden oluşan 201( yüzbaşı rütbesindeki ingiliz irtibat subayı, kaptan dâhil 29 gemi personeli, 21 hava personeli ve 150 deniz kuvvetleri personeli) kişilik bir mürettebat oluşturulur ve 23 haziran 1941 saat 17.30’da gemi mersin limanından yol almaya başlar.yol planına göre gemi 25 haziran 1941 tarihinde de mısır’da olacak buradan da ingiltere'ye geçeceklerdi fakat son anda yüzbaşı rütbesinde bir ingiliz subayı gemi rotasını değiştirtiyor(bu rota değişikliği bilerek mi yapılyor bu kısım biraz tartışmalı) ve bir anda akdenizdeki tehlikeli sulara sürükleniyorlar. gece 22:30 sıralarında beklenmedik korkunç bir patlama ile önce gemi sarsılmış takiben geminin bordasından yediği darbe ile su almaya başlamıştır. refah gemisini milliyeti belirsiz bir denizaltı tarafından vurulmuştur.

    kazada(bence politik bir saldırı)kazada pilotaj kursuna giden 16 hava subayı, 15 deniz subayı, 48 deniz astsubayı, 63 deniz eri ve 25 gemi mürettebatı olmak üzere toplam 167 kişi hayatını kaybetmiştir.
    123kaynak

    -ikinci olay anlaşma gereği pilotaj eğitimi için ingiltereye gönderilen personellerin ölümü.

    refah şilebinde gitmesi planlanan 16 hava subayı kaza sonucu ingiltereye ulaşamayınca, türkiye 1941 yılı içerisinde 20-30 kişilik yeni mezun subayı seçerek pilotaj eğitimi için ingiltereye gönderdi. amaç türk ordusu içinde iyi yetişmiş pilot sayısını artırmaktı.fakat şansızlıklar mı yoksa kullanılan uçakların bir problemidir bilinmez gönderdiğimiz subayların bir çoğu hayatını kaybetmiştir. 1

    17 ağustos 1942 tarihinde, 22 yaşındaki teğmen reşit nalbant, airspeed oxford tipi uçak ile cronwell’de piste iniş yapmaya çalışırken düşmüş ve ingiltere'de hayatını kaybeden ilk türk pilot olmuştur.

    19 eylül 1942’de, uçuş eğitimi sırasında teğmen nizmettin şengün, miles master tipi uçağı ile dalış çıkış manevrası yaparken , dalıştan çıkmayıp barkston heath iniş sahasına düşmüş ve hayatını kaybetmiştir.

    18 temmuz 1943’de teğmen saim parlak grantham yakınlarındaki belvoir castle’ın kuzeyinde alçaktan uçarken, uçağı (miles master ııı) enerji nakil hatlarına takıldı ve woolsthorpe yerleşim yeri civarına düştü.

    23 ağustos 1942’de, teğmen esat şaşmaz, hava alanının üç mil kuzeybatısındaki ashby de la launde’da, miles master tipi uçağı ile eğitim uçuşu yaparken sebebi bilinmeyen bir nedenden yere çakılmış ve daha henüz yirmi yaşındayken hayatını kaybetmiştir.

    4 eylül 1942’de teğmen hakkı akarçay, öğretmen pilot ingiliz subayı yüzbaşı l.f. chapman’la birlikte, master w9017 numaralı uçakla havalanmış, ancak kalkıştan kısa bir süre sonra bir düşman taarruz uçağı tarafından saldırıya uğramıştır. saldırı sonucu düşürülen uçakta, her iki pilot da hayatını kaybeder.

    10 kasım 1942 günü teğmen hüdai toros, eğitim uçuşu için cronwell’den spitfire w3456 uçağıyla havalanır ve uçuş sırasında göz kararması sebebiyle hava alanı sınırına yakın bir mesafede bulunan heath farm’da yere çakılarak hayatını kaybetmiştir.

    21 eylül 1943 tarihinde teğmen ömer sümercan, uçtuğu oxford tipi uçağın motorları durup yere çakılması sonucu hayatını kaybetmiştir.

    10 ağustos 1944’te welby’de düşen miles master tipindeki uçak, teğmen mustafa görez’in hayatını kaybetmesine sebep olmuştur.

    24 eylül 1944 tarihinde teğmen fethi nejat ang, yine bir miles master uçağıyla gece uçuşunu tamamlayıp iniş yapamaya çalışırken ve caythorpe yakınlarında düşer ve hayatını kaybetmiştir.

    25 ekim 1944 tarihinde teğmen emin dönmez eğitim uçuşu sırasında kullandığı spitfire uçağının düşmesi sonucu hayatını kaybetmiştir.

    hv.tğm. ibrahim oray 25 mart 1943 tren kazasında hayatını kaybetmiştir.

    hv.tğm. abdullah ay 4 nisan 1945 trafik kazasında hayatını kaybetmiştir.

    ölen bu subaylarımızın mezarları hala londra brookwood türk şehitliğinde bulunmaktadır1

  • --- spoiler ---

    aklı öldürsen, ahlak da ölür. akıl ve ahlak öldüğünde millet bölünür. kadıyı satın aldığın gün adalet ölür. adaletin öldüğü gün, devlet de ölür. ( fatih sultan mehmet)
    --- spoiler ---