hesabın var mı? giriş yap

  • hayatımda bu kadar kezbanca ve ezik bir şeyi ilk kez okudum. ınşallah trollsundur. ınşallah.

    bi de utanmadan profesyonelim yazmış. hahahahahaha. ben kizin yerinde olsam ve böyle bir kezban beni kovsa işe duygusal ilişkilerini karıştıran müdürüm var diye hayvan gibi mobbing davası açardım. üstüne twitter ekşi vb her yerde de şirketin bu politikasını anlatırdım. şirket de kendisini rezil eden bu yeni kezoş müdürü atardı. zaten hikaye feyk bence. hahahah. çünkü değilse, o ne dandik firmadir ki işe yeni giren müdürün pat diye adam atmasına izin veriyorlar. zaten bu kadar kezbanini kurumsal firmada yönetici yapmazlar.

    edit: bir de kadını tehdit etmiş ya. allahım hikaye gerçek galiba. kimler kimler yönetici oluyor yarabbim. tez elden atılırsın umarım işten "sayın yönetici ". özel hayati ise karıştıran kendisi, bir de utanmadan kiza "özel hayati ise karistirma" yazmış. hahahahha. şimdi anlıyorum çoğu yöneticide niye ego olduğunu. kendilerine güvenmiyorlar ve bunu böyle bastırıyorlar demek ki.

    ımza: yönetici

  • hava daha tam kararmamış, perdelerin arasından hafif aydınlık gelirken ışığı açtığınızda içinize dolan garip his.

    odanın tüm dağınıklığı, yarım kalmış yiyecek paketi, yerde duran çorap teki...

    keşke yalnız bunun için sevseydim seni.

  • sanırım 2002. dünya kupasında 3.lük gelmişti , bütün ülke psikopat gibi rosalinda, vahşi güzel falan izliyordu, çocuklar "ben pikaçuyum" diye camlardan atlıyordu falan.. güzel, sayko senelerdi.

    tabi kasım ayına kadar.*

  • her zaman yakışıksız olmayan eylem.

    mesela, kamuda aynı meslekte olup farklı kıdemde olanların merak edip birbirlerinin maaşını sormaları, oldukça normal.

    özel sektörde ise aynı iş yerinde çalışanların, birbirlerinin maaşını sormaları, bence gerçekten gerekli. ne zaman özel sektörden biri ile konuşsam "bizim birbirimize maaşımızı sormamız yasak." diyorlar. neymiş, birbirlerinin maaşını öğrenip ortalığı karıştırmasınlarmış. maaş sormanın ayıp olduğu algısının, biraz da bu nedenle yaratıldığını düşünüyorum. işverenin işine gelmiyor.

    bu durumların dışında; alakasız birinin, yalnızca meraktan sorması ise elbette rahatsız edici. örneğin alışveriş yaptığınız esnaf ya da yeni tanıştığınız biri sorunca, garip hissetmek kaçınılmaz. sanki size bir etiket vuruluyormuş gibi.(ki muhtemelen gerçekten de vuruluyor.)

  • yasananlar mi daha korkunc yoksa olay sonrasi ekiplerin ruya gormussunuzdur ehe mehe, hadi sizi baristiralim tarzi yaklasimi mi daha korkunc. karar veremedim.

  • nezaket beklentisine kasıntı diyorlar. köylüler şehirleri işgal ettikçe böyle kültürünü de işgal ediyorlar işte.

  • gittiğimde evde eşyaların da olacağını ummuştum, boş bir evle karşılaşmak şaşırttı doğrusu, ama hiç hayal kırıklığı yaşamadım. evdeki loş karanlık, sessizlik, kapatılmış pencereler, kütüphaneden geçilen gizli geçit, burada fark edilmesinler diye çıt çıkarmadan korku içinde yaşayan iki ailenin izlerini taşıyordu. ve beni en çok hüzünlendiren duvarda çocukların boyunun ölçülmesi sonucu kalmış işaretler.