hesabın var mı? giriş yap

  • en küçük dayım üniversiteyi bizde kalarak okumuştu. hayatımın bütününün şekillenmesine etki eden çok güzel bir dört yıldı. mesleğe ilk atandığından evlenene kadar da bizde kalmıştı. öğretmenliğe atandıktan sonra aldığı ilk maaşla da eve yaş pasta alıp gelmişti. bizim ev için olağanüstü bir gündü. çünkü evimize ilk yaş pasta o gün girmişti. hem de damla çikolatalı. sevinçten havalara uçtuğumu hatırlıyorum. sonra yer sofrasına oturup o mutlu anı bekliyorduk. yaş pastanın dilimlenip tabağımıza koyulması gerektiğini de o gün öğrenmiştim. yıllar geçti. mesleğim gereği taşınmak zorunda kaldığım şehirde, bu sefer en büyük dayımın yanında kalmaya başlamıştım. ilk maaşımın yatacağı günü sabırsızlıkla beklemiştim. o ilk maaşla ne alacağımı aslında çok iyi biliyordum. işten çıktım, heyecanla pastaneye gidip yaş pasta aldım. hem de damla çikolatalı. maaşımla yaptığım ilk icraat bu oldu. insanlık için küçük ama benim için çok büyük bir şeydi.

  • üniversite son sınıftayım, mezuniyete 5 ay kalmış. ameliyat gününü stajlara denk gelmesin diye dönem arasına aldım, hem dedim arkadaşlarım gelir refakatçi olur, hem de ikinci dönem daha sağlıklı olurum.

    neyse geldi ameliyat günü, gittim hastaneye, yatış yapılacak, yaptırdım neyse, refakatçi olmasını söylediğim arkadaşa mesaj attım nerdesin ben yatış yaptırdım diye, ya kusura bakma kanka ben onu unutmuşum dedi. bi' şey diyemedim tabi zaten az sonra da hasta bakıcı ameliyata gidiyoruz dedi, kimse yok mu yanınızda dedi, dedim gelmediler.

    anesteziye girdik, doktor sohbet ediyor hangi fakültedensin falan, dedim dişteyim, oo bizden o zaman sana başka bi şey yapalım uçuralım seni dedi, 3 saat sonunda odada uyandım, hemşire geldi, kimse yok mu dedi, yine aklıma geldi, yok dedim, doktor geldi, kimse yok mu dedi, yok dedim.

    sonra beni vip odaya aldılar, bölüm başkanı yanındaki vizit heyetiyle geldi, sohbet ettiler, 30 dk boyunca benimle ilgilendiler, herhalde diğer doktor hocalarına söylemiş.

    ondan sonra zaten kendi kendime yetmeyi öğrendim. kimseye minnet eylemeden yaşadım.

  • oteki kadinin asil ben senin kocanla eglendim, bundan bisey olmayacagini anlayinca sana iteledim demis olma ihtimali beni helecanlandiriyor

  • olmamış olayları olmuş gibi göstererek nasıl bir haz alıyorsunuz amk ergenleri sizi. sözlüğün iq puanı düştü sizin yüzünüzden.

    başlık başa kalmış.

  • ekrem imamoğlu'nun miting yapıp saldırı görüntülerini izletmek yerine gerekeni yapmasıdır.

    ümmetin de böyle şehreminlere ihtiyacı var.

    edit: hahahah şimdi de hatalı okudu diye çamur atıyorlar. sanki tekmili birden kıraatı aşere üstadı.

    oğlum valla sizden bir cacık olmaz daha fazla kendinizi rezil etmeyin.

  • bardağınıza birden boca ettiğiniz kolanın taşacağını görüp, eğilip taşan kısmını höpürdetmek. karşınızdaki iğrenç, görgüsüzce bir hareket olarak algılıyormuş bunu. oysa ki biz memurus çocukları alışkındık efenim hiçbir şeyi ziyan etmemeye. güzelim kola taşıp giderken bakacak mıydık melül melül? tabii ki de boşa gitmesin diye höpürdeterek içimize çekecektik. hem ilk buluşmada yapılmaması gereken bir şeyleri yapmış olmanız ileride o kişiyle evlenmenize de engel değilmiş efem.

  • burda odaklanmamız gereken yangını kimin yaptığı değil bence. ben hayatımda bu kadar aciz bir devlet görmedim arkadaş. 1 tane yangın helikopteri göndermekten bile acizler. su zaten dibindeki denizde. 4 tur yapsa o yangını 1 saatte söndürürsün. allaha emanet ülke yönetiyorlar. bakın yangın uçağını falan geçtim, 45 tane helikopter varmış ya, nerede o helikopterler? gö*ünüze mi soktunuz?

    edit:
    bir yazar diyor ki: "teröristler insanların devlete olan güvenleri azalsın, korksun ve endişelensin diye üstlenebilecekleri her şeyi üstlenmeye çalışırlar. salak olmayın." (bkz: #126393549)

    evet, devlete olan güvenimiz tavandı, bu yangınlar sayesinde yerle yeksen oldu... ya sabır.

  • okul bahçesinde bir gün geziyordum
    hoca çağırdı "albert buraya gel"
    "buyrun hocam"
    dedi "çıkar kalem"
    cebimden plütonyum-239 çıkardım
    dedi "çıkar defter"
    formul kağıtlarını çıkardım
    dedi "çıkar harita"
    işte güzelim orada senin
    benim vücudumda bıraktığın
    üç beş tane foton yarası varya
    işte onları çıkardım
    hoca dedi "bunlar ney"
    hocam üç beş foton yarası
    sanki sanırsınız ki piskopatın allahı
    ama bilmezsinizki o üçbeş foton yarası
    ela gözlü sevdiğimin hatırası

    sanirim sair ile filozof arasi biseymis einstein.