hesabın var mı? giriş yap

  • şanlı beşiktaş'ın tarihinde tek maçta giydiği veya hazırlanıp hiç giymediği formalar bulunmaktadır.

    ilk forma 1992-93 sezonundan

    11 nisan 1993 tarihinde trabzonspor ile oynanan maçta giyilmiş. forma tasarımını günümüzde bile görmek çok zor. zira arkadaki forma numarası da yan duruyor.

    görsel
    görsel

    ikinci formayı hemen hemen herkes bilir. 1993-94 sezonu ajax deplasmanında giyilen mor forma. söylentiye göre başkan seba, bu forma tasarımından habersizmiş ve ilk kez maçta görmüş. formayı beğenmeyince bir daha giydirmemiş. çabuk ve sinirle alınan bir karar, forma güzel. hala çok güzel.

    görsel

    üçüncü forma, hazırlandı ama hiçbir maçta giyilmedi. verilen kararı anlamak kolay, çünkü formadan çok antrenman tişörtüne benzemiş. 1998-99 sezonu forması;

    görsel

    hazırlanıp giyilmeyen son forma 1999-2000 sezonundan. sezon başı forma tanıtımında gösterilmiş ama hiçbir maçta giyilmemiş.

    görsel

    formalar, koleksiyoncu bozo murat'ın kitabından derlenmiştir. kendi çapında forma koleksiyonu olan şahsım adına kendisine saygılarımı ve şükranlarımı sunuyorum.

  • kıyısından köşesinden bu ülkeleri deneyimlemiş ya da planlamasını yaparak eşimi, dostumu göndermiş biri olarak tavsiyelerimi sıralamak isterim.

    bir plân yaparken öncelikle şu kıstasları göz önünde bulundurmak gerek: bütçe - zaman - mevsim.

    hem bütçeden hem de zamandan yana bir sıkıntınız yoksa rotanızı asya ülkelerine çevirebilirsiniz. ilk durağınız tayland'a bir aktarma ile çok da pahalı olmayan bir şekilde gidip oradan japonya ya da hong kong'a; oradan da güney kore'ye geçerek mini bir asya turunu tamamlayabilirsiniz.

    bütçeniz var ancak zamanınız çok yoksa bu kez yukarıdaki ülkelerden en çok merak ettiğinize gidebilirsiniz.

    mevsimsel şartları göz önünde bulundurduğumuzda ise yine bütçe kısıtınız yoksa ve maceraperest bir tavırla çok farklı bir ülke deneyimlemek istiyorsanız güney afrika'nın cape town ve johannesburg şehirleri sizi bekliyor olacak. türkiye'de soğuk kış aylarından kurtulup afrika'da yaz mevsimini yaşayabilirsiniz.

    ''sıcak memleketlere gidelim ama afrika'da ne işimiz var bizim'' derseniz şayet buyurun size latin amerika. brezilya'nın sao paulo, arjantin'in buenos aires ya da küba'nın havana şehirleri bambaşka bir deneyim yaşatacaktır.

    ''hocam bunlar hep zengin işi yerler. yok mu şöyle az bütçeyle, cebimizi yormayacak bir yurt dışı deneyimi yaşatacak ülkeler'' diye soracak olursanız hemen hemen herkesin dediği gibi balkanlar ve bonus olarak gürcistan + azerbaycan'ı öneririm.

    burada da zaman kısıtınız yoksa şayet tüm vizesiz balkan ülkelerini 15-20 günde gezebilirsiniz. bir ülkeden başlayıp otobüsle bir diğerine geçe geçe balkan turu tamamlanmış olacaktır. (bkz: balkan turu/@milazi) ben yaptım misal.

    ya da gürcistan - azerbaycan ikilisini bir çırpıda bitirebilirsiniz.

    mevsimsel koşullar devreye girdiğinde ise kış sezonunda balkanların başkentlerini; yaz sezonunda ise budva, kotor, durres, işkodra, ksamil şehirlerinde adriyatik denizi'nin keyfini sürersiniz.

    diyorsanız ki ''balkanları gezdim. gürcistan'ı da gördüm. uzak diyarlara gidecek bütçem de yok.'' o halde oryantalist bir tur olarak iran, lübnan ya da fas düşünülebilir. iran'a trenle dahi gidilebiliyordu bir zamanlar. hâlâ var mıdır emin değilim. fas'a da uygun bilet bulabilirseniz şayet kazablanka - marakeş şehirleri ilgi çekici olabilir. her ne kadar patlama ile büyük bir ekonomik darbe alan lübnan'ın başkenti beyrut ise doğunun paris'i unvanını hak edip hak etmediğine yerinden görerek karar verebilirsiniz.

    edit: zaman, bütçe ve mevsimden bağımsız olarak dil sorunu olanlara ya da ilk kez yurt dışına çıkacaklara ilk olarak balkanları öneriyorum. burada ilk tecrübenizi yaşayıp en azından yurt dışını gezmenin stajını yapabilirsiniz. çünkü türkçe ile de az çok anlaşabilir, en kötü başınıza bir şey gelse sorunların üstesinden bir şekilde gelebilirsiniz. ayrıca balkan turunu yapacakken gidiş-dönüş biletinizi aynı ülkeden almayın. bir rota oluşturun kendinize ve rotanın sonundaki ülkeden de dönüş biletinizi alın.

    örnek: sırbistan'a gidip sırasıyla bosna, karadağ, kosova, makedonya yaptıktan sonra son durak olarak arnavutluk'a geçip oradan geri türkiye'ye dönebilirsiniz. ya da bunun tam tersi. aynı konsept asya turu için de düşünülebilir.

    ayrıca türki cumhuriyetler'i merak edenler için de özbekistan, tacikistan, kırgızistan, kazakistan ve moğolistan yapılabilir.

  • geçen gün iki sevgili kendi aralarında tartışıyorlar;

    -hah işte şimdi tam türk kızı tribi yaptın başak.
    +bana bak, bana ekşi sözlük ağızları yapma, o türk kızı başlığında anlatılan tripler var ya, işte onların her biri bende var. ona göre.

    çok da güzel "yerse" diyor türk kızı.

  • 1 eylül 2022 celal şengör'ün ifadeye çağrılması'na cevaben gerçekleştirdiği savunmadır.

    " bu değerlendirme bilimsel bir değerlendirme olup tarihi bir gerçeklik taşımaktadır" denilen savunmada "sayın cumhuriyet savcısı sadece wikipedia'ya bile bakmış olsalar ne demek istediğimizi anlar" ifadeleri kullanıldı. wikipedia’dan yapılan alıntılar savunmada şöyle yer aldı:

    "musa'yla ilgili ilk yazılı kaynak babil sürgünü sırasında üretildiği düşünülen metinlerdir. bu metinler musa’nın yaşadığına inanılan dönemden yaklaşık olarak 1000 yıl sonrasına denk geliyor ve musa veya kutsal kitap ile ilgili bazı anlatıların babil-sümer anlatıları ile benzerliklerine de ışık tutabilir. (…) musa'nın doğumu ve büyütülmesi ile ilgili anlatılan öykülerin bir kısmı akad kralı sargon, hint en:karna ve yunan oedipus öyküleri ile örtüşür, yani belli ki masalsı bir karaktere yakıştırmadır. (…) 21. yüzyılın başlarında arkeologlar, ibrahim, ishak veya yakup'u güvenilir tarihi şahsiyetler yapacak herhangi bir bağlam kurma umudundan vazgeçtiler.

    prof. celal şengör’ün savunmasında bütün bunlara ek olarak nuh tufanı’nın da masallara dayandığı anlatıldı:

    şengör’ün 2003'te dünyanın en prestijlilerinden olan amerika jeoloji derneği tarafından yayımlanan bir kitabında nuh tufanı menkıbesini detaylı olarak inceleyerek onun da 1875'ten beri pek çok eski ahit uzmanı, asurolog, tarihçi ve arkeoloğun da defaatle yayımladığı gibi—tamamen sümer, asur ve babil mitolojilerine, yani masallarına dayandığını, sözde dünyayı kaplayan bir tufan için jeolojik en küçük bir iz bile bulunamadığını belgelemiştir.

    şengör'ün eserinin orijinalliği ilk defa sümer, akkad, babil, yunan ve eski ahit anlatılarını sütunlar halinde dizerek bir ‘deneştirme şeması’ oluşturması olmuştur. şengör'ün şeması hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak bir şekilde nuh tufanı menkıbesinin eski mezopotamya masallarından türediğini ispat etmekte, kendinden önce pek çok bilim insanı tarafından zaten ortaya atılmış bu görüşü desteklemektedir. bu şema dilekçemiz ekinde sunulmaktadır. "

    dipnot: (bkz: benim manevi mirasım ilim ve akıldır)

  • bugün itibariyle resmi olarak başlattığım kampanyadır. madem her gün ne kadar denyo, ne kadar öküz bir millet olduğumuzdan dem vurup duruyoruz, bugün ben kendi adıma üzerime düşeni yapmaya başlıyorum daha "insan" gibi bir toplum için. yapacağım şeyler şunlar;

    öncelikle, özellikle sosyal alanlarda - metro, otobüs, bilet gişesi vs - çalışan insanlara mutlaka selam verip kısaca hal hatır soracağım.

    yolda yolakta bekleşen, oturan, bir işle meşgul olmayan insanlara gülümseyerek "merhaba" diyeceğim.

    toplu taşıma araçlarında veya bekleşilen yerlerde dertli gibi görünen insanların yanlarına sokulup "merhaba, iyi misiniz?" diyeceğim.

    gün sonunda aldığım cevapları ve tepkileri paylaşacağım.

    bakarsın destek veren çok olur, "sen de merhaba de!" kampanyası falan başlatır genşler.

  • https://twitter.com/…luk/status/1463522572243451917

    1) kifayetsiz erdoğan’ın iktisadi temellerden tamamen uzak ekonomi yönetimi, liyakatsiz bürokratlar ile birleşince, ülke kaosa sürüklendi. türk lirası serbest düşüşe geçti. mutfaklarımızda büyük bir yangın var. marketlerde karne uygulamaları başladı. esnafımız satacak mal bulamıyor.

    2) şahıs ve şürekâsı açık ve net söylüyorlar: “ülkeyi o kadar fakirleştireceğiz ki, yurt dışından gelenler çok ucuza insanımızın emeğini sömürebilecek.” ülkenin geleceği ile ilgili tek vaatleri sömürülmenizdir. satacak bir şey kalmayınca, fakirliğimizi satmaya karar verdiler.

    3) ey şahıs, ey ucube rejim, ey yarı cahil kadrolar, ey bu ucube koalisyonun dilini yutmuş küçük ortağı, bellidir ki sizde akıl galip gelmeyecek. anayasamızın bize tanıdığı hakları kullanarak, milletimizin sesini dinlemek üzere, “haydi meydana” diyorum. ilk mitingimiz mersin’de!

  • teyzenin biri balık tezgahında derya kuzularını incelerken, kovanın içinde yüzüp çırpınan balıklara bakıp;

    - bunlar taze mi?

    - yok abla, pil takıp oynatıyoruz. *