ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
birbirlerine sarılıp ölen 75 yıllık evli çift
-
california'da yaşamış alexander ve jeanette tozcko adındaki çifttir. erkeğin kalçası kırılınca kadın da yatağa düşmüş ve aynı gün içerisinde birbirlerine sarılarak ölmüşler. 8 yaşından beri de birbirleriyle flörtleşiyolarmış.
ne aşklar var be
bulaşık makinesinin tasarruflu olmaması
-
beyaz eşya üreticileri tarafından bize yıllardır yutturulmaya çalışılan yalandır.
derler ki: "elde yıkayınca bilmem kaç litre su tüketiyorsunuz, oysa bulaşık makinesi 5 litre su kullanır. tasarruf için bulaşık makinesi almanız lazım"
o zaman bende diyorum ki; ulan düdük sen makineyi bana bedava mı veriyorsun?
basit bir hesapla bu beyaz eşya kartellerine bir cevap vermek artık farz oldu.
- şu anda piyasadaki en ucuz bulaşık makinesi 549 tl. (isim vermek istemiyorum, ama isteyen çelik gibi sağlam bir markanın 2 programlı makine fiyatına bakabilir.)
- iski'nin su tarifesi metreküp başına 3,27 tl, % 8 kdv ile birlikte 3.53 tl.
- yani 1 metreküp=1000 litre suyun fiyatı 3.53 tl
piyasadaki en ucuz bulaşık makinesinin fiyatı olan 549 lira, (549/3,53=) 155 ton su parasına eşit.
bakın 155 ton su diyorum. yani 155.000 litre.
elde bulaşık yıkamak için günde 50 litre su bile harcasanız, 155.000 litre su harcamanız (155.000/50=) 3100 gün sürer.
ki normal bulaşıkta değil 50 litre, 30 litre bile harcanmaz ben fazla fazla söylüyorum.
3100 gün, 8,5 yıl demek.
yani siz piyasadaki en ucuz bulaşık makinesi aldığınızda bile, 8,5 yıl boyunca günde 50 litre su ile bulaşık yıkayacağınızda harcayacağınız parayı peşinen ödüyorsunuz.
50 değil 100 litre harcasan 4-4,5 yıl demek.
bulaşık makinesinin yaktığı elektriği, deterjan, tuz, parlatıcı bok püsür parasını hesaba katmadım dikkat ederseniz.
ayrıca 8,5 yıl boyunca çıkacak olası arızalara ödenecek parayı hiç saymıyorum.
bunun neresi tasarruf sevgili sözlük severler sorarım size?
tabi burada bulaşık makinesinin rahatlığı konumuzun dışında. bulaşık makinesi tabi ki büyük rahatlık. ama reklamını da buna göre yapın.
"bulaşık makinesi alın tasarruf edin" diyerek milleti keriz yerine koymayın. haksız mıyım?
bulaşık makinesi tasarruf için şart olan bir şey değildir.
alacaksanız rahat etmek için alın tamam ama tasarruf etmeniz mümkün değil.
edit: başlığın aslı "bulaşık makinesinin tasarruflu olduğu yalanı" idi, moderatör arkadaşlar nesini beğenmemişlerse değiştirmişler. entry'nin girişinin başlıkla uyumsuz olmasının sebebi budur.
edit 2: otopsicocugu uyardı, x yalanı/gerçeği gibi başlıklar formata aykırıymış. insan her gün yeni birşeyler öğreniyor.
edit3: eskiden format falan varmış.
istanbul'da yaşamak
-
bu sehri terkedemeyisin asil nedeni "ihtimaller hastaligi" dir.
6 aydir denize inmemissinizdir ama denizin orda oldugunu bilmek, "gidebilme ihtimali"ne baglanirsiniz.
evci bi insansinizdir, ama gece hayati, bar vs gibi ortamlarin varligini bilme ve istegidiniz zaman "ulasabilme ihtimaline" baglanirsiniz.
butun konserler, muzeler, tiyatrolar etkinlikler ordadir ama gitme sikliginiz senede bire donusmustur bile hayat temponuzdan, fakat nasi olsa elinizin altindadir dimi "istediginiz zaman kacabilme" ihtimaline baglanirsiniz.
iste bu sehirde kaldikca nufuz eder bu hastalik, gittikce kronikleserek.
ihtimaller hastaligi.
vince carter
-
2019–2020 nba sezonu daha başlamadan pek çok hikayeye gebe.
los angeles takımları ne yapacaklar?
russell westbrook ve james harden yanyana oynar mı?
golden state warriors hanedanı bitti mi yoksa bu şekilde düşünülmesi işlerine mi geliyor? vs vs…
pek çoğu için çok fazla değişken olduğu için fikirler havada uçuşuyor. o kadar çok ve farklı ses duyuluyor ki, şu an kesin olan tek şey her şeyin gri bir alanda olduğu.
tam tersine bazı şeyler de çok net.
örnek olarak; vince carter nba'de 22. ve son sezonunu oynayacak.
1 ocak 2020 itibariyle de sahaya çıktığı ilk anda 4 farklı 10 yılda nba'de basketbol oynayan ilk oyuncu olacak.
1990'larda girdiği ligi 2020'lerde terkedecek.
önce biraz geriye gidip şu müthiş reklama bakalım.
baktık mı? tamam.
kariyerinin başlarını hatırlayanlar için vince carter'ın bugün içinde bulunduğu durum da dönüştüğü profesyonel de müthiş şaşırtıcı. zira kendisi lige inanılmaz bir atlet ve süperstar aurası ile girmişti, bu sebeple de kendisine çok hızlı "yeni jordan" yakıştırmaları yapılmıştı. ilk yıllarındaki müthiş skorer oyununun üzerine tarihin gördüğü en iyi smaçör olmasını ekleyince zaten benzetme kendiliğinden oluşmuştu aslında. özellikle çaylak sezonunda dikembe mutombo'nun günahına girdiği şu smaç beklentileri uzaya çekmişti.
99–2000'de henüz ikinci yılındayken 26 sayı, 6 rebound, 4 asist, 1.3 top çalma, 1 blok ortalamalarıyla, 1 sene sonra ligde üçüncü senesinde 27.6 sayı 5.5 rebound , 4 asist, 1.5 top çalma ve 1 blok ortalamalarıyla oynayınca air canada olmuştu bile.
ancak jordan olmak o kadar kolay olamazdı zaten, değil mi?
bu ünvan bugüne kadar kendisiyle aynı dönemde oynayan pek çok oyuncuya verilmesine rağmen kobe bryant dışında o mertebeye yaklaşabilen dahi pek olamadı. grant hill sakatlıklar yüzünden, tracy mcgrady kısmen sakatlık kısmen de doğru kadrolarla bir araya gelememesi, allen ıverson disiplinsiz olması sebebiyle bu benzetmenin ağırlığı altında kaldılar.
kazanma hırsı seviyesinde jordan'a en yakın şey olan kobe bryant bu benzetmelerden ancak hakettiğine yakın bir paye alabilmişti vince carter'ın aksine. oysa saf basketbol yeteneği olarak 2000lerin başında bu ikiliyi gören hiç kimse kobe bryant'ın vince carter'dan daha yetenekli olduğunu söylemeye cesaret dahi edemezdi.
vince carter'dan jordan olmayacağı ise çok hızlı belli olmuştu. kendisi pek çalışkan değildi. kazanmak da onun için o kadar önemli değildi ve bunun için bir şeyleri feda etmekle ilgili bir derdi yoktu.
öyle ki şu an kawhi leonard'ın bambaşka bir seviyede olmasında müthiş payı olan şutun aynısını yıllar evvel carter atmış ancak başarılı olamamıştı.
inanmıyorsunuz değil mi?
bence de baya saçma ancak gerçek bu.
hem 2001'de hem de 2019'da doğu konferans yarı finalinde eşleşen toronto raptors ve philadelphia 76ers serileri 7. maça uzamıştı ve son top toronto raptors'ın yıldız forveti tarafından çizgiye doğru drive sonrası jumpshot ile kullanılmıştı. carter kaçırdı, kawhi kaçırmadı.
kısfmet.
(müthiş gereksiz bilgi: 2001 ve 2019'da eşleşmenin galibi konferans finalinde milwaukee bucks ile eşleşti. iki bucks takımının da yıldız oyuncusu 34 giyiyordu. şimdi parçalar birleşmeye başladı değil mi? büyük oyunu sizin için çözmeye devam edeceğim…)
şu kaçar, bu kaçar diyebilirsiniz. bence de öyle.
ancak vince carter'ın ne olacağı veya ne olamayacağına dair bu maçta pek çok emare vardı. maçtan bir gün önce kendi üniversite mezuniyetine katılıp bu maça uçakla yetişmişti. konferans yarı finalleri 7. maçı öncesi oldukça iddialı hareket.
artı şut sonrası o kadar da mutsuz gözükmemesi, hatırlıyorum o zaman bile oldukça tepki çekmişti.
herşeye rağmen vince seyircilerin en çok heyecanlandığı oyuncuların başındaydı, all-star seçimlerinde en çok oyu alıyor, her maç inanılmaz akrobatik smaçlara imza atıyordu.
basketbolla az çok ilgilenen herkes kendisini belki de tarihin en iyi smaçörü yapan o meşhur 2000 smaç şampiyonasını hatırlayacaktır.
bu yarışmadan 6 ay sonra ise uluslararası arenada imza atılmış en meşhur, en unutulmaz ve en inanılmaz smacını vurdu vince.
olimpiyatlarda fransız oyuncu frederic weis'ın üzerinden bu smacı vurduğundan dünya aklını yitirmişti.
nasıl yitirmesin?
carter rahatça weis'ın üzerinden geçmişti ancak bizim rahatça anlayamadığımız şey 2.18 boyunda birinin üzerinden rahatça nasıl geçilebileceğiydi.
açıkçası hala da anlayabildiğimi söyleyemem.
sonrasında internet sağolsun bu hayvanın nba'e gelmeden de neler yapabildiğini görmüş olduk. aşağıda kendisinin gösteri maçlarında ve nba'e gelmeden önce kolej bile değil lisede nasıl smaçlar vurduğunu görebilirsiniz. ben lisede bu smacı vurabilsem, kendi fotoğrafımın olduğu t-shirt giyerdim ve bana ekselansları demeyene bakmazdım yeminlen.
ai to vince
gösteri maçı
lise smaç yarışması
smaçörlüğü ön planda 6,5 sezon toronto raptors forması giydi ve o zamanlar kimsenin suratına bakmadığı son nba şampiyonu toronto raptors'ı ve taraftarları üzerek kendini başka bir kanser takım new jersey nets'e göndertti.
nets'de oynadığı 4,5 sezonda da hiç 20 sayının altına düşmedi ancak kendisi gelmeden nba finali oynayan nets, carter varken hiç playoff ikinci turunu bile geçemedi.
o günlerden geriye tarihin en iyi pasörlerinden biri olan jason kidd ile yaptıkları absürd alley-oop'lar kaldı.
kariyerinin ilk 11 senesi geride kaldığında vince carter'ın yavaş yavaş basketbol sahnesinden çekileceğini düşünüyordu seyircilerin ve yorumcuların çoğunluğu. ki sonrasında formasını giydiği ve eski günlerinde olmasa bile 10–15 sayı aralığında katkı verdiği orlando magic ve dallas mavericks seneleri bile kayda değerdir. play-offlarda son saniye üç sayısı ile spurs'ü yendiği maçı nasıl unutalım?
vince kariyerinin 12. sezonundan itibaren sonraki 4 sezon boyunca sayı ortalamasını, dakikalarını ve ilk beş başladığı maçları kademeli olarak azalttı. yaşı 37'ye geldiğinde (ki yıllardan 2013 oluyor) ben artık carter'ın emeklilik haberini her an alacağımıza emindim.
gördüğünüz üzere müthiş yanılmışım.
vince bunun üzerinde 5 sezon daha oynadı ve şu an 22. ve son sezonuna girmek üzere. artık 43 yaşında nba'de 4 farklı 10 yılda top süren, şut atan ve kısmetse smaç basan ilk oyuncu olmayı bekliyor.
vince carter nba için çok nadir denk geldiğimiz bir yaşta hala basketbol oynuyor. o kadar ender ki carter hali hazırda nba'de forma giymiş en yaşlı 5. oyuncu ve tekrar sahaya çıktığında 4. sıradaki dikembe mutombo'yu da geride bırakmış olacak.
evet, adam yaşlı.
ne kadar yaşlı?
takım arkadaşı trae young'ın babasından yaşlı mesela.
bugüne kadar piyasaya sürülen bütün nba 2k oyunlarında olan tek oyuncu olacak kadar yaşlı.
memphis grizzlies'ın sahibi (41), koçu (34) ve genel menajeri (30) 42 yaşını bitirmek üzere olan carter'a özelde "abi" diyorlar.
grizzlies demişken, vancouver grizzlies ile oynama şerefine nail olan tek aktif oyuncu tabiki vince carter.
bugüne kadar wnba'de toplam 15 maç içi smaç vurulabilmiş. carter bey 42 yaşında 15 defa maç içi smaç ile sayı buldu.
ve bu adam hala takım elbiseyle bile smaç vurabiliyor.
vince carter bu sezon sonu basketbolu bıraktığı zaman artık 90larda nba'de oynamış kimse kalmayacak.
tarihin en iyi smaçörü basketbola kendi istediği şekilde veda edecek.
vince carter yeni jordan olamadı belki ancak her yeni iddialı smaçör için "acaba yeni carter olur mu?" sorusunu sordurtmayı başardı.
bir nike reklamıyla başlamıştı yazımız, bir başka nike reklamıyla bitirelim.
buraya kadar okuduysanız bu reklamı da izleyin, neşeniz yerinize gelsin.
şimdiden hoşçakal ihtiyar. herşey için teşekkürler.
--- --- --- --- ---
videoların daha güzel gözüken hali için >>> medium
kader (film)
-
--- spoiler ---
geçen gece çocuk hastaydı. ilacı bitmiş, almak için dışarı çıktım. sağa sola saldırıp nöbetçi eczane arıyoruz. birden durup dururken içim cız etti. bi baktım gene aynı karın ağrısı. öyle özlemişim ki seni. dönerken bi meyhane gördüm. bi tek içeri girdiğimi hatırlıyorum bi de rakıya yumulduğumu. arkasından en az dört cigaralık…sonra gözümü bir açtım karşıdan karlı dağlar geçiyor. bi daha açtım başımda bi çocuk: “kalk abi.” diyor “kars’a geldik.”
otobüsten indim, yürümeye başladım. dedim, allah’ım nerdeyim ben? burası neresi? sonra güç bela burayı buldum. kapının önünde durup düşündüm. dedim bekir, bu kapı ahiret kapısı. burası sırat köprüsü. bu sefer de geçersen bi daha geri dönemezsin. iyi düşün dedim. düşündüm, düşündüm…ama olmadı, dönemedim. sonra, bak oğlum dedim kendi kendime. yolu yok çekeceksin. isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle. yol belli, eğ başını usul usul yürü şimdi.
--- spoiler ---
yaran facebook durum güncellemeleri
-
hollanda seçim sonuçlarına bakıyorum % 65 akp.
adam orda esrarını tüttürüyor, kokainini çekiyor bana da akp'yi laik görüyor amk keşi.
garip rüyalar
-
ruyada büyülü bir lavobanın oldugu söylenir, farkında olmadan onun karsısında elimi yıkamaya calisirken, yalnızca kötü seyleri söyleyen lavobadan sesler gelir. 'sen cok kötü bir hastalıga tutuldun, çaresi yok, 'tursu kanseri' oldun (?) ölüme mahkumsun, yavas yavas öleceksin' der ve sular kesilir. muslukları tekrar cevirmeye calıssam da nafile hic bir seye yaramaz. derken ağzımdan burnumdan kanlar boşanır ve garip şekiller çıkar ortaya. garip odalarda bu sekillerle karşılasıp kurtulma umidiyle ugrassam da sonunda anlarımki nafiledir cırpınmam. kollarımı acıp goge dogru ceviririm tum vucudumu. vucudumdaki tum kan bosanır o an. sıcaklıgı hissederim yalnızca derken uyanırım..
(not: uyumadan önce tursuyla hic bir iliskim olmamıstır)