ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sözlük gözümün önünde kendini güncelledi
behzat ç.
-
bitmesi gerektiği zamanda, bitmesi gerektiği gibi bitti...
başta o süper kitaplar ve özgün hikâye için emrah serbes'e,
3 sezon boyunca hatıra defterini okuduğumuz delimiz erdal beşikçioğlu'na,
sonra, bu işte büyük emeği olan ercan mehmet erdem'e,
serdar akar'a,
pilli bebek ve büyük üstad neşet ertaş'a,
diziyi çok çok başka yerlere taşıyan nejat işler ve güven kıraç'a,
son olarak da, ilk sezonunda kötü reytinglerine rağmen sözlükte olsun, başka sitelerde olsun bu diziyi ayakta tutup bu günlere kadar getiren tüm insanlara selam olsun.
koca bir eyvallah.
öğrencisini soyup sınıfta dolaştıran öğretmen
-
allah belasını versin. bu öğretmenin de onu öğretmen yapanın da, onu hala orada tutanın da.
küçük kızın yaşadığı travmayı düşünebiliyor musunuz? sonra bu çocuklardan gelecekte özgüvenli, mutlu ve huzurlu olmalarını bekliyoruz.
88 yıl aradan sonra ayasofya'da teravih kılınması
-
toplumun hiçbir derdine derman olmayacaktır.
banka dekontu yerine imzalı castrol kağıdı almak
-
timur soykan: "fatih terim fonu'na futbolcular, milyonlarca dolar verip dekont almamış. a4 kağıdıyla yetinmişler. selçuk inan, 10 milyon dolar yazan antetsiz, tarihsiz kağıdı savcılığa sundu. emre çolak el yazısı not almış. 2 milyon dolar verip 'castrol' not kağıdında yazı alan bile var." tweet
görsel
---
bu durumda futbolculara parayı denizbank değil de castrol'un mu ödemesi gerekiyor :)))
acayip samimi ve dobra röportaj veren sivaslı kız
-
instagram hesabında bir fotoğrafını "21 yaşındayım. bugünün anlamı benim için büyük. hayatımın ilk iş günüydü. zor ama güzeldi.
tabi ki dönercide çalışıyorum. bedava döner yiyebilmek gibi bi' güzellik varken neden başka yerlerde çalışmayı tercih edeyim ki?.." diyerek paylaşması bahsi geçen videodaki samimiyetini perçinliyen kadın
o zaman dans*
0-0 biten maçların ilk yarısının da 0-0 bitmesi
-
(bkz: bu çocuk okur)
roman okumanın hiçbir faydasının olmaması
-
bu başlığa cevap geçtiğimiz yüzyıl yaşamış alman bir fizikçiden gelsin o zaman,
'dostoyevski bana tüm bilim adamlarından daha çok şey vermiştir'-albert einstein
türk sinemasının temel sorunu
-
sanata değer verilmeyen bir ülkede bir seyler için çabalıyor olması
özgün senaryo eksikliği( konular klişe ve basit)
yönetmenlerin oyuncu değil model tercih etmesi (iki oyuncu koçu tutmayla oyuncu olunmaz)
görüntü yönetmenlerin yüzeysel davranması (kaçırılan detaylar)
ve türklerin en büyük laneti kibiri. herkesin kendini bir şey sanması.
sonuç: yeniyetme bir yüze başrol verilir. o dünyayı kazanırken sette çalışan o kadar emekçi üç kuruşa onun kaprisini çeker. yönetmen parasini cebini attığı için aldırmaz, yapımcı zaten zengin hiç sallamaz. sırf duyar kasmak için iki duayen oyuncuya rol verilir. birileri ünlü olur bu filmde. biz sinemaya gider, söylene söylene çıkarız. sonra başa döner konu. sahi türk sinemasının temel sorunu ne?
enes batur'un düz yolda ağaca çarpması
-
telefona bakıyordur.
bir insanı deli etmenin yolları
-
tuvalete giderken televizyon kumandasini da yaninizda goturun.
babam yapiyor, annem de deliriyor. %100'luk istatistik var elimde.
kış mevsimini sevmek
-
pek cok kisinin garip buldugu* bir tercihtir. kisi sevenler paltolari, kazaklari, bereleri, evden cıktıgında yuzune carpan serin havayla canlanmayi, terlemeden, bunalmadan uzun yuruyusler yapmayi sevenlerdir. sabah kalktiginda ilk is olarak acaba aksam kar yagmis mi diye camdan disari bakanlardir. dizlerine kadar kara gomulmekten zevk alan, basilmamis karlara basmaktan cocukca bir mutluluk duyanlardir. son olarak kis mevsimini sevenler nadide bir cicektir, onlari sevelim, sayalim, yolmayalim.