hesabın var mı? giriş yap

  • allah belasını versin. bu öğretmenin de onu öğretmen yapanın da, onu hala orada tutanın da.

    küçük kızın yaşadığı travmayı düşünebiliyor musunuz? sonra bu çocuklardan gelecekte özgüvenli, mutlu ve huzurlu olmalarını bekliyoruz.

  • timur soykan: "fatih terim fonu'na futbolcular, milyonlarca dolar verip dekont almamış. a4 kağıdıyla yetinmişler. selçuk inan, 10 milyon dolar yazan antetsiz, tarihsiz kağıdı savcılığa sundu. emre çolak el yazısı not almış. 2 milyon dolar verip 'castrol' not kağıdında yazı alan bile var." tweet

    görsel

    ---

    bu durumda futbolculara parayı denizbank değil de castrol'un mu ödemesi gerekiyor :)))

  • instagram hesabında bir fotoğrafını "21 yaşındayım. bugünün anlamı benim için büyük. hayatımın ilk iş günüydü. zor ama güzeldi.
    tabi ki dönercide çalışıyorum. bedava döner yiyebilmek gibi bi' güzellik varken neden başka yerlerde çalışmayı tercih edeyim ki?.." diyerek paylaşması bahsi geçen videodaki samimiyetini perçinliyen kadın

    o zaman dans*

  • bu başlığa cevap geçtiğimiz yüzyıl yaşamış alman bir fizikçiden gelsin o zaman,

    'dostoyevski bana tüm bilim adamlarından daha çok şey vermiştir'-albert einstein

  • sanata değer verilmeyen bir ülkede bir seyler için çabalıyor olması

    özgün senaryo eksikliği( konular klişe ve basit)

    yönetmenlerin oyuncu değil model tercih etmesi (iki oyuncu koçu tutmayla oyuncu olunmaz)

    görüntü yönetmenlerin yüzeysel davranması (kaçırılan detaylar)

    ve türklerin en büyük laneti kibiri. herkesin kendini bir şey sanması.

    sonuç: yeniyetme bir yüze başrol verilir. o dünyayı kazanırken sette çalışan o kadar emekçi üç kuruşa onun kaprisini çeker. yönetmen parasini cebini attığı için aldırmaz, yapımcı zaten zengin hiç sallamaz. sırf duyar kasmak için iki duayen oyuncuya rol verilir. birileri ünlü olur bu filmde. biz sinemaya gider, söylene söylene çıkarız. sonra başa döner konu. sahi türk sinemasının temel sorunu ne?

  • pek cok kisinin garip buldugu* bir tercihtir. kisi sevenler paltolari, kazaklari, bereleri, evden cıktıgında yuzune carpan serin havayla canlanmayi, terlemeden, bunalmadan uzun yuruyusler yapmayi sevenlerdir. sabah kalktiginda ilk is olarak acaba aksam kar yagmis mi diye camdan disari bakanlardir. dizlerine kadar kara gomulmekten zevk alan, basilmamis karlara basmaktan cocukca bir mutluluk duyanlardir. son olarak kis mevsimini sevenler nadide bir cicektir, onlari sevelim, sayalim, yolmayalim.