hesabın var mı? giriş yap

  • dunyada ates sadece olimpos'un tepesinde yanmaktadir. insanlar soguktan ve vebadan kirilirken tanrilar atesi sadece kendilerine saklamaktadirlar. kendiside tanri olan prometheus'un gonlu buna razi gelmez ve atesi bir gece olimpostan calip insanlara verir. cezasi cok buyuk olur. zeus tarafindan kayalara baglanip cigerlerinin kargalar tarafindan yenmesine mahkum edilir. olumsuz oldugundan bu iskence sonsuza kadar hep tekrarlanicaktir.
    ates hirsizi olarakta bilinir. eger bir tanriya inanacak olsaydim o tanri kesinlikle prometheus olurdu.

  • merkez üssü bir üniversite olan dumurluk olaylar kümesidir*. bir elemanı da şöyledir; internette gezinirken denk geldim, gerçek midir nedir bilemiyorum ama bildiğim şudur ki mevzuya uygundur.

    "çapa tıp fakültesinde okuyan arkadaşlarım anatomi öğretmenimiz sami zan'ın ününü bilirler. sami hoca sırf üreme organlarını kendi üslubuyla anlatan ve her dersinde 400 kişilik amfide dışarıdan gelenlerle birlikte yaklaşık 700-1000 kişiyle dolduran çok degerli bir hocamızdı... bu yazıyıyı yazarken de kendisini rahmetle anıyorum... anatomi derslerinin birinde erkek menisindeki yüksek glükoz, yani bizim bildiğimiz şekerin düzeyini anlatıyordu. o yıl liseden mezun genç bir ögrenci kız arkadaşımız el kaldırdı ve bombayı patlattı. "anladığım kadarıyla, menide çok şeker olduğunu söylüyorsunuz..", "evet aynen öyle" dedi sami hoca ve dediklerini destekleyen istatistik oranların tablosunu gösterdi. arkadaşımız gene elini kaldırıp söz istedi "o zaman tadı neden şekerli değil?.." amfide korkunç bir sessizlik oldu... ve sonra tüm amfi gök gürültüsü gibi bir kahkaha koyverdi... yüzü birden kıpkırmızı olan arkadaşımız, hızla defter ve kitaplarını topladı ve sırasından hızla fırladı. o kapıya koşarken, sami hoca çok ciddi bir yüz ve buz gibi sesle dersini sürdürdü... "şeker tadı alınamaz. çünkü şekeri duyumsayan tad alma hücreleri insanin dilinin ucundadır... gırtlak derinliğinde ise, acıyı ve ekşi tadı algılayan reseptörler bulunur... sana neşeli bir gün dilerim kızım..."

  • yıllardır fırlatılacağı söylenip tekrar ve tekrar ertelenen, hubble uzay teleskobunu işinden etmesini dört gözle beklediğimiz, uzayın hiç görülmemiş taraflarını ve kimine göre sonunu(ya da en azından ışığın gelebildiği en uç noktayı) görebileceğimiz son teknoloji uzay teleskobu.

    gezegenlerin hiç bir kuvvetinden etkilenmeyip tertemiz görüntüler için gezegenimizden birkaç milyon kilometre uzaklıkta, nispeten boş denilebilen ve teleskoba zarar verebilecek çoğu etkiden uzak bir bölgeye yerleştirilme planı mevcuttur.

    2021'in kasım ayında fırlatılması planlanmaktadır.

    hubble teleskobunun aksine oldukça uzak bir bölgeye yerleştirileceği ve ne kadar çok gözükse de nasanın aslında çok büyük bir bütçeye sahip olmadığı için bu milyar dolarlık bütçeli projede hata olmaması gerekiyor, çünkü dediğim gibi maliyeti çok yüksek olup herhangi bir sorunda düzeltme imkanı bulunmuyor.

    nasa, hubble uzay teleskobunun camında yapılan bir hata yüzünden astronotları, üstüne ikinci bir cam taktırıp tamir ettirmek üzere yörüngeye yollamıştı.

    bu gibi sebeplerden ötürü mükemmeliyetçi bir çalışma prensibine sahip olup teleskobun vaat ettiği şeyler düşünüldüğünde, fırlatılması için james webb uzay teleskobunun bu kadar uzun bir süredir bekletilip geliştirilmesi oldukça makul görünüyor.

    edit: fırlatıldı sonunda dostlar!!

  • - doğal yağları karıştırarak kendi nemlendiricinizi yapmayı deneyin. aktardan bulabileceğiniz hindistan cevizi, jojoba, shea, susam vb yağlar mucizevi.
    - peeling için duş sonrası buhara maruz kalmış cilde esmer şeker + limon + zeytinyağı bileşeninin üzerine tanımam. nazik hamlelerle cildinize uygulayın.
    - peeling uygulamasından sonra pirinç unu ile gül suyu veya sütü karıştırarak yüzünüze sıvamanız ve kuruyana kadar bekleyerek yıkamanız, cilt tonunuzu eşitleyerek yüzünüzü aydınlatacaktır.
    - güneş kremi önemli, dermokozmetik bir güneş kremi edinmek lazım.
    - bol su içmek hayati önem taşıyor. ilerleyen yaşlarına rağmen güzel cilt sahibi kadınlara sorduğumda ilk verdikleri cevap "çok su içiyorum" oluyor.
    - ara sıra bepanthen ve çok az medacassol karıştırarak yüze sürmek faydalı. güneşin tahribatını gideren iyileştirici kremler.
    - direkt uygulamayın vs diyen var ama ben e vitaminini avucuma damlatıp yüzüme masaj ile yediriyorum. yıllardır faydasını gördüm zararını görmedim. eczacı arkadaşlar daha iyi bilir.
    - aloe vera bitkisi yetiştirebilirseniz kral olur, cilt için ödül gibi.
    - ara sıra yüzünüzü su ile seyreltilmiş elma sirkesiyle silebilirsiniz.
    - gül suyu, soda veya e vitamini damlatılmış suyu buz kalıplarına dökerek dondurup bu küplerle yüzünüze sabah uyanınca masaj yapabilirsiniz.
    - yüz yogasını duyanlar duymayanlara anlatsın. yüz kaslarınızın formunu koruması ve yapılan hareketlerle kan dolaşımının hızlanması sonucu taze bir görüntüye sahip oluyorsunuz. yüz yogası yapın.
    - makyajı zeytinyağı ile çıkardığım zamanlar sabahına çok yumuşak bir ciltle uyanıyorum.
    - ben yapamıyorum siz yapın ve şekeri bırakın.
    - yeşil sebze suları tüketmek önemli.

    mümkün mertebe kimyasallardan ve ambalajli bakım ürünlerinden uzak duruyorum fakat anarşist olmadığım bir dönem caudalie kullanmıştım. oldukça iyiydi. yine de altını çiziyorum, her şeyin doğal alternatifi mevcut ve petrol ürünü ile işlenmiş maddeleri ağzımıza yüzümüze sürmesek daha iyi. aklıma gelirse editlerim, güzel bir cilt her yaşta mümkün.

  • eski eşime 35 kere falan şans tanımışımdır. evliliğim bitsin istemedim çünkü. ne kadar sevsem de yanlış insan olduğunu biliyordum ama içimin bu kadar öleceğinden de haberim yoktu...

    birlikte yaşadığımız evde misafir gibiydim. asla sınırlarıma saygı göstermedi. oysa ben ona iyi hissettirmek için elimden geleni yaptım. ancak hep daha fazlasını isteyen insanları mutlu edemiyorsunuz.
    ha benim eşşekliklerim yok mu? var tabii bi dünya. ama hep alttan aldım. kırgın kalamam ki.

    neyse hatırlayıp tekrar yaşamak istemiyorum birçok şeyi... o yüzden es geçeceğim.

    direkt uyandığım en büyük anı anlatayım.

    aracımızla trafik kazası yaptım, doğal olarak ilk önce arayıp eşime haber verdim. bana sorduğu ilk soru "ne kadar hasar var?" oldu. çünkü her şeyden önce varlığımı önemsizleştirmişti. kalbim büyük kırıldı. (bunu hala affedemedim)

  • dokuzdan dördü çıkaramayan itü mezunu inşaat mühendisinin yaptığı evlerde oturmak

    edit : inşaat mühendisleri ve itü mezunlarından bolca hakaret içerikli mesaj aldım genellikle yanlış anlamış olamaz mı minvalinde. inşallah oturduğunuz evlerde, geçtiğiniz köprülerde statik - mukavemet hesaplarını yanlış anlamamışlardır sayın inşaat mühendisleri.