ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sen serenay'sın ne giyersen o
-
"sen bihter ziyagilsin" cümlesi karşısında diz çöküp tövbe isteyecek cümle. "sen serenaysın" ne be, serenay ne?
eski sevgiliden geriye kalanlar
-
2 adet kol
2 adet bacak
karaciğeri sattım iyi para var
2 adet akciğer
geriye kalanlar tam bunlar. buzdolabında saklıyorum şimdilik. ''ayrılmak istiyorum ben'' demişti. ben de ayırdım. evet.
güvercin yuvası prensibi
-
konuyla ilgili bir ornek vermek gerekirse
100 kisilik bir grubun 50 evli ciftten olustugunu varsayalim. bu grup icinden en az kac kisi secmeliyiz ki secilenlerden en az ikisi evli bir cift olsun?
eger 50 kisi secersek en kotu ihtimalle hepsi erkek veya kiz olabilir. isimize yaramadi. hala evli bir cifti bulmus degiliz.
ancak, 51 kisi secersek en kotu ihtimalle 50 kadin ve 1 erkek ya da 50 erkek ve 1 kadin secmis oluruz. bu sayede, en kotu ihtimalle en az ikisi birbiriyle evli olan bir cift secmis oluruz.
15 ekim 2021 mehmet barlas yazısı
-
barlas'lar gaziantep'in köklü bir ailesine mensuplar.
mehmet barlas'ın dedesi cumhuriyet'in ilk hakimlerinden biri.
babası yüksek hakimlik, milletvekilliği ve bakanlık yapmış.
fabrikatör hasan pertev paker'in kızı ile evlenmiş (açık toplumcu (sorosçu) can paker'in kardeşi olur canan barlas aynı zamanda).
barlas'ın hayatı villalarda, yalılarda, uşaklarla, hizmetçilerle geçmiş.
sağ siyasetçilerin yoldaşı, yandaşı, sırdaşı olmuş.
devletin koruması üzerinde baki olmuş.
bir güne bir gün yokluk görmemiş.
hayatında hiç fırında ekmek sırasına girdiğini bile zannetmiyorum.
kısacası bu adamın herhangi bir şey hakkındaki görüşlerini kaale alıp, eleştirmeyin bile.
bu adam bütün gün boğazdaki tankerleri seyredip, asistanlarına söylediği 3-5 cümleden yazılar yazdırıp, gazeteye gönderten biri sadece.
ilk bilgisayarda yapılan mallıklar
-
bilgisayarı deprem olduğu sırada usulüne uygun şekilde kapatıp, devamında fişini çekip dışarı kaçmam.
üçüncü entry
-
despotluguyla bilinen bir ingiliz krali.
elit kesimin çocuklara koyduğu sikimsonik isimler
-
inanması güç ama yarrâ
metroda zincirle ananas dolaştıran kadın
türk televizyonlarındaki unutulamayan anlar
-
trt'de canlı yayınlanan bir karşıyaka basketbol maçında karşıyakalı bir taraftar üzerinde "teşekkürler trt" gibi bir şey yazan pankart açar. trt kameramanı aşkla bu pankarta zoom yapınca taraftar hemen pankartın arkasını çevirir. bu tarafta "i*ne göztepe" yazmaktadır.
14 temmuz 2014 ali ismail korkmaz duruşması
-
"ben sadece bana verilen emirleri uyguladım" diyor polisler, nürnberg mahkemelerindeki naziler gibi. "ben devletimi seviyorum, tut dediler tuttum" diyor fırıncı.
onlar sadece devletlerinin verdiği emirleri uyguluyorlar, sadece devletlerini seviyorlar. böylelikle masum olduklarını düşünüyorlar. böylelikle iyi olduklarını düşünüyorlar.
ben ise duvarlara kafa atmak istiyorum.
(bkz: kötülüğün sıradanlığı)
17 aralık 2020 üç karikatüristin ortak açıklaması
-
adamlar yüzde yüz haklı, blog açıp takipçi kasan da telif hakkına dikkat etsin. birisi yazılarını site içeriğini kopyalayıp site hesap açsa aynı şekilde ağlar. hukuki yolunu bulsa öttürür..
hele bir de instagram vs hesapları var karikatür paylaşıp yüzbin takipçisi oluyor reklam alıyor bunlar da biz masum son kullanıcıyız diye kurban ayağına yatan hırsızlar. sıradan öğrenci teyzeye dava açmışlar hikayelerini de bunlar öne çıkarıyor ki asıl suçlular da arada yırtsın..
gerçekten maddi menfaat sağlamayan sıradan paylaşımları yapanlar da güme gitmişse hiçbir mahkeme onları mahkum etmeyecektir. avukatlık ofisinin işgüzarlik yapması olabilir, profesyonel içerik hırsızı ticaret erbabının algı operasyonu da olabilir.
davada avukatsız savunma yapmak
-
davayı açan savunma yapmaz. dava açılan yani davalı savunma yapar.
"ya ne önemi var bir kelime hatası yapmışız işte" diyecekseniz hiç de öyle değil. davalar tek kelimeyle kaybedilebiliyor. bence bu işe hiç girmeyin.
örnek: bir müşteri çalıştığım bankaya borcunu ödüyor ama bir şekilde sistemde ödeme görünmüyor. tekrar ödetiyorlar. ikinci defa ödediği tutarı iade almak üzere dava açıyor. dilekçesine parayı "defaatle" (tekrar tekrar) ödedim yazacağına "defaten" (tek seferde) ödedim yazıyor.
mahkemede hakim soruyor:
- borcun 5000 lira mıydı?
- evet.
- yani borcu kabul ediyorsun.
- evet.
- sen bu 5000 lirayı defaten mi ödedin?
- evet.
- tamam o zaman. davanın reddine...
edit1: çalıştığım değil, yıllar önce çalıştığım banka.
edit2: müşteri davayı kaybetti ancak yıl sonu kontrollerinde kayıp para bulundu. para iade edildi.
edit3: bence de sistem kötü. ama hukuk sistemleri genelde böyledir. mesela suits dizisinde de vardı. göçmen bir eleman forma "asylum" yazacağına "refugee" yazdığı için sınırdışı ediliyordu. çünkü hukuk sistemlerinde kelimeler önemlidir.
2 kasım 2020 yüz yüze eğitime geçilmesi
-
bu vaka sayıları ile yüz yüze eğitime geçmek akademisyenleri ve öğrencileri riske atmaktır. sırf esnaflar istiyor diye böyle bir karar alınmamalı
zeki kayahan coşkun'un twitter'daki paylaşımı
-
duyarlılığın boku çıkarılan durum. twitter'da gücü yetmeyen burada başlık açıp destek kasmasın be abi. sözlüğü bellediniz de burası sizin kişisel ordunuz değil, kendi duyarınızı kendiniz kasın.