hesabın var mı? giriş yap

  • başlığın kısa bir özeti: para isteyin, eşyasına zarar verin, yarı yolda bırakın, en zayıf yerinden vurun, evini yakın, üzerinde zıplayın.

    paşalar/prensesler siz bu kadar "needy" olmayı, insanlardan çok şey beklemeyi nasıl başarıyorsunuz? hem insanın ayarlarıyla oynayın, zayıf yerinden vurun, sinirlendirin, sonra da karşılaştığınız şey o kişinin "gerçek yüzü" olsun.

    hayır, karşılaştığınız şey, yaptığınız davranışın karşılığı.

    ekstra kötü niyet taşımıyorsa, "arada" arada diyorum bak derdinizi dinleyip kendince yardımcı olmaya çalışıyorsa yeter, dünyaları beklemeyin insanlardan. kimsenin sabrını zorlamayın, hayatını zorlaştırmayın. sonra ayarı yeyip oturunca böyle başlıklarda ağlamayın.

    edit: darıltın diyen olmuş, hayret ediyorum.

  • 12.04.2022 tarihinde gaziantep ili şehitkamil ilçesi anneler parkı mevkisinde 17 yaşında ehliyetsiz sürücünün dersaneden çıkan iki genç kıza yüksek hızda çarpmasıyla kızlarımızdan birisi olay yerinde hayatını kaybetti. diğer kızımız ise halen yoğun bakımda tedavi altındadır.

    yine gaziantep'te mehmet kaplan olayında olduğu gibi (bkz: 34 bay 376 cinayeti) ailenin yüksek nüfuzundan dolayı henüz yerel gazeteler dışında ulusal basına yayılmadı.

    amcası ak parti'den eski milletvekili ve şu an ilçe belediye başkanı, babası aynı ilçenin ticaret odası başkanı olarak görev yapmaktadır.

    ilgili yerel gazete haberi

  • bir araç sürücüsü sağ şeritte iken sağını kontrol etmek zorunda değildir. bu nedenle nere boşsa oradan gitmeye çalışan motorcu bariz suçludur. taksici müşterisini sol şeritte mi indirsin kask kafalı?

  • elbette en uzun kosuysa ortadunya'da devrim, o, onun en guzel yuz metresini kostu.

    bilimum gereksiz youtuber ve rapci icin binlerce entry girilmisken, duvarlari yikmak icin yaradana siginip kendini feda eden bu kahramanlar kahramani, isimsiz sehit uruk hai kardesimizin eksi sozlukte bir basliginin bile olmamasi ayibina artik daha fazla dayanamiyorum. mazlumlarin ofkesi, ezilen halklarin cigligi, azim, zafer ve inancin ete kemige burunmus hali olan, kimsenin adini bile bilmedigi bu koca yurekli uruk hai'nin, elinde tuttugu devrim mesalesiyle yoldaslarinin arasindan siyrilip gelerek, dehsete kapilmis cakma kahraman ve isbirlikci halk dusmanlarinin saskin bakislari altinda, fasizmin tetikcilerine, oklarina ve mizraklarina ragmen, gericiligin bogrune adeta bir yildirim gibi saplanmistir. herkes merak ediyor," o yikilmaz denen surlari, sauron'un iradesinin bile yikamadigi duvarlari, nasil oldu da boyle sadece bir mesaleyle tuzla buz ettin be cocuk?" diye soruyor. bilmezler ki o duvarlari yerlebir eden patlama, ezilen orklarin, asagilanan uruk hailerin, magaralara surgun edilmis balroglarin ve soyu kirilmis ejderhalarin devrimci ofkesinin ta kendisiydi; o duvar, duvariniz viz gelirdi ona viz.

    ne zaman hatirlasam tuylerim urperir, gozlerim dolar, yumraklarimi sikar uzaklara bakarim. ilk o firladi kalabaligin ortasindan. en hizlisiydi hepsinin arasinda. aciyorsam sana anam avradim olsun. ama ask olsun sana cocuk. ask olsun aglattin hepimizi...

    duzenin cennetinde yerin yok suphesiz. hicbir zaman orada burada heykellerini de goremeyecegiz. adini anan bile olmayacak belki. fakat senin yerin en kutsal mabette, yani ezilenlerin kalplerinin derinliklerinde olacaktir.

  • mercedes'in yaptığı çok zekice bir harekettir. hem en büyük rakibini tebrik eden centilmen firma imajı yaratırken hem de kendisinin daha köklü olduğunu bir şekilde belirtmiş oluyor. bir taşla iki kuş yani. bunu laf sokmak için mi, yoksa tamamen art niyetsiz mi söylediğinin muallakta olması ise işin en can alıcı kısmı zaten. her iki tarafa da kolayca yorulabilir çünkü. bu sebepledir ki mesela bmw tarafı bunun laf sokma amaçlı olduğunu düşünse bile herhangi bir karşılık veremez. bunu yaptığı anda mercedes "adamlara teşekkür ettik şunların yaptığına bak" durumuna sokabilir bmw'yi. bir anda kötü olursun çoğu insanın gözünde. al sana üçüncü kuş.

  • 90'lı yılların ergenleri hatırlar emre aşık ve aysun kayacı uzun yıllar (7 yıl) büyük bir aşk yaşamış fakat emre'nin ailesinin o yılların moda tavrı olan manken gelin istemeyiz tavrı sebebiyle evlenemeyip sonunda da ayrılmışlardı.

    umarım gelinlerinden memnun kalmışlardır. asfjgxdyujg

  • "bir şeyi uzun süre bekledikten sonra umutsuzluğa kapılıp hiç içine sinmeyen başka bir şeye razı olduğun anda o beklediğin şey çıkageliyorsa ve onu mecburen hiç hak etmediği bir yere koymak zorunda kalıyorsan tetris oynuyorsun demektir."

  • " mezunuz, işsiziz - 4/c'ye razıyız. " sloganıyla yapılacak protesto. adama sormazlar mı seni işsiz bırakanlar tekel işçileri mi diye, ha liberal tosun ?

  • bim'den gelen erzak paketini koca parası yemek zanneden ablamızın cümlesi. güzel ablam normal bir evde onların olması lazım zaten duvarı mı kemireceksiniz amk?

  • anne hatice köseoğlu'ndan yorumlara cevap niteliğinde bir açıklama geldi.

    değiştirmeden yapıştırıyorum:

    ----- ooooo ----- ooooo ----- ooooo -----

    bu projede biz sadece üniversite öğrencilerine yardım ettik ki böyle bir sonuç hiç tahminimiz değildi. ama görüyorum ki 15 dakikaya sığdırılmak üzere kısaca anlattıklarımız ya da süre nedeniyle kesilen röportajlar nedeniyle yanlış anlaşılan çok şey ve çift dillilikle ilgili çok fazla eksik ve yanlış bilgi var.

    bizim maceramızın ana noktaları ve röportajda bahsetmeye calıştığımız şeyler şu şekildedir:

    1. bizim çift dillilikle ilgili ilgimizi en çok çeken şey ve asıl başlama nedenimiz, bebeklikte maruz kalınan her dilin beyin sinir hücrelerinin bağlantı yapmasını sağlayan en etkili yöntem olmasıydı.

    2. benim ana dilimin ingilizce olmaması çocuğumla bu serüvene çıkmamızı engelleyecek bir şey değildi. kimse anadil diye bir bilgi ile doğmaz. her dil doğduktan sonra öğrenilir.

    3. ben ingilizce popüler bir dil ve hayatı kurtulsun diye seçmedim ingilizceyi. sadece bildiğim dildi ve eşim çocuklarla ingilizce öğrenirken ben de onlarla 35 yaşından sonra ispanyolca öğrendim. biz bunu paylaşarak ve yaşayarak hayata geçirdik.

    4. onlara öğrettigimiz her yanlış kelime - aksan - grameri düzeltmek için yeterince uzun bir hayatları var. bunu mükemmmel yapmak üzere dertlenmedik. mesele onları shakespeare yapmak değil.

    5. dil öğrenmek beyin cimnastiğidir. bulgaristan göçmeni bir anne "ne işine yarayacak bulgarca, o yüzden öğretmedim" dediğinde çocuğunun hayatta çok şey kaçırmasına neden olmuştur ki her dil değerlidir.

    6. ben mühendislik eğitiminden sonra 24 yaşında baslangıç seviyesinde başladım ingilizce öğrenmeye ve 1.5 sene sonra aksansız konuşabiliyordum. tanımayan biri hala türk olduğumu anlamıyor. o yüzden bir an önce başlayayım da sonradan rahat olsun diye bir kaygım hiç olmadı.

    7. bu iş için sanıldığı ya da öyle görüldüğü gibi çok para harcamadık. ilk başladığımızda uzun süre kitapları kendim yaptım ve 2. el kitapları takip ettim. 10 yılda iki çocuğumuz için bu yollarla 500'e yakın kitap edindim.

    8. ata özel okula gitmiyor, yaz kamplarında aylarca kalmıyor, öyle çok fazla ingilizce konuşulan ortamda bulunmuyor ama bende ingiliz aksanı baskınken onda amerikan aksanı var. bu da demek oluyor ki çocuk bu serüvene bir süre sonra kendi devam ediyor.

    9. ayrıca oyun ablaları ve abileri genelde burada calışmayan ya da öğrenci profillerinden kişiler ki hemen hepsi çok minimum ücretlerle geldiler, neredeyse cep harçlığına. profesyonel öğretmen ya da dadı değil hiçbiri, aileden biri oldular hep.

    10. şu anda izmir'de iletişimde olduğumuz farklı uluslardan insanlar, aileler, çocuklar ve uluslararası dernekler var. o yüzden iki çocuğumuz da kendi gibi çocukları tanıma şansına sahip oldular.

    11. çocukların dil öğrenmeleri ile çocukluklarını yaşayamamaları arasında bir bağlantı yok. ben çalışan bir kadın olduğum için her zaman bir bakıcı ihtiyacım oldu. bu kişiler sadece bu boşluğu doldurdular. ata ayrıca yarım gün okula gittiği için haftada 15 saat ispanyolca oyun oynayacağı birisi ekstra bir yük olmadı ona. şikayeti olduğunda bunu ciddiye alacak kadar çocuk merkezli yaşayan ebeveynleriz.

    12. ata'nın kendini odaya kapatma meselesi de yanlış anlaşılan şeylerden biri ki ben sadece cocukların belli bir yaştan sonra ikinci dille kurdukları bariyeri anlatmak için abartılı bir dil kullandım. ata da 10 yaşında bir çocuk ki dinlediği bir hikayeyi tekrar etmesi çok normal. acı çektirerek ve zorlayarak yapmadık bunu.

    13. her iki çocugumuz da etraflarındaki çocuklardan daha az yaşamıyorlar çocukluklarını. ata bütün yaz sokakta mahallede oynadı, kendi başına arkadaşlarıyla ormana gitti, okula yalnız gidip geliyor, arkadaşlarına istediği zaman gidip gelebiliyor.

    14. ayrıca çekimlerin eksiği ata'nin iki dile de hakim olduğunu tam olarak verememesi. sadece bir cümle ispanyolca var ve inglizce konuşmalarını eklememişler. ikisinde de aslında aksansız konuşuyor ama bunu kimseye ispat etmek zorunda değiliz. önemli de değil.

    15. sonuç olarak biz evde eğitim ve okulsuz öğrenmeye önem veren ve sistemin boşluklarını sadece dil değil her anlamda kendi kendine kapatmaya çalışan kendi halinde bir aileyiz.

    ----- ooooo ----- ooooo ----- ooooo -----