ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
engelli öğrencisine kamyon getirten öğretmen
-
3 ay tatil yapıyorlar, aldıkları maaşı haketmiyorlar diyen dallamaları da bu başlığa bekliyoruz.hangi iş grubu * bir insanın hayatına bu denli yön verebilir.
not : hayatı bir öğretmeninin dokunuşları sayesinde yön değiştirmiş bir mühendis.
debe edit : işini onuruyla yapan tüm öğretmenlerimin ellerinden öpüyorum.
iyi ki varsınız ...
ispanyolca en güzel şarkılar
ascii art
-
..sssss.
ss
.sssss
.......ss
sssss
..oooo
o. .....o
o.......o
.0000.
zzzzzzz
........zz
....zz
zz
zzzzzzz
ll
ll
ll
lllllllllllllll
u........u
u........u
u........u
.uuuuu.
k.........k
k.....k
kk
k...k
k.......k
k.........k
ttttttttttt
......t
......t
......t
......t
eeeeee
e
eeeeee
e
eeeeee
k.........k
k.....k
kk
k...k
k.......k
k.........k
ii
ii
ii
ii
ii
ii
bbbbbb
b..........b
bbbbbb
b..........b
b..........b
bbbbbb
......a
....a..a
...aaaa
..a......a
a.........a
y...........y
..y.......y
....y...y
......y
.....y
...y
.
......a
....a..a
...aaaa
..a......a
a.........a
n..........n
n..n......n
n.....n...n
n........nn
ll
ll
ll
lllllllllllllll
......a
....a..a
...aaaa
..a......a
a.........a
rrrrrrrrrr
r...........r
rrrrrrrrr
rrrrr
r....rrr
r.......rrrrr
......a
....a..a
...aaaa
..a......a
a.........a
..sssss.
ss
.sssss
.......ss
sssss
eeeeee
e
eeeeee
e
eeeeee
ll
ll
ll
lllllllllllllll
......a
....a..a
...aaaa
..a......a
a.........a
m...........m
mm.....mm
m..m.m..m
m....m....m
eeeeee
e
eeeeee
e
eeeeee
ddddd
d........dd
d........dd
d.........d
d.dddd
eeeeee
e
eeeeee
e
eeeeee
rrrrrrrrrr
r...........r
rrrrrrrrr
rrrrr
r....rrr
r.......rrrrr
ii
ii
ii
ii
ii
ii
m...........m
mm.....mm
m..m.m..m
m....m....m
17000 km yol yapan iktidarda yolsuzluk olabilir mi
-
az önce başbakan ünye'de sordu.
keşke baştan söyleseydi bütün bu soruşturmalar falan hiç olmaz, yargımız hiç böyle antin kuntin işlerle uğraşmazdı. acayip ikna edici bir soru.
ben apışıp kaldım şahsen.
reklamcıların gözünden türk insanı
-
malın önde gidenidir
regl olduğunda bembeyaz etekler giyer.
akan musluğu tuvalet kağıdıyla durdurmaya çalışır.
yağdan ebesi sikilmiş kabı ovalamadan temizlemeye çalışır.
falan filan...
ya borçlanacağız ya vergileri arttıracağız
-
adamların kafasının ancak bu kadar çalıştığının kanıtı olan düşünce. sanki mantik bilimi açısından 3. halin imkansızlığı söz konusu. yıllardır ar ge yapıp, üretimde teknolojik yatırım yapmak yerine ulkenin itibari diye diye dunyanin parasını müsrif gibi harcayıp, ülkeyi betondan grinin 50 tonuna çevirdiklerinden içine düşülen durum.
contact filmindeki ayna sahnesi
-
aynaya kadar ne olduğunu anlayamadığınız en etkileyici sahnelerden biri.
erkeklerin bel çantası taktığı korkunç dönem
-
bazen diyorum ki keşke brad pitt ya da onun ayarında biri bu modayı tekrar başlatsa. bel çantası takanlara kötü gözle bakılmasa.
kışın neyse de yazın bir insan üzerinde cüzdanı, ev anahtarlarını, araba anahtarını, telefonu, bozuk paraları, flash belleği, ufak tefek not yazılı kağıtları, şarj aletini, diğer ıvır zıvırları nasıl taşısın? neresine soksun? bir pantalonun kaç cebi var? böyle bir eziyet olur mu? olmasın.
burhan altıntop çantası kullan demeyin ben de ona kılım.
sıcak süt içerken kaymağın ağza gelmesi
-
babamdan dayak yemesem de dayak gibi laf işitme sebebim: "patolojik sesler çıkarma hayvan herif".
(bkz: doktor çocuğu olmak)
hayata dair iç burkan detaylar
-
turkiye'den yunan adalarindan birine gelen kacak motordan inerken sirilsiklam olan bir aileyi calistigimiz odaya aldilar dun. birisi yasli bir anne, uc genc kadin, iki cocuk, ve bir genc adam, sonradan anlattilar, o da evin tek oglu, cocuklar buyuk ablasinin. adam uyusturucu bagimlisi oldugu icin bosanmislar.
coculklar 5 ve 6 yaslarinda, bir kiz bir oglan, tir tir titriyorlar. hepsine ic camasirina kadar giysi bulmamiz gerekiyor. cocuklar coraplarini ayakkabilarimi cikariyorlar, cocuklara giysi ve ayakkabi hemen buluyoruz, sorun kadinlarda ozellikle yasli annede. elbise gonderenlerin arasinda onlarin giyinme stilini dusunen olmamis. yasli kadina pembe pelus bir palto buluyoruz. evet cirkin ama en azindan biraz uzun ve bol. onlari giydirmemiz cok uzun suruyor, ama sonunda eski islak elbiserini odanin artasina birakip gidiyorlar.
ama daha sonra teker teker gelip eski islak elbiseri geri istiyorlar, elbiselerin birinin cebinde kalan bir seye ihtiyaclari var ve onu bulmalari gerekiyor. bizler bu arada nijerjali bir gurup kadin ve erkegi giydirmege calisiyoruz, oda kucuk, gelen gurup buyuk, erkeklerin ayaklarina ayakkabi bulamiyoruz, elimizdeki erkek ceketleri de onlara gore kucuk. afganistanli kadinlar aglamakli, kocaman nijerjalilarin arasindan suzuluyor, odanin arkasindaki elbiselini biraktiklari bolgeye girmeye calisiyorlar. fransiz gonullu franchie onlara kiziyor, onlari bagirarak disariya cikariyor. boyunlarini bukup geri gidiyorlar, ama bir muddet sonra gene geliyorlar. dillerini bildigim icin olmali benimle konusmak istiyorlar. yok, bulamiyoruz eski elbiselerinizi, atmis olmalilar burada degil, diyorum ama, sesim tiz mi cikiyor yoksa? kadinin yuzundeki ifade icime kaziniyor, ama yapacak birsey yok, odada bir suru islak nijeryali var, onlara kuru elbise bulmak lazim.
herkes giydirilip gittikten sonra gene stoklama isimize donuyoruz, gelen kutulari acmak ve elbiseleri kadin, erkek, cocuk ve beden olarak ayirmak bizim isimiz. kutulardan birinden islak bir naylon torba cikiyor. ufacik. ıcinde birkac madeni para, yesil plastik bir tespih, siilerin namaz kilarken alinlarini dayadigi, kerbaladan geldigine inanilan kirmizimsi toprakla yapilan ufak, kenari kirik bir namaz tasi (muhur). arkadasim bu ne diyor. hemen anliyorum, o kadinlarin aradiklari bu olsa gerek diyorum. kadin herhalde giyinirken sonra alirim diye onu oraya koydu, veya baska birisi islak elbiseleri toplarken onu oraya dusurdu. aile hala disarda bekliyor, endiseli. islak plastik torbayi kapiyorum onlara gosteriyorum. bu mu kaybettiginiz? diyorum. baslarini salliyorlar, gozleri doluyor, bana sariliyorlar, sanki onlara amerika vizesi vermisim gibi mutlular. ama anliyorum, yaban ellerinde bir daha kimbilir ne zaman ellerine gececek namaz tasi ve tesbih onlari birakip gittikleri topraklara baglayan seylerin su anda en onemlisi. ve o kucucuk torbanin ne oldugunu bildigimiz, onlari anladigimiz, ve hatirladigimiz icin minnetarlar.
bazen birilerinin seni dinlemis olmasi hayattaki en onemli sey olabiliyor.
debe'ye girdigimi sayesinde ogrendigim yardim kampanyasina cagri.
(bkz: güvendik ilk-orta okulu yardım kampanyası)
tarkan
-
sana hakkımı helal ediyorum abi.
bir sana ediyorum. babam gururla döneminin şarkıcılarını anlattı durdu bana. sen olmasaydın benim kendi dönemime ait dönmemiş, yalakalık yapmamış, saray soytarısı olmamış, popüler, ortalığı kasıp kavurmuş kimsem yoktu. kimler hayal kırıklığına uğratmadı ki son 10 yılda. ajda pekkan, sezen aksu, ve daha bir çoğu.
ama sen. abi sen gerçek bir starsın. debelenen, boka batmış sanatının ayakta kalan starısın. seni gururla anlatacağım, dinleteceğim. artık ölene kadar tırt şarkı yapma kredin var. gitme yeter. biz nereye yeter. unutmamalı yeter. unut beni yeter. kıl oldum abi bile yeter.
hakkım sana helaldir abi. sevmemiş olsam bile zaten severdim seni.
29 ekim kutlamalarında sinir krizi geçiren kadın
-
afganistan'da kara daşşaklı bir talibanın dördüncü karısı olmanın daha çekici olduğunu düşünen bir tipin zırlamasıdır.
her çalışanın maaşının %20'si alınsın
-
acil ve önemli edit:
(bkz: enkazdan çıkarılıp kaybolan kız çocuğu)
20 yıldır maaşlardan kesilen deprem vergilerinin ne olduğunu düşünerek bir yol bulabilirsin aslında sığır
(bkz: 38 milyar 227 milyon dolar)
sinirli ve gereksiz edit: bazı sığırlardan mesaj alıyorum "deprem vergisi yok ki cahil" diye. evet deprem vergisi yok adı da bu değil ama 1999 depreminden sonra özel iletişim vergisi altında dolaylı olarak deprem için alınan bir vergi var ve bu vergi 1999 yılından beri hepimizden kesiliyor cahil ayılar. adı özel iletişim vergisi ama dolaylı olarak deprem vergisidir. öiv deprem için gelmiş ve sonraki hükümetler tarafından da kaldırılmamış vergi var ya tam da odur.
öğretmenden işitilen en komik azarlar
-
hoca artık dellenmiştir
hoca: fear yeter artık numaran kaç senin
fear: 227
hoca: (elindeki kağıda 227 yazıp arkasını döner, masasına doğru yürür)
fear: 8x xx
hoca: ?
fear: ama gece 11 den sonra aramayın internette oluyorum hocam.
hoca: (kulaklarından duman çıkararak) oğlum ben ev numaranı değil, okul numaranı soruyorum! numaran kaç?
fear: (sanki sonuna başka bir numara ilave edecekmiş gibi bir tonlama ile) 400
hoca: (4 yazar, bekler) dörtyüz kaç oğlum?
fear: (aynı gıcık tonlama ile) 400
hoca: ya tamam da dörtyüz kaç?
bu bir süre böyle sürer
fear: hocam dörtyüz işte. ille de sonuna rakam istiyorsanız dörtyüz kök üç olsun.
hoca: (iptal olur) çabuk git kendini disipline ver!!!
sınıf: (dağılır)
hızlı okuma
-
"hızlı okuma kurslarına gittim ve savaş ve barışı yirmi dakikada okudum, galiba rusyadan bahsediyor." -woody allen