hesabın var mı? giriş yap

  • içimde yara olan yorumlardır maalesef..üniversitenin maliye bölümünü kazandım. eş dost soruyor tabi "nereyi kazandın" diye..maliye diyorum. bütün akraba, eş dost, sohbet ortamında insanlar vs..hepsinin ortaklaşa yaptığı yorum şuydu:"oo iyi, girersin maliyeye, rüşvet müşvet, o biçim yolunu bulursun..aman sakın ihmal etme..cebine bakacan bu devirde. zaten tezgaha uymazsan seni tutmazlar, sürerler vs.." sadece akrabadan bir kişi "aman elinherifi, namusunla çalış da en azından bir tane namuslu memur olsun şu memlekette" dedi. sadece bir tek kişi...ama aynı insanlar memleket meselelerinden bahsedilen her sohbette rüşvet yiyen memurdan ağlarlar, ülkenin kötü yönetildiğinden şikâyet ederler..bir başka sohbette memura avanta verip işini nasıl hallettirdiğini sanki iyi bir halt yemiş gibi ballandıra ballandıra anlatırlar. sonuçta maliyeye girmedim, o işi de yapmadım ama öğrendim ki biz kendi kazığımızı toplum olarak kendimiz yontuyormuşuz.

    birgün ormanda ağaçlar toplantı yapmışlar. baltadan şikâyet ediyorlarmış..bizi şöyle kesiyor böyle koparıyor, acımasız , katil vs..hararetli hararetli konuşurlarken yaşlı bir çınar ağaçı demiş ki; "boşuna konuşmayın, sapı bizdendir"...

  • baba- kacla gidiyorsun?
    murdurungulu- 47
    b-cek arabayi saga!
    m- aa ama n'iye?
    b- cek dedim!
    araba saga cekilir. babaya bakilir.
    b-<caps>ulan bilgisayar mi bu? 47 diye hiz olur mu? ya 50 ile gidiyorsundur ya 40'la !</caps> hadi devam et...
    bir sure sonra
    b- kacla gidiyorsun?
    m- 64...*

  • kayalık bir yere gidilir ve midyeler dalmak suretiyle çıkartılır.

    iyice yıkanan midyeler, tel fırça ile kireç ve kumlarından pırıl pırıl olana kadar arındırılır. sonra iç kısmındaki kayaya (ya da kuma) tutunduğu sakal tabir edilen kısmından düzgün ve keskin bir bıçakla genişleyen tarafına doğru açılır. o sakal kısmı ayrılmasını önleyecek ve yarım açık bir hale gelecektir midyemiz.

    tamamı bu işlemden geçtikten sonra iyice yıkanır ve bir süre haşlanır. et kısmı pişene kadar...

    iç malzemesi: 50 adet midye için,

    beş büyük baş rondodan geçmiş soğan,
    2 tatlı kaşığı dolma baharı,
    3 tatlı kaşığı nane,
    1 tatlı kaşığı kaşığı karabiber,
    1 tatlı kaşığı tuz,
    2 tatlı kaşığı şeker,
    (isteğe göre kuş üzümü çam fıstık.. ben koymam)
    yarım demet dereotu...
    1.5 su bardağı pirinç,
    1 domates rendesi.
    2.5 su bardağı zeytin yağı.

    soğanlar z.yağında iyice kavrulur. pirinç de iyice kavrulur sonra domates rendesi ilâve edilir. şekeri ve tuzu ve dereotu ile 2 bardak kaynar su ilave edilir kısık ateşte iyice pişmesi sağlanır. piştikten sonra henüz demlenmemişken diğer baharatların tümü içine konur ve iyice demlenmesi sağlanır...

    sonrasını tahmin edebilirsiniz zaten. ama yine de anlatayım:) elimize bir kaşık alıyoruz, ve haşlanmış midyelerimizi bu iç malzemeyle dolduruyoruz. ama bu yapılırken etlerin yapıştığı yerden hafifçe kaldırılması ve malzemenin üzerine yapışacak şekilde durması sağlanır. birkaç kezden sonra el alışır zaten. kapakları sıkıca kapatılıp en alt kısmına yassı bir biçimde havuç dizilmiş olan (ne alaka deme havuç hem koku hem renk veriyor ona. onları daha sonra atma rendele ve sarımsaklı yoğurtla rakına meze falan yap ne bileyim işte.. günah lan atma onu!) genişçe bir tencereye dizilir, dibine çok çok az su konur. (buhar için)

    bu aşamada üzerine biraz daha zeytinyağı gezdirerek midyelerimizin parlaması sağlanır ve kısık ateşte sadece 5-7 dakika kadar buharda pişirilir. içine su konularak değil. benmari usulü diyeyim tam olsun...

    midyeci miyim? hayır. sadece deniz kenarında büyüdüm ve birçok kez yaptım. (yok icat etmedim tabii annemden öğrendim) afiyetle yeniyor. çok uğraştırıcı olduğu için daha lezzetli geliyor. çok iyi yapılmamış olan midyeleri yiyemiyorsunuz sonra ama böyle bir tehlikesi var bu işin...

    bol limonla ve soğuk yiyiniz! hehe

  • ilkokul 3. sınıftayız. bi özel okul sıra olduk. müdürün ismi ''maşallah sayın '' kendisiyle o yaşımda sayın maşallah sayın diye dalga geçerdim her neyse sabah sıra olmuşuz. dizilmişiz. o zamanlar kısa boyum en önde duruyorum. her neyse bu müdür çıktı konuşma yapıyor. ben de o esnada hayallerde yaşıyorum yok işte şuraya bi göktaşı düşse tam kürsüye nasıl kurtulurum ki lan geriye koşamam sola kaçayım falan diye hesap yapıyorum. o esnada assolist gibi mikrofonla sağa sola dönüp dolaşan müdür mikrofonun kablosunun yetmediği alana doğru ısrarla mikrofonu çekiyor falan. ben bir anlığına hayallerden çıkıp gerçek dünyaya dönüyorum müdür arkası dönük mikrofonun yetmediği yere ısrarla giderken bir anda

    -kopacaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaak !!!

    diye bağırdım. 500-600 kişi susuyor. bütün gözler bende amk.

    sonra tabi herkes güldü. ben kıpkırmızı oldum.

    sonraki günlerde,haftalarda,aylarda üst sınıftaki kızlar yanıma gelip kopacaaaaaaaaaaaaaaaaaaak diye bağırıp durdu.

    skiyim ya :/

  • beyin ölümü gerçekleşmiş, hakkında dedikoduların ayyuka çıktığı bir siyasetçi artığınin son demeci. tek yeteneği, "tükürdüğünü yalamak" olan bir mankurt olan dede, bi yürü git...