hesabın var mı? giriş yap

  • "zor zamanlar yaşıyorum, ağır sınavlardan geçiyorum. bu günler bittiğinde, sularım durulduğunda, dengemi bulduğumda, huzuruma kavuştuğumda geleceksen eğer, gelme. ben o gün, daha güçlü, daha katı, bir dağ gibi kıpırtısız ve heybetli olacağım. oysa şefkate bugün ihtiyacım var."

    edit: söz şahsıma aittir.

  • teknik olarak haklı da, karşısındaki kişi de günde belki yüzlerce etiket değişmesi istenen, değişmeyi gözden kaçırdığı etiket için aradaki fiyat farkının maaşından kesildiği ve tüm bunların yanında kasaya, depoya da bakması beklenen bir emekçi.

    sistemi öyle güzel kurmuşlar ki, arena'da milleti birbirine kırdırırlarken yukarıda localarından seyredip viskilerini yudumluyor pezevenkler.

  • satranç gibi, insanların hamle yapmadan önce genellikle uzun uzun düşünmeyi sevdiği bir oyunda rapid adında, sadece 10 dakika süren ve karar alma mekanizmasını epey zorlayan bir maç türü var. daha sonra rapid’den daha rapid olan * blitz adındaki, sadece 5 dakika süren maçlar gelir. çok hızlı düşünüp karar almanın gerektiği bu tür maçları oynamak bayağı zevk verir. ama satrancın en hızlı oynanan türü blitz bile değil. 2 dakika ve altındaki sürelerde oynanan oyunlar bullet olarak nitelendirilir ve satrancın en çılgın halidir bu oyunlar.

    bu girişi yapmamın sebebi, dünya şampiyonu carlsen'in geçen günlerde lichess'te drdrunkestein nickiyle bir hyper bullet (1 dakikalık bullet'lardan bahsediyoruz burada) turnuvasına katılması ve maçın zaten sadece 60 saniye sürüyor olması yetmiyormuş gibi kendi 30 saniyesinden vazgeçip tüm rakipleriyle berserk diye adlandırılan bu akıl almaz modda oynaması ve neredeyse bir buçuk saat boyunca önüne gelen herkesi tarumar etmiş olması.

    bir insanın 90 dakika boyunca ve her defasında süre bakımından dezavantajlı olduğu halde bu kadar üstün bir odaklanma ile sürekli galip gelebilmesi bana insanüstü geliyor açıkçası. nasıl bir zihin kapasitesidir bu? teknolojinin gelişmediği bir dönemde oynansa ve kayda geçirilememiş olsa "şehir efsanesi" der geçer ve içimizi rahatlatırdık ama videosu da var;

    https://www.youtube.com/watch?v=ntej4moaay0

    edit: ayrıca başlığı şukela modunda okurken gördüm ki oyun açılışlarına çok şeyapmadığı için henüz bir kasparov değil diyenler olmuş. yapmayın etmeyin gençler. okuduğum entry’de söylenenin aksine, carlsen’in yaptığı şey övgüye layık bişidir ve kasparov’la aralarındaki fark buradan kaynaklanıyorsa açılışları umursamayan carlsen daha kötü değil, daha büyük bir oyuncudur. zira satranç oynayan herkesin bildiği üzere, oyun açılışları zekanın değil, çalışmanın ürünüdür ve yeterli vakit ayıran herkesin ustalaşabileceği bir alandır. middle game ve özellikle de endgame denen oyunun sonraki safhalarında ise mental yetenekler kendini gösterir, zeka öne çıkar.

    işte carlsen, oyun açılışlarını yeteri kadar bildiği halde hiçbir açılışa sadık kalma korkaklığını göstermeyip birçok maçta bilgisayarlara göre onu geriye düşüren hamlelerle başlar. zira bilir ki oyunun sonraki bölümleri onun hakimiyeti altında oynanacaktır ve telaşa mahal yoktur. sayısız drawish görünen maçı son kısımda söküp alması da bunun göstergesidir ve bu bağlamda kasparov’dan da tarihteki diğer efsanelerden de öndedir.

  • biri uluslarası silah kaçakçısı ve aynı zamanda orta doğu'yu yöneten konseyin bir üyesi. diğeri istanbul kabadayısı.

    birinin muhatap olduğu konular ırak savaşı, suriye savaşı, abd-ingiltere-israil arasındaki dengeleri gözeterek orta doğu savaşlarına silah ihraç etmek.

    diğerinin muhatap olduğu konular ali, eyşan, cengiz, ezel gibi mahalle insanlarının hayatlarıyla uğraşmak.

    biri sıradan bir komiser tarafından hayatı karartılırken, diğerini tanımayan emniyet müdürü olamaz. .

    ramiz'in teknik olarak kıyaslanacağı kişi duran emmidir.

    edit: konseyin ırak savaşı ve suriye'nin geleceğini değerlendirdiği sahneden bir kesit yüce baron mehmet karahanlı'yı da yad edelim buradan:)