hesabın var mı? giriş yap

  • efsanevi bir adam.

    7 yaşında programlama öğrenmeye başlar, daha lisedeyken bir çok uluslararası siteyi hobi olarak kırıp adminlerini bilgilendirir ki babası ile bir tartışması sonucunda babası bilgisayarı elinden alıp kilitler. bu esnada parker yalnızca "baba log out olmam lazım" diye ağlanır nitekim fbi kendisine ulaşmakta geç kalmaz, zarar vermediği için yalnızca kamu hizmeti yapmakla cezalandırılır. lisede bir sene full a alıp bir sene kalmaktan son anda kurtulur ki bunu da sadece kimsenin kuklası olmadığını göstermek için yapar.

    ailesinin kolej ısrarına rağmen lise bitince internet yoluyla tanıştığı ekürisi, bir diğer yetenekli hacker shawn fanning'in napster projesine destek vermek için san francisco'ya taşınır ki bu evden ilk ayrılışıdır. partiler içinde boğulurken napster'ı yaparlar, ilk senede milyonlarca kullanıcıya ulaşmalarına rağmen telifli müzik dosyalarını illegal paylaştıklarına karar verilir ve napster doğduktan 14 ay sonra hakim kararı ile kapatılır. daha sonra yeniden açılmasına rağmen hem piyasada rakipler oluşması, hem de fanning'in diğer ortaklarının dahi çocuk parker'ı uzaklaştırması nedeniyle napster asla eski seviyesine dönemez.

    2001-2004 yılları arasında plaxo'yu kurar ki kurana kadar ve kovulduktan sonra yine işsizdir. yatırımcılarının onu kovması uyuşturucu yüzündendir.

    2004'de bir gün oda arkadaşının stanford'da okuyan kız arkadaşının bilgisayarında thefacebook yazısını görür. o andan itibaren ne parker, ne zuckerberg, ne de dünya artık eskisi gibi olmayacaktır. new york'da tanışırlar ve kısa sürede kaynaşırlar. parker işsiz olmasına karşın hala bir bmw kullanıyordur, 20 yaşındaki zuckerberg'i kafalar ve mentörlüğünü yapmaya başlar. nitekim facebook'a zuckerberg'den fazla inanan ve bugün geleceği noktayı o zamandan tasarlayan parker'dır. facebook'un başkanı olarak yatırımcılarla pazarlık eden, yönetim kurulunun 5 koltuğundan 3 tanesi daimi olarak koparan ve bu sayede yahoo'nun 2007'de yaptığı 15 milyar dolarlık teklifin reddedilebilmesine imkan sağlayan da...

    ancak yine rahat durmaz ve 2005'de kiraladığı bir evde parti esnasında uyuşturucu kullanımı ile suçlanır. ceza almamasına karşın yatırımcı baskısı ile facebook başkanlığını bırakmak zorunda kalır. hali hazırda 7% facebook hissesine sahiptir zaten...

    2010 yılında davos'ta bölgenin gece hayatından şikayet eden bir açıklama yaptı, seneye büyük bir yer bulabilirse bir kaç rock star arkadaşı ile tüm zamanların en büyük forum partisini organize edecekmiş.

    ara sıra eski arkadaşı shawn "napster" fanning ve chatroulette'in 18 yaşındaki kurucusu andrey ternovskiy ile bir araya gelip fikir üreten parker, tüm aşırılıklarına rağmen kanser araştırmaları için en fazla bağış yapan kişilerden biri.

    linkedin kurucusu ve parker'ın eski arkadaşı reid hoffman onunla ilgili "ona neden katlanıyoruz? iki sebepten; birincisi olduğu yere değer katar, ikincisi çok sadıktır", paypal kurucusu peter thiel parti canavarı dedikleri ve muhtemelen uyuşturucu bağımlısı olan (proposition 19 için 100.000$ bağışlamış) parker'ın howard hughes'un torunu olduğunu düşünüyor. wikipedia kurucusu jimmy wales ise onun bir sanatçı olduğunda ısrarlı. kendisi ise "benim için her zaman bir peri masalı değildi. tüm başarım hatalarımdan doğdu. çocukluk hayalleriniz her zaman başarı hikayesidir, gerçek ise çok daha ağır ve dramatiktir" diyor.

    not: türkçe güzel kaynak yoktu, sağdan soldan bulup toparlayıp çevirdim. sonra bana gelip abi o öyle değil diye çemkirmeyin.

  • 25.01-21.04.2013 tarihleri arasında pera müzesi'nde fotoğraf sergisi bulunan fotoğrafçı, eskrim olimpiyat şampiyonu ve pilot.

    nickolas muray (1892-1965), 21 yaşında, doğduğu macaristan'dan abd'ye göç ettiğinde unutulmaz izler bırakacağına inanıyordu. öldüğünde devlet başkanlarından bezelye çorbasına, neredeyse herkesin ve her şeyin fotoğrafını çekmişti. dünya çapında tanınan olimpiyat şampiyonu bir eskrimciydi; pilottu ve kadın tutkunu bir erkekti.

    miklós murai, ağustos 1913'te, 25 dolar, 50 kelimelik ingilizcesi ve yılmaz bir kararlılıkla ellis adası'na ulaştı; adını değiştirerek nickolas muray oldu. 1920'de, greenwich village, 129 macdougall street'e taşındı; bir odada yaşıyor, diğerinde çalışıyordu. stüdyosuna yakın küçük bir galeride açtığı sergi, fotoğraflarının dikkat çekmesini sağladı. çok geçmeden fotoğrafları new york tribune'de ve harper's bazaar'da basılmaya başladı. kısa sürede, muray'ın portre fotoğrafçılığındaki etkileyici, flu üslubu büyük ilgi uyandırdı. aralarında oyuncular, dansçılar, film yıldızları, politikacılar ve yazarların yer aldığı belli bir ünü olan herkesin fotoğrafını çekmeye başladı. reklamcılık, moda ve iç mekânları konu alan ticari fotoğrafları da revaçtaydı. başlangıçta nitelikli fotoğraflarına ilgi gösteren müşterilerinden birçoğu, cazip kişiliği nedeniyle onu başkalarına tavsiye ediyor ya da kendisiyle tekrar çalışmak istiyorlardı. nick'in, 1920'li yılların en başarılı şöhret ve moda fotoğrafçısı olduğu söylenebilir.

    ladies' home journal'ın mayıs 1921 sayısında, nickolas muray bir amerikan dergisinde ilk doğal renkli fotoğrafı yayımladığında, reklamcılık alanında tarihe geçmiş oldu. o zamana kadar dergilerde renkli reklamlar, çizerler tarafından elle boyanıyordu ve doğal renkli fotoğrafların uzak bir gelecekte kullanılabileceği düşünülüyordu.

    nick, carbro sürecini kullanarak ticari fotoğrafçılığın tipik temsilcisi haline geldi. bir gazeteci, sonraki yıllarda şöyle belirtiyordu: ''dönemin standartlarına göre, onun kadınları gerçek kadınlardan daha güzel, sofra düzenlemeleri daha göz alıcı, yiyecekleri daha leziz, amerikalı sporcuları sıradan insanların olmayı hayal edebileceğinden daha sağlam ve daha kuvvetliydi''. nickolas muray, başarısının doruğunda şöyle diyordu: ''hayal ettiğiniz her ne varsa fotoğrafını çekeriz biz, üstelik hepsini bir işgününde!''

    nickolas muray, yaşamı boyunca pek çok kadın sevdi ama ölümünden yıllar sonra, unutamadığı bir kadının olduğu ortaya çıktı. diğerlerine göre daha derinden, daha tutkulu ve daha sessizce sevdiği bu kadın frida kahlo'ydu.

    nick, frida ile mayıs 1931'de, arkadaşı miguel covarrubias ve eşi rosa rolando'yla meksiko'ya giderken tanışmıştı. on yıllık bir aşk ilişkisi böylece başlamış oluyordu.

    frida bir mektubunda nick'e şöyle yazıyordu: ''nick, bir meleği severcesine seviyorum seni. sen, vadimde bir zambaksın, aşkım. seni hiç unutmayacağım, hiç ama hiç. sen hayatımsın benim. umarım bunu asla unutmazsın, frida''.

    kaynak: pera müzesi, bir fotoğrafçının portresi

    hakkında başka link'ler;

    http://nickolasmuray.com/
    http://en.wikipedia.org/wiki/nickolas_muray
    http://www.sabah.com.tr/…si-nickin-inanilmaz-hayati

  • yeni atandağım okulda seminer haftasında dolmuşa ve atandığım yerin sakinlerine alışmaya çalışırken ben dolmuşta tanımadığım bi öğrencimin tanımadığım velisiyle yan yana denk gelirim. kadının sorularından sonra tabi öğrencinin hangi sınıfta olduğunu ve velim olduğunu öğrenirim ancak soruların ardı arkası kesilmez. cevap vermeye çalışırken tabi bir taraftan ineceğim yeri kaçırmamaya çalışırım. en son ineceğim yere yaklaşınca ve "inecek var" diye seslenmek üzereyken kadın da bekar mısın diye sorunca şoföre "bekarımm" diye seslenirim. devamı yok kısa süre için ölmüş olmalıyım.

  • afad başkanı yunus sezer, deprem bölgeleriyle ilgili, "ulaşılamayan bir bölgemiz yok ama sürekli arama kurtarma birlikleri ile takviyelerimiz devam ediyor" açıklamasında bulunmuş.

    senin ben karakterini, haysiyetini silkeyim. hatay'a daha hiç yardım ulaşmamış, her ilden yardım çığlığı yapılıyor yaptığı açıklamaya bak. böyle yönetilmeyi hak etmiyoruz ya, bu gerçek olamaz! lanet olsun hepinize!

    link

    yalan yalan yalan!

    edit: yeni gelen mesaj: "kardeşim lütfen yaz burası 150 bin nüfus bir ilçe elbistan. bir tane bile kurtarma ekibi an itibariyle yok. enkazlarda insanlar donarak ölüyor. son deprem tam olarak elbistan'da oldu. ne haberlerde varız ne de sosyal medyada. lütfen binlerce insan ölüyor. elbistan diye bir yer var ve burası türkiye'ye bağlı."

    edit 2: beni insanları gaza getirmekle suçlayıp, cimere şikayet edeceğim diye mesaj atanlar. siz bu heriften daha da karaktersizsiniz. insanların gaza gelecek gücümü kaldı. herkes can derdine düşmüş.

    hiç mi vicdanınız yok sizin?

    bonus edit: (bkz: 7 şubat 2023 nurettin nebati açıklamaları)

  • "+nerdesin
    - foursquare'a bak
    +yemek yedin mi
    - instagrama bak
    +n'apıyosun
    - twitter'a bak
    +doğru düzgün soru soramıcaz mı sana
    - ask.fm'den sor"

    bunun yayımlandığı hede vine şeysi, ben facebook'ta gördüm, ekşi sözlük'te de paylaşıyorum. vay amk.

  • sosyal psikoloji derslerinde tüm amfinin ağzını açık bıraktıracak birkaç deneydendir. diğeri için (bkz: milgram deneyi)
    norm etkisine güzel bir örnek olan deneyde gerçek 1 katılımcı 3 ya da 4 tane ise işbirlikçi vardır. işbirlikçi sayısının fazla olmasının daha sonra yapılan deneylerde etkisiz olduğu görülmüştür. bir masa etrafına oturan işbirlikçilere ve gerçek katılımcıya 3 tane birbirinden farklı uzunluklarda çizgi gösterilir ve dördüncü çizginin diğer 3 çizgiden hangisiyle aynı uzunlukta olduğunu söylemeleri istenir. bu deneyde gözlemlenmek istenen gerçek katılımcının doğru cevap vermesi üzerinde grup etkisinin ne boyutlarda olduğudur. asch deneyi defalarca tekrarlamış ve sonunda görmüştür ki gerçek katılımcılar işbirlikçilerin verdikleri yanlış cevaplara inanmasalar bile gruba aykırı davranmaktan kaçınıyorlar.

    işbirlikçilerden yalnızca biri (kalın camlı gözlük kullanıyor olsa dahi) gruptan farklı bir cevap verdiğinde gerçek katılımcının da doğru cevabı verme oranının arttığı görülmüş.