ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sokak köpeğine tavuk döner ısmarlamak
-
dönercinin başında kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırmış mahzun mahzun bakan kulağı sarı küpeli güzel köpeğe kıyamayıp tavuk döner almaktır.
o kadar aç insan varken köpeğe de döner mi ısmarlanırmış diye böğüren tüm yaratıklara kulağımı tıkayıp dönercinin gözü önünde yaptım bir de bunu.
insanlar ister, insanlar çalışır, insanlar derdini anlatır ama onlar anlatamaz.
onları gören herkes yolunu çeviriyor. kimse başlarını okşamıyor.
evet aynı durumda olan insanlar da var ama bu demek değildir ki bu hayvanları görmezden gelelim. of of efkarlandım yine. :/
20 yaşında gerilla anası vs 20 yaşında asker anası
iphone'dan nefret etme sebepleri
-
yeni bir model çıktığında eskisinin adeta çöp olması. tabii ki malını satacaksın da bu kadarı çok fazla.
itunes. başlı başına kanser sebebi.
yeni sürümler yüklendiğinde ölen pil ömrü.
bir süre sonra büyük çoğunluğu bozulan orta tuş
çok teknolojiden anlayan bi adam değilim ama özellikle son zamanlarda beni bile illet etmişti. androide geçiş yaptım birkaç gün önce. bakalım bu nasılmış.
öğrenci evinde yaşanabilecek en dumur olaylar
-
sabah cise giderken goz ucuyla bakilan saatin 7'yi gostermesine ragmen, mutfaktan gelen tikirtilarin akibetini anlamak icin tirsa tirsa ilerleyisin sonundaki, "ne bakiyosun oglum? bu sabah da derse gidelim dedik. erkenden kalkip kahvalti hazirladik." diyen iki adet sakalli ev arkadasi ve kahvalti masasinin uzerindeki sut, tereyagi, bal, kaymak, dilimlenmis ekmek, sucuklu yumurta, radikal gazetesi'nden olusan bir manzara.
netflix türkiye
-
the last dance gibi türünün belki de en değerli örneklerinden olan ve nakış gibi işlenmiş bir belgeseli, cahil oğlu cahil bir çevirmenin eline teslim edip, çıkan ürünün nasıl bir facia olduğunu algılayamayan cahil oğlu cahil bir denetim mekanizmasına sahip kişi, kurum ya da kuruluş. ya hep kendimi tekrar ediyormuş gibi hissediyorum ama gerçekten vasatlık bizde ata sporu. tüm genetiğimize sirayet etmiş.
televizyon sektöründe çalışmaya başladığım ilk yıl boyunca yaptığım diğer işlerin yanında altyazı da yazıyordum. hata yapmamak için o kadar çok kontrol ediyordum ki yazdıklarımı, hakim olmadığım bir alanda yazıyorsam en az 2 gün ön çalışma yapıp, her tereddütümde de arama motoru üzerinden çevirilerimi teyit etme ihtiyacı duyuyordum. az izlenen ve görece değersiz projeler olmasına rağmen verilen emeğe olan saygımdan dolayı bunu yapmak zorunda hissediyordum.
arkadaşım eline the last dance altyazı çevirmeni olma fırsatı geçmiş, be cahil oğlu cahil, bilgiye ulaşmak bu kadar kolayken bir adet basketbol terimini bile nasıl doğru çeviremezsin. hadi diyelim bu adam/kadın içerikle alakalı cahil, tamam denetim mekanizması da basketbol topunu görse bomba zannedecek tipler, abicim ilk iki bölümün ardından bir sürü eleştiri ve uyarı gelmiş size. 10 saatlik bir içeriğin altyazısını küçük bir ekiple yazmak 2, bilemedin 3 günlük iş. ver parasını, al danışmanlığını, tekrar yazdır. eminim ki sözlükten bile bu işi bedavaya yapmaya gönüllü pek çok insan çıkar.
ben belki 2-3 kişinin okuyacağı şu yazıyı yazarken bile en az 5 defa kelimelerin doğru yazılışını aratıyorken, her ay belli bir miktar para karşılığında bana sunulan bu vasatlığa tahammül edemiyorum.
trabzonlu doktor şırnak'ı anlattı
-
"ülkenin yarısı akp'ye oy vermiş ama 20 gönüllü doktor arasında sadece tek akpli bendim, kefen giymeye gelince varsınız ama bırakın savaşmayı iş hastanede 14 gün hizmet vermeye geldi mi fıssınız " minvalinde konuşarak akp'nin tabanına ağır eleştiri (özeleştiri)getirmiş doktordur.
sözlükçülerin ben de oradaydım dediği olaylar
-
2010-2011 sezonu ikinci devre, fenerbahçe yaptığı 17 maçtan 16sını kazanıyor.
işte ben o kazanmadığımız tek maç olan bursaspor maçındaydım. şansımı sikim.
kemal sunal filmlerinde natuk baytan ekolü
-
natuk baytan'ın kemal sunal filmlerinde yarattığı ilginç karakterler:
(bkz: dikiştutmaz sabri)
(bkz: sansar selim)
(bkz: gaddar kerim)
(bkz: gardırop fuat)
(bkz: kara erol)
(bkz: karbonat erol)
(bkz: marmara kazım)
(bkz: limoncu şükrü)
(bkz: meyhaneci selami)
(bkz: susta kazım)
(bkz: bombacı niyazi)
(bkz: karamürselli deli hamdi)
(bkz: kız ismet)
(bkz: bombacı mülayim)
(bkz: ayı abbas)
(bkz: amorti kazım)
(bkz: gerzek hamdi)
(bkz: tango necla)
(bkz: düzceli arif)
(bkz: sarı recep)
(bkz: pezevenk malik)
(bkz: urfalı apti)
(bkz: şişçi coşkun)
(bkz: papağan ziya)
(bkz: palabıyık rocky)
(bkz: komodin bahattin)
(bkz: vagon necmi)
(bkz: infocu necati)
(bkz: duba hüsnü)
(bkz: ustura kemal)
(bkz: opel necati)
(bkz: manyak rıfat)
(bkz: kerpeten hüsnü)
(bkz: ahlaksız avni)
(bkz: pilavcı cengiz)
(bkz: barut osman)
yurt dışında hasta olmak
-
aids hastalığının gripten çok rastlandığı bir afrika ülkesinde, mezbahaneden bozma bir hastanede neredeyse kemiğine kadar ayılmış ayak parmağınıza 14 dikiş atılırken "ben buradan sağ sağlam çıkarsam daha bana havada karada ölüm yok" düşüncesini beyninizin her kıvrımında hissetmektir.
adamlar grip diyor, ateş diyor lan ahahaha.
geçmiş olsun ponçikler.