ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
22 yaşındaki blog yazarına dava açan başbakan
-
bana dava açan başbakandır. bugün gerekçeli karar açıklanmış, ben de cumhuriyet gazetesinden öğrendim:
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=356270
--- spoiler ---
mahkeme yargıcı mustafa kara, gerekçeli kararını açıkladı. kararda, politikacılara hoşgörülü olmaları mesajı verildi. kararda; referandum öncesinde erdoğan dahil tüm siyasi parti temsilcilerinin siyasi eleştiri kapsamında birbirlerini sık sık eleştirdiğini anımsatan kara, “siyasetin doğası gereği de bu ‘sert, kırıcı ve incitici’ eleştiler karşılıklı olarak tolere edilmiş ve hiçbir siyasi tarafından da hakaret olarak değerlendirilmemiş ve katlanılmıştır” dedi.
aihm ve yargıtay’ın düşünce özgürlüğü konusundaki kararlarına dikkat çeken kara, şunları kaydetti:
“sanığın yazı içeriği kaleme aldığı düşüncelerin ifade ve eleştiri özgürlüğü sınırları içerisinde kaldığı, siyasi bir kişilik olarak toplum önünde bulunan ve her söz ve davranışının kamunun eleştirisine açık olduğu kabul edilen müştekiye ve müştekinin genel başkanı olduğu partiye hakaret kastı ile hakaret etmediği kanaatine varılmıştır.”
--- spoiler ---
mutlu olduğum bir başka nokta da şu: benim dava, benimki gibi (sırf blog yazıları değil, twitter ve facebook paylaşımları gibi) eleştirilere açılan davalarda emsal olarak gösterilebilecek.
iş aramayın kendi işinizi kurun
-
http://www.nafigural.com.tr/biyografi/
--- spoiler ---
nafi güral; 1945 yılında kütahya'da doğdu. erkek sanat enstitüsü makine bölümü'nden mezun olduktan sonra, aile şirketlerinde iş hayatına atıldı.
fazlasını okumaya gerek yok.
--- spoiler ---
furkan bölükbaşı'na sokak hayvanı diyen kemalist
-
çok ayıptır derhal çıkıp sokak hayvanlarından özür dilemelidir.
duyunca mutlu olunan sesler
-
eve girerken kapıda karşılayıp bütün gün olan biteni kendince anlatan kedinin sesi.
inegöl'de kendini arayan adam
-
"kendimi arıyorken olmaktan korktuğum yerdeyim, inegöldeyim" dedirtmiş olaydır.
eşin eski sevgilisini işten çıkarmak
-
(bkz: dilemma)
ama ablacım, seninki dilemma olmamış. kadının sevgilisini elinden al, işinden de kov...
bence yetmez git köpeğini falan da öldür, annesine babasına korona bulaştır.
bir iki "level" daha atlarsın böylece.
aynı ortamda olmak istemiyorsan sen defolur gidersin.
köpekler gibi kıskandığını itiraf edemeyen, duygusal olarak dengesiz bir yazar serzenişi.
koku hafızası
-
en çabuk unuttuğunu en kolay hatırlıyor insan, çok acayip. bir insanın kokusunu kaybediyorsunuz ilk, görüntüler ya da kelimeler gibi değil koku, düşününce bir şekil veremiyor, bir tadı yakıştıramıyorsunuz kokuya. ama aradan seneler geçse bile birden anımsatan başka bir koku duysanız bile resimleriyle, cümleleriyle birlikte geliyor o koku geriye. ameliyatla alabileceklerini bilsem beynimin yarısını feda ederdim koku hafızamla birlikte. hatta işlevine bakıyorum da hepsini alsınlar beynimin, fesleğen gibi oturayım öyle pencere önünde tertemiz kafayla.
küçük kentlerdeki kokuşmuş merkez sağ atmosferi
-
nüfusun ne kadarının hangi partiye oy verdiğinden bağımsız olarak hükümdarlığını sürdürür. akp, chp, mhp'ymiş filan, bunlarla pek alakası yoktur.
merkez sağın her türlü pişkinliğini, iki yüzlülüğünü ve o yapmacık ahlak anlayışını her sokağında hissedebilirsiniz bu kentlerin. lisesinin müdür muavininden tutun, tapu kadastrodaki memuruna kadar o kentte büyüyüp yetişmiş insanların çoğunun üzerine sinmiş rezalet bir merkez sağ esansı vardır.
kendi ahlaki anlayışını diğerlerinden üstün tutarken bir yandan menfaatleri peşinde koşan küçük insanların, ufak tefek idari çıkarlar için maymun olmaları merkez sağ ekolünün imzasıdır zira. peşinden koşulan kazançlar bazen o kadar ufak, o kadar kişiseldir ki, yargı tarafından takibe lüzum dahi görülmez. bu hukuki tembellik, elbet çoğunun hoşuna da gider.
kırsalda veya büyük şehirlerde aynı havayı bulamazsınız. anlatması zor sayılır.
öküz saraya çıkınca kral olmaz ama saray ahır olur
-
eşek derviş olmaz odun çekmekle tekkeye, deve hacı olmaz gidip gelmekle mekke'ye.
filmlerde geçen hayali şirket isimleri
-
(bkz: erdal bakkal)
altruizm
-
kimi insanın pragmatizm ile, veya utilitarianism ile karıştırdığı psikolojik bir davranış türü. öz olarak altruizm imkansız gözükse de biyolojide reciprocal altruizm teorisi vardır (bkz: sen bana yardım et ben de sana), yani aslında egoist bir biçimde altruizm mümkün gibidir - örneğin boğulmakta olan bir adamı, bir kadının daha sonra o da onu kurtarır diye kurtarması, şan şöhret isteği, baskı, sorumluluk...hede hödö, bir sürü bilinç altı çıkar isteği.
altruizm örnekleri psikolojide (bkz: the kitty genovese incident) ve biyolojide çok görülür (erkek arıların genlerinin yarısını feda etmesi, sürüdeki bireyin avcı gördüğünde çığlık atıp kendini feda ederek sürüyü kurtarması falanca), enteresan bir teoridir.
cmylmz diamond elite platinum plus
-
tamam arkadaşlar hepiniz canlı izlediniz anladık amk. 10 kere izlediniz hatta canlı.