hesabın var mı? giriş yap

  • karsi taraf bisey anlatirken lafa boyle girilir, karsi tarafin anlattigi seyin agzina sicilir afedersin ondan sonra da ee? o degil de ne?
    o degil de oteki.
    hay allah belani versin.

  • 16 kasım 2018 fransa'nın versay kentinde yapılacak olan "general conference on weights and measures" adlı konferansta alınacak kararla 20 mayıs 2019 tarihinden itibaren metrik sistem kullanan tüm ülkelerde uygulanmaya başlanacak karardır.

    kısaca metrik sistem ilk olarak 1799'da fransa'da tanıtıldı.

    basitçe, 1960 yılında metre ışığın dalga boylarıyla ilişkilendirilerek bir sabite bağlanmıştı.
    an itibariyle kütle birimi olarak kullandığımız kilogram uluslararası kilogram prototipine göre belirlenmiştir. %90'ı paltinyumdan ve %10'u iridyumdan oluşan bu prototip zamanla kendisini oluşturan elementlerin yarı ömür sürelerinden dolayı kütle değişimine uğruyor. örneğin platinyum'un yarı ömrü 10^11 yıl iken iridyum'un yarı ömrü sadece 73.83 gündür.

    bu yüzden metrik sistem kullanan ülkelerinde katılacağı bir konferansla kilogram tıpkı metre-ışık hızı, mol-avagadro gibi ölçü birimlerinde olana benzer şekilde bir sabite bağlanacak. bu sabitin planck sabiti olması öngörülüyor.

    planck sabiti fotonun enerjisi ile fotona ait elektromanyetik dalganın frekansına oranıdır.

    bu hesaplamayı yaparken kullanacakları nist-4 kibble balancer eğer 6.626070150x10^(-34) planck sabitiyle milyarda 10 belirsizliğe ulaşırsa kilogram planck sabitine göre belirlenmiş olacak.

    edit: birtakım yazım yanlışları.

  • nitinol, şekil hafızası olan alaşım olarak nitelendirilmektedir. genel olarak eş atomlu ni (%50) ve ti (%50) yada eş atoma yakın nikel (%55) ve titanyum (%45) metallerinden oluşan bir intermetalik bileşiktir. nitinol 1962 yılında keşfedilmiştir. nol adı ise alaşımı bulan şirketin adından gelmektedir. naval ordnance laboratory.

    nitinolü şöyle düşünebiliriz. nitinolden üretilmiş bir arabanız olduğunu düşünün ve çok ciddi bir kaza yaptınız, arabanızda ağır hasar mevcut. sonra kocaman bir kap dolusu sıcak su alıyorsunuz ve arabanızın hasar alan bölgelerine bu sıcak suyu döküyorsunuz. sonuç, hiç kaza yapmamışçasına muazzam bir şekilde arabanız eski haline dönüveriyor.

    peki nitinol bu hareketini nasıl gerçekleştiriyor?
    bu hareketin en temel nedeni nitinolün kristal yapısından kaynaklanmaktadır. nitinolün atomlarının konumları yüksek ve düşük sıcaklıklıklarda farklılık göstermektedir. düşük sıcaklıkta esneme kabiliyeti fazla iken yüksek sıcaklıklarda kırılgandır. düşük sıcaklıklarda bir kuvvet uygulandığında çok çabuk şekil değiştirebilmektedirler. bu şekil değişikliği sonrasında ise yüksek sıcaklık uygulanınca kristal yapıdaki atomlar konum değiştirerek ilk hallerine geri dönerler.

    genellikle bu dönüşüm sıcaklığı 30 derecedir. ve 30 derece altındaki kristal formuna martensit denmektedir. ilk haline döndüğü formu ise östenit olarak adlandırılmaktadır. ayrıca bu dönüşüm sıcaklığı alaşım içerisindeki bileşelerin oranları ile de değişiklik göstermektedir. titanyum oranı ne kadar yüksek olursa dönüşüm sıcaklığı da onunla doğru orantılı şekilde artış göstermektedir.

    bu döngü maalesef ki sonsuz değildir. nitinol birkaç kez ilk haline geri dönme işlemini gerçekleştirdikten sonra fonksiyonlarını kaybetmektedir. bunun en büyük problemi kalp damarlarının açılmasını sağlayan stentlerde nitinolün bir süre sonra tam olarak eski haline dönmemesi ile sonuçlanmasıdır. bu engeli aşmak için ise science dergisinde yayımlanan araştırmada bilim insanlarının geliştirdiği nikel, titanyum ve bakırdan oluşan malzeme 10 milyondan fazla defa şekil değiştirmesine rağmen, kristal yapısında herhangi bir hasar meydana gelmemiştir.

    ayrıca massachusetts teknoloji enstitüsü ile singapur’daki nanyang teknoloji üniversitesi’nden araştırmacılar sadece metallerin bu özelliğe sahip olmadığını göstermiştir. seramik kolayca kırılabilen bir malzemedir. ancak geliştirilen yeni seramik malzeme hem esnek yapıda hem de hafızalı metaller gibi eğildikten sonra ısıtıldığında tekrar başlangıçtaki şekline geri dönebilmektedir. kırılmadan bükülen seramikler

  • sadece kendi yandaşlarına ithalat izni verecek ve böylece ikinci el otomobil piyasasındaki ranttan pay alacaklar anlaşılan...

    oysa yapılması gereken bu milleti avrupa'nın kullanılmış arabalarına mahkum edip bir de üzerinden ithalatçılara rant dağıtmak değil sıfır otomobildeki ötv oranını düşürmek ve böylece manipülasyonu önlemektir.

    bir işiniz de şu milletin faydasına olsun be!

  • hep geçerken çok merak etmişimdir. bu insanlar ne yapıyor zamanlarını nasıl geçiriyorlar diye. minik minik yerler, belli az hane olduğu. nasıl geçiyor tüm zamanları? orada nasıl yaşar ben gibi biri? tüm hareketlilik sadece o yolda mı oluyor?

    bir gün gerçekten çekip kenara gidip tanışmak istiyorum. inşallah sonum yakup kadri'nin yaban'ına benzemez.

  • yer bursa. iki adli vaka. biri adam vuruyor, diğeri satırla doğruyor. iki magdur da yogun bakımda. ve iki fail de adlî kontrolle serbest. hürriyet linki

    halil sezai sadece dövmüş. satırla dograsa yada silahla vursa şu an dışarıdaydı. bu ülkedede yargıya güven oranının yüzde 10 bile olması cok fazla. twitter baskısı ve siyasi talimat ile hareket eden yargı erki artık erk olma işlevini yitirmiştir.

  • simdi biraz fantastik gelebilir; ama gercek.

    iki yil once bitirdigim, oncesinde de iki yil suren bir dunya turu seruvenim oldu. katildigim gemi ile okyanustan okyanusa, limandan limana dolanmistim. yasadigim bu donemi yillar sonra hatirlamami saglayacak anilar biriktirme karari almistim ilk adimimi attigimda disari. bu minvalde, en basta cok klasik olan gittigim ulkelerden magnet ya da kartpostal biriktirmek geldi aklima ama sonra cok siradan buldum bunu ve vazgectim. ne yapsam diye dusunurken aklima cok zor ama inanilmaz bir sey geldi.

    bitirebilmem yillarimi aldi; ama degdi.
    amerika'sindan japonya'sina kadar, hindistan'dan isvec'e kadar, portekiz'inden tut da turkiye'ye kadar butun maviliklerden gectim. ve bu seyirler sirasinda geminin arkasindan sarkittigim kucuk bir kova ile sular topladim ve bir kavanozda biriktirmeye basladim. gunu gelip de son okyanus suyunu kavanoza aldigimda hedefime ulasmistim. bir kucuk iksir sisesi aldim ve butun topladigim sulardan birer kasik alarak o sisede harman yaptim.

    dunyanin dort bir yanindan topladigim, tam yedi denizin suyu var bende. bir gun karsima biri cikar da evlenecek olursam, mustakbel kisiye teklifimi sacma bir yuzukle degil, emegimi verdigim bu kucuk sise ile yapmayi dusunuyorum. mecaz anlamda degil, gercekten dunyayi avuclarina sermis olacagim.