ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ramil guliyev
-
1990 doğumlu azeri kısa mesafe atleti.
2009 avrupa gençler atletizm şampiyonası'nda 200 metrede koştuğu 20.38'le şampiyona rekoru kırmıştır ve altın madalya kazanmıştır.
200 metrede kariyerinin en iyi derecesini 2009 dünya üniversite yaz oyunları'nda 20.04'le yapmıştır ve altın madalya kazanmıştır. bu şampiyonada 100 metrede koştuğu 10.16 ile de gümüş madalya kazanmıştır.
ayrıca 200 metrede gençler kategorisinde, usain bolt'un ardından en iyi ikinci derecenin sahibidir.
100 metrede en iyi derecesini 10.08'le istanbul'da 64. cezmi or yarışmaları'nda yapmıştır.
2009 dünya atletizm şampiyonası'nda 200 metre çeyrek finalinde serisini 2. bitirerek yarıfinale çıkmıştır. yarıfinalde usain bolt'un serisinde koşmayacak olması finale çıkma adına güzel bir avantajdır. serisinde wallace spearmon ve steve mullings'in ardından 3 veya 4. olması olasıdır.
hun devletiyle vizeler kalktı tatile gider misiniz
-
bu videolar kurguda komik, yanlış cevaplar kalacak şekilde kesilip biçilir. düzgün cevap veren, soru soranla dalga geçen, ayar verenler çoğunlukta olsalar bile çöpe atılırlar. o yüzden "çok basit şeyi bilemediler!" tarzı videoları toplumun genel profili kabul edip tespit yapanlar da videoda "evet giderim" diyenlerden çok farklı sayılmaz saflık açısından.
huzurlu bir ailede büyüyen insan
-
hayata çoook önde başlayandır. sen otuz üçünde karakter oturtmaya, kendinde bir şeyleri düzelltmeye, içinde 1001 türlü savaş verirken o on sekizinde ayakları yere basan, sosyal, dinamik, özgüvenli, ne istediğini bilendir.
tuğba ekinci
-
vokalistine vokal yaparak delikanlim adli sarkinin turevini almistir.
funda esenç
-
işlediği fiillerin hakaret suçunu oluşturacağından habersiz, cahillikle "hop hop hop temas yok" diyen bir insan(!)ı barındırır.
umarım görevli bu işin peşini bırakmaz ve adalet yerini bulur.
edit: izledikçe sinirleriniyorum. işinde gücünde insandan ne istedin be? hala nasıl zor tutuyor kendini ekmek parası elinden kayıp gitmesin diye.
edit 2: başlık taşınmış. doğrudan isim soyisim olan bir başlık altına yazmak tarzım değildir. orada önemli olan kişinin açık kimliğinden ziyade yaşanan olayın değerlendirilmesiydi aslında.
ceza kişiye değil davranışa verilmelidir mantığı ile yaklaşmam nedeniyle, başlığın taşınmasını olumsuz buluyorum.
edit 3: vay canına başlık başıma kalmış. resmen bu işin meşalesisini ben yakmışım gibi olmuş. değil arkadaşlar ben "havaalanında görevliyi tahrik eden yolcu" başlığına üçüncü veya dördüncü sıradan yazan yazarım. resmen eleme usulü gibi tek tek yok oldu herkes.
ayrıca önemli bir bilgi, krdsturkiyeburanebeklion sayfasında baycodemir diye bir hesap şu baştaki yorumumu kopyalamış, onu da yarım yamalak yapmış zaten* 5200 beğeni falan almış, söz konusu hesap bana ait değil, belirtmek isterim. ilgili görsel
hiç mutlu ateist görmemiş olmak
-
sebebi sen ve senin gibiler olmasın? ülkenin a. koy, bir hakaret olarak atayiz bunlaaar diye binlerce insanın önünde haykır, oruç tutmayanı döv, her gün bir din adamı çıkıp acayip fetvalar versin ve mahalle baskısı artsın, sonra mutlu ateist yok. bu topraklarda ateistin mutlu olması mümkün mü amk?
tuğçe kazaz
-
hacca değil de umreye gitmesinin sebebi umrede şeytan taşlama olmamasıdır.. tuğçe kızımız ilerisi için satanizme açık kapı bırakmak istiyor anlaşılan.
hande yener'in seren serengil'i ifşalaması
-
hande yener’in başkasını ifşalayayım derken yanlışlıkla kendisinin nasıl bir insan olduğunu ifşaladığı olay.
sözlükçülerin karşılaştığı efsane yobazlıklar
-
halk otobüsünde kulaklıkla kısık sesle müzik dinlerken, yanımda oturan elemanın beni dürtüp "ezan okunuyor" demesi.
istifimi bozmadan ortama kulak kabartır gibi yapıp, "evet ezan okunuyor" diyerek kulaklığımı geri taktım.
yolun geri kalanı boyunca bana yüzünü bile dönmedi. *
mikasa futbol topu
-
"abanmak yok" kuralının çıkış sebebi olan nice yiğitleri geldiği yerde yamultan japon harikası.
arda turan'ın veda videosu
-
o yetenek, o kariyer. üstelik sempatik, eğlenceli çocuktu. herkesin sevip destekleyebileceği birisi olabilecek iken gidip abuk subuk işlerle uğraştı, yandaş oldu. gs'liler dahil herkesin nefretini kazandı. çok yazık etti.
atatürk yönetimdeyken olan bilimsel gelişmeler
-
okur-yazar oranının %5'lerden %95'lere çıkması,
1925 - ankara hukuk fakültesi'nin kurulması
1928 - hıfzısıhha müessesesi'nin kurulması
1932 - türk dil kurumu'nun kurulması
1935 - maden tetkik arama enstitüsü'nün kurulması
yüksek ziraat enstitüsü, devlet istatistik enstitüsü, halkevleri, türk kuşu gibi bilim öğreten kurumların kurulması... saymakla da bitmez.
en çarpıcı olanı ise, 1936 yılında ilk türk uçağının imali için araştırma geliştirme çalışmalarının başlatılıp, 1940 yılında ilk türk uçağının imal edilmesinden sonra, atatürk'ün ölümünün ardından 1950'de uçak fabrikasının adnan menderes tarafından amerikadan alınan maddi destek karşılığında kapatılması.
bu kez kendi ayağına sıktın sıtark.