hesabın var mı? giriş yap

  • tabi siz gelinlikle gittin kefenle dönersin diyen baba istersiniz.hayatınıza bi eş değil köle alınca babasının kızına her daim sahip çıktığını görmek rahatsız edici olabilir.

  • dedesini ve babasını kanserden kaybetmiş biri olarak hiç ama hiç üzülmediğim durum. ne üzüleyim lan? adam ın elinde kaç kişinin kanı var.

    sırf babamla aynı hastalığa sahip diye bir sürü gencin ölüm emirini veren birine üzülmem. sırf bu nedenle üzülen de gerizekalının önde gidenidir. ülke olarak neye empati duymamız gerektiğini bir türlü öğrenemedik.

  • açılın, pizzacı geldi.

    evde kusursuza yakın bir pizza yapmak istiyorsanız bilmeniz gereken birkaç husus var, izninizle bunlara değinmek istiyorum.

    öncelikle dışarıda yediğimiz pizzalarla evde yapılanlar arasındaki en önemli fark fırındır. çünkü dışarıda yediğiniz pizzalar ya odun fırınında ya da taş tabanlı fırınlarda pişmektedir. pişirme derecesi yaklaşık 350 derece, pişme süresi de ortalama 3-4 dakikadır.

    peki evde pizza yaparken dışarıda yediklerimize yakın bir pizza istiyorsak ne yapmamız gerekiyor? bunun için yapmamız gereken şey fırınımıza uygun bir fırın (pizza) taşı kestirmek. başka bir şekilde dışarıda yediğimiz pizzanın lezzetine yaklaşabilme ihtimalimiz yok maalesef. yaklaşabilme dedim, çünkü ev tipi fırınlarda max sıcaklık 250 derece, bu da hiçbir şekilde dışarıda yediğimiz pizzayı yapamayacağımız anlamına geliyor, üzgünüm ama gerçek bu.

    pizza taşını hallettik, sıra geldi en önemli kısma, yani hamura. hamur kısmı biraz daha karmaşık. onlarca farklı pizza hamuru yapabilirsiniz evde. ekşi mayalı, yaş mayalı, kremalı, yağlı, şekerli vs vs. bu tamamiyle sizin damak zevkinize kalmış. bence en mükemmel pizza hamuru ekşi maya ve tam buğday undan yapılmış olanı. ama evde yapacak olanlara tavsiyem, bulabiliyorsanız eğer pizza unu (tip 00 diye geçer) almanız ve pizzanızı bu unla yapmanız olacaktır. ev tipi unların kalitesi maalesef çok iyi değil ülkemizde, o yüzden de mükemmel bir hamur yapmak ev şartlarında imkansıza yakın.

    gelelim hamuru yoğurma ve dinlendirme kısmına. varsa ayaklı bir mikserde, yoksa da elde, tüm malzemeleri pürüzsüz bir hamur elde edene kadar yoğurun. yoğurduğunuz hamuru bezelere ayırın ve unlanmış bir kaba aldıktan sonra üzerini kapatarak buzdolabında 48 ila 72 saat arasında dinlendirin. eğer bu dinlendirme kısmını atlarsanız istediğiniz lezzeti bulabilmeniz çok ama çok zor. dinlendirmeden de olur ama dinlendirirseniz bir başka olur.

    ve sıra geldi sosa. sos kısmı da tamamiyle sizin damak zevkinize kalmış. klasik pizza sosu (domates bazlı), pesto sos, kremalı sos ve daha nicesi. benim tavsiyem ufak bir google araması yaparak pomodoro sos tarifi bulmanız ve onu kullanmanız olacaktır. yazın taze domates, kışın ise konserve domates kullanabilirsiniz. baharat olarak da kekik, kuru fesleğen, beyaz biber olmazsa olmaz. bunlar yoksa lezzetli bir sos elde etmeniz mümkün değil.

    peynir olarak kaşar kullanmanızı tavsiye etmem, artık hemen hemen tüm marketlerde rende mozarella peynir bulabilmek mümkün. isteğe bağlı olarak parmesan, cheddar ve mozarella 3'lüsünü karıştırıp da kullanabilirsiniz.

    sıra geldi üst malzemelere. bu kısım da tamamiyle sizin hayal gücünüze ve damak zevkinize kalmış. salam, sucuk, sosis, füme, zeytin, pastırma, mantar, mısır, biber, soğan, kabak, patlıcan, brokoli ve daha nicesi.. tavsiyem, şarküteri ürünlerini pişmeye yakın eklemeniz olacaktır, aksi halde kuruma ve küçülme yapabilir. pizzanız piştikten sonra üzerine isteğe bağlı olarak roka ya da taze fesleğen ekleyebilirsiniz, birkaç damla da zeytinyağı gezdirirseniz tadından yenmez.

    son birkaç ekleme;

    hamura asla ama asla çok fazla sos sürmeyin, malzemeyi de çok doldurmayın. pizzanın en makbul olanı az ve öz malzemeli olanıdır. hamuru açabiliyorsanız eğer elde açın, beceremem ben diyorsanız da merdane kullanabilirsiniz.

    gramaj ve boyut, kalın hamur-ince hamur benim için önemli diyenler için de şunları bırakayım lazım olur.

    ince hamur pizza için;

    küçük boy ( 20-22 cm, 100 gr)
    orta boy ( 30-32 cm, 200 gr)
    büyük boy ( 40-42 cm, 350 gr)

    kalın hamur pizza için;

    küçük boy ( 20-22 cm, 200 gr)
    orta boy (30-32 cm, 350 gr)
    büyük boy ( 40-42 cm, 550 gr)

    afiyet olsun.

  • aslında çok da özel bir şey olmadığını yüksek tahsilli bir sığırdan öğrenmiştim.
    iş çıkışı, kurumun cafeteryasında toplanıp, birer kahve içeriz stresten arınmak için. kurumda çalışan erkek doktorlardan biri de masamıza ortak olur mütemadiyen, çok da güzel sohbetler edilir. sadede gelelim;

    ilişkiler üzerine konuşurken, kız arkadaşlardan biri "hocam evli misiniz?" diye sordu.
    "1. turu sonlandırdım, 2. tura başlayacağım." dedi.
    bu boşandığını ve 2. kez evlenmek üzere olduğunu söylemenin kuuuul versiyonu olsa gerek. neyse... derken 2. irdeleme cümlesi geldi arkadaştan; "zor olsa gerek hocam 2. bir evliliğe karar vermek."

    "20 sene önce fakültedeyken aşıktım ben ona. evlenme teklif ettim, kabul etmedi ama ona olan tutkum hiç bitmedi. sonra o evlendi, ben evlendim, çocuklarımız oldu. eşlerden ayrıldık. 20 yıl sonra tekrar evlenme teklif ettim ve kabul etti." diye cevap verince bizim ultra romantik salak kız birden "ayyyyyyy ne tatlıııı!" diye göz bebeklerini kalp şekline bürümüştü ki cümlenin devamı geldi;

    "20 yıl bekletti beni. aylarca nefes aldırmadan becereceğim onu!"

    hayatımda o kadar sinirlendiğim çok zaman olmuştur ancak birinin yüzüne kusmak istememin örneği çok da yoktur. velhasıl dostlar, her zaman çok da "ayyyyyy ne tatlıııııı!" olamayabildiğini 1. ağızdan dinleyerek öğrenmiş oldum.

  • ben küçük bir çoçukken şehrimizde muz esnafı vardı.

    evet, yanlış duymadınız, muz esnafı.

    bir kişi dükkan kiralar ve orada yalnızca muz satardı. ara sırada bazılarının kivi de sattığı olurdu.

    tıpkı manav gibi, ama yalnızca muz satılırdı.

    o zamanlar muz, kivi falan şimdinin ejder meyvesi, pitahaya denilen nebatatlarından bile daha pahalıydı...

    bu entriyi neden mi yazdım ? öylesine, eski günler aklıma geldi.

    kriz zamanlarıydı o zamanlar. her şey pahalıydı. ama yine de mutluyduk.

    şimdiye bakıyorum; yine her şey pahalı. hem de ateş pahası. dahası, bugün mutlu da değilim.

    ben yeni türkiye'yi hiç sevmedim sözlük. hiç mi hiç sevmedim hem de.

  • --- spoiler ---
    gece yatakta çok ağladım. namaz kılarken çok ağladım. şu an tabii bu sosyallikte kılamıyorum. allah affetsin diyelim, içimizi biliyor...
    --- spoiler ---

    şu cümleden sonra okumayı bıraktım. rahat olacağım derken sıçıp batırmak buna denir sanırım.

  • yeri bende ayridir. hayatimi borclu oldugum futbolcu. trafik kazasindan sonra 6 aylik komadaydim. tum ailem perisan haldeydi. bir turlu uyanmiyordum. ailem nasil
    bir galatasaray sevdalisi oldugumu bilirdi. bir gun mac varken televizyonu acmislar, ilk onbirler sayiliyorken umut bulut'da varmis. hemen kalkip kapatmisim televizyonu... kendisine tesekkur ediyorum...