hesabın var mı? giriş yap

  • tartışmayı çok sevmeyen bir zihniyettir:
    -abi imparatorluğun adını "çelik kartallar" koysak, öyle havalı bir isim...
    -olmaz
    -peki şeye ne dersin, "anadolu aslanları"?
    - ı ıh, kılıç aslan'ı getirir akla.
    -hıh buldum, demir pençeler imparatorluğu olsun...
    -olmaz dedik ya
    -e sen bir şey söyle bari
    -osman diyelim biz ona
    -ama...
    -evet, osman iyi.
    -peki abi.

  • ''istediğim yerde kutlarım'' diyen medeni trabzonlulara bak sen.
    sizin şehir merkezlerinizde fenerbahçe şampiyonluğu kutlanacak olsa silahlarla savunmaya geçmeyeceksiniz sanki.

    ''ufak bir engelleme bir faciaya dönüşür'' denmiş fakat, sadece oraya gelen trabzonlular için faciaya dönüşür.

    kırk yılda bir şampiyon oluyorsunuz, efendi gibi kutlayın işte. sırf inadına bağdat caddesinde kutlarsanız, çıkacak kavgaların akacak kanın da vebalini alırsınız.

  • rolleri karikatürleştirmekten ziyade karikatür insanlara rol vermeli.

    kusacağız artık abartılı karikatür oyunculuktan. bkz güldür güldür oyuncuları. aşırı rahatsız edici.

    bir de o renkler nedir sayın birsel, gözlerimiz kanıyor.

  • şimdi eğip bükmeyelim yunanistan'ın haklı bir şekilde ikinci olduğu listedir.

    bakıyorsun yemeklerine:

    imam bayildikis
    patlican oturtmaki
    karniyarikis
    etlikis dolmasos
    smyrna köftekis
    mıhlamaki
    zeytinyağli taze ayşeki

    tatlılar:

    baklavaki
    tel kadayıfıkis
    sütli nuriyesos
    tulumbakis
    maraş dondurmasıkis
    güllaçikis

    gibi gibi gibi... baksana şu listeye, bunlar birinci olmasında biz mi olalım amk. ;)

  • kabul ettiğin an kendine bile boyun eğip, sırtını zorla dönüp, hayatına devam etmek zorunda kalacağından, o yalnızlık / acı \ şaşkınlık üçgeninde hapsolup sıkışacağından, zamanı durdurmaya, atlatmaya, kandırmaya uğraşırsın..

    bütün umut kırıntılarını bile tüketmişken ve görmek istemediğin, gözlerinin önünde kocaman pankart açmışken, kafanı çevireceğin, bakışlarını kaçıracağın hiç bir yer kalmamışken, gözlerini kaparsın..

    durmadan kulağına pollyanna replikleri fısıldayan "iç ses"in bile susmuş, bütün ihtimaller kurumuş ve sen kendini kandırmaktan bile yorulmuşken, elin telefona, kapı ziline, mail adresine gider nedense..

    sanki bunca zaman, zaman sana yalan söylemiş, bir daha denersen bütün boyaları dökülecekmiş ve o filmlerdeki mutlu son birden gelecekmiş gibi içine bir huzur dolar nedense..

    her seferinde zorlamaktan bıktığın kapalı kapılar senden haberdar bile değilken belki, daha kötüsü yukardan seni izleyip, sinsi sinsi gülerken "o", sen kendini bile görmezden gelirsin..konuşmaya gelince yerleri yerinden oynatan "ego"n, "gurur"un ve dik kuyruğun..hiç biri yerinde değildir nedense..

    sessizliğin göbeğinde, kulağında koca kulaklıklar, açmışsın sesini sonuna kadar, sana dönen gözleri görmezden gelir, kendi kendini eğlersin..

    uzun bir uyku olsa..uyandığında "hiç yaşanamamış olan, hiç yaşanmamış olsa"dır tek dileğin..

  • bir adam et yemeğinin yanında ekmek yemiyorsa zengindir arkadaşım, net.

    bir de bir tabağa komple antep koyup aralıksız happıdı huppudu yiyebiliyorsa da zengindir.

    benim bunlardan başka harhangi bir kriterim yok.