hesabın var mı? giriş yap

  • en azından tepkisini belirtip faturasını göstermiş, ne kadar yakıp yakmadığı bizi ilgilendirmez. kafasını kuma gömse daha mı iyi olacaktı?

    keşke herkes bu şekilde duyarlı olsa..

  • + önceki işinizden ayrılma sebebiniz?
    - patronun köpeği ile kavga ettim...
    +ehem! köpeği derken?
    -gerçek köpeği canım böyle kuyruğu falan var. mecazen değil.
    +nasıl oldu bu çok merak ettim?
    -patronun odasında duruyor bu. bir tek bana hırlıyor. benim de zoruma gitti...
    +eeeeeeee?
    - sekreterin masasından dev zımbayı kaptığım gibi üstüne yürüdüm. o da karşılık verdi...olaylar gelişti tabi.

  • devletin en üst düzeydeki güvenlik toplantısı dinlenmiş, ses kayıtları youtube'a düşmüş, istihbarat teşkilatı ve dışişleri'nin başbakanın bilgisi dahilinde kendi toprağına, kendi askerlerine saldırı düzenleyerek komşularından biriyle savaş çıkarmak için gerekçe yaratmaya çalıştığı ortaya çıkmış, ağzımız açık bunu algılamaya çalışıyorken, yarım saat sonrasında başbakanın helyum çekmiş gibi bir sesle düzenlediği mitingi izleyip katıla katıla gülmeye başlamamız sonucunda ortaya çıkan durum. son 3,5 ayda yaşadıklarımızla iyi bile dayandık aslında. fazla hunisi olan var mıydı?

  • derhal bir bmw, mercedes sahibi olmak. hadi o olmadı audi bari olmalı. o da şık duruyor.

    ondan sonra yapacağı her hareket nasılsa iyiye yoruluyor.

  • sinava girerken gerekli bir belgeyi evde unutmaktan daha aptalcasi, evde unuttugunu zannedip tekrar eve donmektir. ba$ima gelmi$tir..

    edit: işbu entry değişik zamanlarda sma hastası bebişler için editlendi.

  • ıskandinav ülkeleri içinde, en güneyde ve almanya sınırında yer alanıdır.

    aarhus ve kopenhag en büyük şehirleridir.

    almanya sınırında bulunan sønderborg şehri yaz turizmine en uygun şehirdir.

    ortalama hava sıcaklıklarını değerlendirmeye almadan söyleyecek olursak; yazın gördüğüm en yüksek sıcaklık 32 °c, kışın gördüğüm en düşük sıcaklık ise -6 °c olmuştur. bir yaz mevsiminde, genellikle 20 gün civarı yaz günü (22 derece ve üzeri sıcaklık) olur. ama; hissedilen sıcaklık, türkiye'deki etkisinden daha fazla bir etkiye sahiptir. kışları kar görmek mucize gibidir. bir yıl içerisinde 2 defa kar topu yapacak kadar kar yağdıysa eğer kendinizi şanslı sayabilirsiniz.

    danimarkalılar; söz edildiği gibi soğuk insanlar değillerdir. sadece bireysellikleri çok geliştiğinden bazen size çok bencil gelebilirler. özellikle yaşlı kesim çok sıcak kanlıdır. gençler iletişim kurma konusunda daha zayıftırlar. çünkü; yabancı biriyle sokakta konuşmak onu rahatsız etmek anlamına gelebilir. bu flört etmek için de geçerlidir.

    flört etmek demişken kadın-erkek ilişkilerine de değinelim.

    kadınları sanılanın aksine çok güzel değillerdir. özellikle 25 yaş sonrası daha yaşlı görünürler. “danimarka erkekleri türk kızlarından bile güzel” demişti birisi, hatırlamadığım bir yerde... bu çok doğru! erkekleri kadınlardan her zaman daha genç gösterir. hepsi spor yapar ve dar omuz bulmanız imkansızdır.

    kadın erkek eşitliği gerçek anlamda uygulandığından, ilişkilerde pozitif ayrımcılık beklenmemelidir. bir kadının hesabını ödemek, ceketini vermek, evinden arabayla almak, yerine çantasını taşımak gibi şeyler kadına değersiz hissettireceğinden yapmazlar. aynı şekilde; erkeklerin de temizlik, yemek gibi beklentileri olmadığını söylememe gerek yok herhalde…

    25 yaşına kadar evlenmeyen erkeklerin kafasından kovayla tarçın, 30 yaşına kadar evlenmeyen erkeklerin kafasından ise kovayla karabiber dökme adeti vardır. yani bekar veya tek başına yaşayan insan sayısı azdır.

    en az 3 çocuk yaparlar. tek çocuğunuz olması onlar için alışıldık değildir, nedenini mutlaka sorarlar.

    küçük bölgelerde, komşuluk ilişkileri çok gelişmiştir. türkiye'deki eski komşuluk adetlerini anımsatıyor. mesela; taşındığım yeni evimde komşumun bana yiyecek-içecek hazırlayıp getirmesi gibi…

    vergiler çok yüksektir. maaşınızın en az %38'ini vergi olarak verirsiniz. kazancınız arttıkça bu oran %55'lere kadar çıkar. sağlık ücretsizdir ama; diş, göz tedavisi ve ilaç ücretlidir. 6 derece ve üzeri kusurlu gözlerde lazer tedavisi ücretsiz olarak yapılır. gerekçeleri ise; uyandığınızda çocuğunuzu veya eşinizi görememek büyük bir sağlık probleminiz olduğu anlamına gelir.

    okullar ücretsiz, kreşler ise yaklaşık %80 devlet desteklidir. özel okullar vardır ama genelde tercih edilmez. en iyi okullar listesinde genellikle devlet okulları vardır. doğumdan sonra çocuk büyüdükçe azalan çocuk yardımı vardır. 12 yaşından sonra bu para çocuğun hesabına yatırılır ve haftada belli bir saat çalışma koşulu vardır. çocuğun kendi ekonomisini idare etmesi hedeflenmektedir. belediyelere göre bu uygulama değişiyor olabilir, bilemiyorum.

    danimarka'da sadece ingilizce bilerek tüm yaşamınızı sürdürebilirsiniz. sokakta insanlara ingilizce konuşup konuşmadıklarını sormadan direkt olarak iletişim kurabilirsiniz. bilmeyen neredeyse yok. ama bir işe girdiyseniz global bir şirket bile olsa sonradan danca öğrenmenizi isteyecektir.

    iş demişken; eğer danimarka'da bir iş arayışındaysanız iş ilanında verilen numarayı mutlaka arayın. o numarayı gerçekten aramanız için veriyorlar. cevabı ilanda olmayan teknik bir kaç soru hazırlayın ve işe alım müdürünü arayın. iş görüşmesine çağırılma ihtimaliniz çok artacaktır.

    iş yerlerinde çok farklı insanlara ve uygulamalara şahit olduğum için genel bir yorum yapamıyorum. iş yerinde sadece çalışılır. mesainiz bitene kadar her an çalışmanız beklenir. mesai saatleri; sabah 8 öğleden sonra 4 arasındadır. cuma günleri 3'te çıkarsınız. genelde kendi mesai saatlerinizi kendiniz belirleyebilirsiniz. evden çalışma imkanları her zaman vardır.

    ev kiralamak çok sıkıntılıdır. ev peşinatı gibi depozito ödersiniz. kiralık ev bulmak ayrıca zordur. genelde herkes ev satın alır. kimse bir ev daha alıp, kira geliri elde etmeyi düşünmez. çünkü; vergiler çok yüksektir.

  • sözlükte şikayet ediyor gibi yapıp aslında övünmektir.

    "nedir bu güneşten çektiğim :/"

  • benim artık ne söyleyecek sözüm, ne yapılacak yorumum var. bundan sonra siyasi konulara kesinlikle bulaşmama kararı aldım kendi adıma.

    millet haburdan bayraklarla girerken, istanbulun göbeğinde pkk bayrakları asarken "çözüm süreci" diyen hükümet, "kandırıldık" diyen şehir yapılanmasına ve binbir tür bomba imalatı, istihbarata izin veren "valilere dokunmayın dedik" diyen hükümet, terör örgütüyle kol kola olan hdp ama suçlu gene chp.

    "bakara makara"yı chp li bir vekil yapsaydı, milyarlarca doların ses kayıtları chp li vekilin azından kayda alınmış olsaydı, "biz izin verdik çözüm olsun diye, kandırıldık" cümlesini chp kursaydı ne olurdu?

    arkadaş bu ülkenin insanı aklını kaçırmış. bu kadar basit ve net. yağmur yağsa, eşşek ossursa chp den biliniyor. chp çok mu ak pak, ot bok beni ilgilendirmiyor ayrıca, konu da bu değil zaten.

    benim derdim gözüyle gördüğünü, kulağıyla duyduğunu inkar edecek kadar "garip"leşmiş (sanırım en basit en saygılı tanım bu olur) bu toplumda benim söyleyecek bir sözümün kalmadığı.

    ben artık bu olan biteni anlayamıyorum. ben artık insanların bu geldikleri "bizim adamlar ne yapsa doğrudur"culuğu kaldıramıyorum. ben artık bu nefretle baş edemiyorum.

    son olarak üzülerek söylüyorum, çocukken istanbula taşındığımızda malatyadan bizi ziyarete gelecek dedem "ne getireyim sana" diye sorduğunda, toprağını kavonoza koy getir diyecek kadar, her milli bayramda ofisin önüne 5 e 8 bayrak asacak kadar zamanında milliyetçi olan ben, artık kendi insanımı sevmiyorum.

    --- spoiler ---
    chp milletvekili mehmet tüm, nusaybin’de şehit olan uzman çavuş aycan özdilli için dün düzenlenen cenaze töreninde, yanına gelen bir vatandaşın saldırısına uğradı. tüm’ün yanına yaklayan vatandaş, “teröre destek veriyorsunuz, senin bu törende ne işin var” diyerek tüm’e yumruk attı.
    --- spoiler ---

    kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/…mruklu-saldiri-40081122