hesabın var mı? giriş yap

  • -gelir ve giderinizi iyi tutun. bunun için hemen bir muhasebe yazılımı almanıza gerek yok. giderlerin çokluğu hemen sizi üzmesin.

    -eğer bir dükkan, mağazayı sıfırdan açıyorsanız 6 ay süre tanıyın. yeni açılan hiç bir dükkanın geleceği 6 aydan önce belli olmaz.

    -internet satışı yapıyorsanız yollayacağınız her ürünü mutlaka kontrol edin. asla kırık çıkık yollamayın. tek ürün satayım, köşeyi dönüp kaybolayım tiplerinden olmayın. bir sms şirketi ile anlaşın. firmanızın adı ile, müşteriniz ürün aldığında ürünün onaylandığına dair ve kargoya verildiğinde kargoya verildiğine dair sms atın. kapıda ödeme olursa mutlaka arayın onay alın. illegal işlerin parası tatlı, sıçması çok acıdır. bulaşmayın.

    -patron oldum lan ben diye hemen firmanızı elemanla doldurmayın. insanlara zamanında size yapılanları yapmayın. elemanlarınızı sömürmeyin. lakin unutmayın ki iyi bir patron iş yapma değil yaptırma becerisine sahip olan kişidir. patronun en önemli görevi işin koordinasyonunu sağlamaktır. elemanlarınıza "biz bir aileyiz ayağı" çekmeyin.

    -bağkuru zamanında yatırın lan. sonra çok pis giriyor. 350 lira civarındaki bağkuru 3 ay yatırmadığında gerisi çorap söküğü gibi geliyor. bir bakmışsın benim zamanında yaptığım gibi faizi ile 8700 lirayı sayıyorsun ellerine.

    -tabelanıza dikkat edin. totem yaptırırken belediyenin bunlardan tebela reklam vergisi aldığını unutmayın.

    -abuk subuk bir muhasebeci ile anlaşmayın. 20 lira fazla verin adam gibi bir muhasebeciniz olsun. sonra çok ağlarsınız.

    -eğer ithalat, ihracat yapıyorsanız mutlaka bir avukatınız olsun.

    -frencayzing midir nedir o işe girecekseniz sağlam bir avukata danışmadan her kağıda imza atmayın. bir bakmışsınız patron olacağım derken başka bir firmanın elemanı olmuşsunuz.

    -tiryakiyseniz bile dükkanınızda, ofisinizde, mağazanızda sigara, içki içmeyin içtirmeyin.

    -hee bak bu önemli. benim arkadaş çevrem çok geniş diye düşünerek bir işe girmeyin. arkadaş çevrenizden dişe dokunur maddi bir hayır görmeyeceksiniz.

    -sürekli araştırın. not alın. firmanızı firma rehberlerine kayıt ettiğinizde bir sürü çakal telefon açmaya başlayacak. yok kosgep 150.000 lira karşılıksız kredi veriyor, yok şöyle reklamınızı yapacağız google'da bir numara olacaksınız vs diye. yemeyin bunları.

    -google'a iyi kastırın. adam gibi bir web sitesi yapın. adam gibi içerik girin. başka sitelerden kopyala yapıştır yapmayın.

    -kendinize güzel, içinize sinecek bir logo yapın veya yaptırın. ona harcayacağınız paraya acımayın.

    -sabit telefon almaktan kaçmayın. lahmacuncu kartı bastırmayın.

    -çook kurumsal şirket havası vereceğim diye, holding gibi davranmayın. ne iseniz osunuz. olmadığınız bir şey gibi gözükmek sizi itici yapar.

    allah yardımcınız olsun.

  • ister şov olsun ister gerçek, kızı öldürülmüş bir babadan aklıselim içinde davranmasının kesin bir koşul olarak beklenmesi, öyle davran(a)madığı zaman da "yetti be, şaşırtıcı, şovmen, sinirli, alkolik" diye eleştirilmesi gerçekten garip.

    yahu bir insan çıldıramaz mı, deliremez mi? sözkonusu neden yeteri kadar büyük değil mi sizce...?

    inşallah sizin dediğiniz gibi şovdur da zavallı adam o derece acı içinde değildir.

  • şöyle de bir vecizenin sahibidir:

    " çok satanları yargılayacaksak tanrıdan başlayalım. dört kitabı var ve müthiş bir grafik çiziyor."

  • şu hissi bilir misiniz?

    hani bir şarkı vardır. o şarkı ilk dinlediğiniz anda bir bağla bağlanırsınız ona. sanatçının sesi, müziğin ritmi, melodisi vs. herhangi bir şekilde şarkı içine çekmiştir seni. belli bir sure sonrasında öyle bir his gelir ki şarkıya adeta bağlanmışsınızdır. sanki onunla büyümüş ve hep sizinle imiş hissi verir. hiç bir şey dinlemek istemediğinizde bile gider onu açarsınız. arkadaşlara bir şarkı dinletmek istediğinizde aklınıza o şarkı gelir.

    işte bu adamın bütün şarkılarında bunu hissedebilirsiniz!

    ne güzel bir ses değil mi ama..

  • 2,5 yaşındaki kızımla şu şekilde bir diyalog yaşamama sebep olan program;

    ben: bu programda ne oluyor?
    kızım: ağlıyolar.
    ben: neden?
    kızım: elbise giyiyolar, ağlıyolar.

  • mutluluğuna imrendiğim ve krallığının devamını dilediğim adamdır.
    bu başlığa da hemen damlayan, para için ruhunu satabilecek, başkasının mutluluğunu küçümsemeyi marifet sayan dallamaları kale almamasını dilerim.

  • yıllarca harry potter seviyorum sandım ama bu kitapla gördüm ki j. k. rowling hayranıymışım. uzun zamandır ilk kez bir kitap bitmesin istedim.

    kasaba hikayeleri zaten hep çok güzeldir. herkesin birbirini tanıdığı, küçük politik meselelerin çok büyük algılandığı, insanların birbirlerinin simsiyah sırlarını bilip yine de yokmuş gibi üstünü örterek yaşadığı sahte akşam yemeği partilerine oturulan o klostrofobik yerlerde kimse yaşamak istemez ama herkes uzaktan bakmak ister. broadcurch'ler the affair'ler o yüzden içine çekti hep.
    kitapta rowling'in karakterleri yine muhteşem. daha çok zorlanıyorsunuz çünkü ayrım yapılan ötelenen kitle harry potter'daki gibi "normal insan" değil, çalışmamayı seçenler, uyuşturucu bağımlıları toplumun asalakları aslında ama içiniz sıkışıyor biraz ötede yaşanan bol çiçekli steril yaşama darbe vurmak istiyorsunuz. herkesin içine bakıyorsunuz tek tek çünkü hepsinin ağzından yazılıyor kendi bölümleri. en ruhsuz en beğenilmeyecek karakterin bile kendi bölümünü okurken kafasının içinde ne çelişkiler olduğunu görüyorsunuz. işte 'gerçek hayatta bunlar ne işimize yarayacak?' burada devreye giriyor; bu gibi kitaplar (başarılı kurguyu, anlatım dilini geçiyorum) insanda empati kurabilme yeteneğini geliştiriyor ve yüzünüze vuruyor: insan kötüdür. herkesin küçük hesapları ve öncelikleri vardır. herkes bazen kirli bir bebeğin yanından "annesi nerde acaba" diye düşünerek geçer gider.

    bbc'nin üç bölümlük bir dizi çektiğini ve barry fairbrother'ı tam hayal ettiğim gibi rory kinnear'a oynattıklarını görünce de iyi ki ingiltere'de toplam 5 oyuncu var dedim.

    şuraya da kondurayım: rowling hanım robert galbraith adıyla birtakım polisiyeler yazmış. ilgilenenlere duyurulur.

  • ' keske her gun cuma olsa diye durum paylasan gerizekali arkadaslarim. her gun cuma olsa haftasonu tatili nasil olucak lan '