ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
mhp'nin istilaya sessiz kalması
-
adı milliyetçi hareket partisi olan, en önemli kuruluş ilkesi milliyetçilik olan parti'nin, ülkemizin araplar tarafından istila etmesine sessiz kalması hatta mültecilerden yana taraf olması durumudur. hayırdır milliyetçi hareket partisi ummetci hareket partisi oldu da haberimiz mi yok?
ünal aysal
-
kendisi hakkında en güzel tespiti mehmet demirkol yapmıştır:
''bir belçikalı için bile batılı''
otomobillerde ötv'nin kaldırılması
-
(bkz: olmamış olaylar hakkında olmuş gibi başlık açmak)
“kaldırılması gerekliliği” şeklinde açılması gereken başlıktır.
toplu taşımada 65 yaş üstünden ücret alınmaması
-
eniştem buna hak kazandı. biniyor belediye otobüsüne, anadolu yakası senin, avrupa yakası benim, dolaşıyor da dolaşıyor. ondan iniyor, berikine biniyor. akşamları yorgun argın geliyor eve. derdin ne enişte diyoruz, bedava değil mi, bineceğim işte diyor. :)
yanomamö
-
yanomami iki ulus devletin, venezüella ve brezilya nın sınırları içerisinde yaşamaktadır; ve brezilyalı çiftçi ve madencilerin kendilerine karşı yürüttüğü savaş onları artan bir tehditle karşı karşıya bırakmaktadır. kısa bir süre önce altına hücum furyasında, günde ortalama bir yonomami hayatını kaybetmekteydi. 1991 de yonomami yurdunda yaklaşık 40.000 kadar brezilyalı madenci vardı. bunlar bazı yerlileri derhal öldürdü. diğer taraftan madenciler beraberlerinde bu "modernite" ile karşılaşmamış halka yeni hastalıklar getirdi ve bu hastalıklar salgına dönüştü. 1991'de amerikan antropoloji derneğinden bir heyet yanomamilerin karşılaştıkları sorunlarla ilgili bir rapor hazırladılar. bu rapora göre bu halk yılda yüzde 10'luk bir yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmışlardı. bundan sonra brezilya ve venenezüella hükümetleri yanomamileri korumak için çalışmalar başlattılar ve bu çalışmalar kapsamında yanomamilere ait devasa bir araziyi yabancılara tamamen kapattılar. fakat 1992 ortalarında yerel siyasetçiler, madenciler ve çiftçiler bu yasağı delmeye başlamışlardı bile. günümüzde ise bu halk yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır.
çağrı merkezi diyalogları
-
- iyi günler, x hayat ve emeklilik.. nasıl yardımcı olabilirim?
- iyi günler hanımefendi.. babamı çok kısa bir süre önce kaybettik.. babam, annemi sigorta ettirmiş sizin kurumunuzdan.. siz de her ay babamın hesabından çekiyormuşsunuz sigorta miktarını..
- sigortalı numarasını alabilir miyim?
- 4 8 15 16 23 42 (değildi tabii canım.. verdim işte numarayı..)
- bilgilerinizi kontrol ediyorum.. bilgiler ekranıma geldi, buyrun siz devam edin..
- peki.. şimdi benim size iletmek istediğim şu; babamın banka hesaplarını kapatacağız biz.. bu yüzden artık sigorta ettiren kısmına benim adımın ve hesap bilgilerimin geçmesini istiyorum.. neler yapmam gerekiyor bu değişiklik için?
- evet anlıyorum.. yalnız benim sigorta ettiren kişi ile görüşmem lazım, bu değişikliği onaylamam için..
- hanımefendi anlatamadım sanırım.. sigorta ettiren kişi babamdı, kendisi vefat etti..
- anlıyorum ama prosedür gereği o'nunla görüşmemiz gerekiyor..
- bence anlamıyorsunuz hanımefendi.. babam öldü diyorum, siz kendisi ile görüşmek istediğinizi söylüyorsunuz?!?
- hanımefendi prosedürümüz böyle, onu iletiyorum size.. sigorta ettiren kişi ancak bu değişikliği gerçekleştirebilir..
- şaka mısınız siz hanımefendi? ayrıca böyle bir hizmetiniz varsa, babamla görüşebilmek gibi, ben de faydalanmak isterim!
- pardon, ben onu demek istememiştim..
- neyse hanımefendi.. ben başka bir şekilde çözerim sorunumu, çok sağolun, çok yardımcı oldunuz..
terbiyesizleşmeyi kendime yakıştıramadığım için bitirdim görüşmeyi.. ardından, daha üst birimlere ulaştım.. yukarıdaki konuşmayı tüm detayları ile anlattım.. böyle durumlarda bir b planının olmamasından dolayı, zaten hali hazırda bir acısı olan insanların, bir de böyle saçmalıklarla karşılaşmasının ne kadar can sıkıcı olduğunu ilettim.. özür dilediler, sorunu çözdüler nihayetinde.. ve sonra bana call center'da görüştüğüm kişinin adını sordular.. hatırlamıyorum dedim.. ekmeğinle oynamak istemedim ama er ya da geç, seni bir gün bulacağım yasemin!
1 buçuk tl olan ilaca 15 tl ödemek
-
bu aralar mide bulantısı yaşıyorum dedim bir ilaç yazdırayım gittim doktora dramamine yazdırdım. eczaneye gittim 15 tl dedi, ödedim. bu arada yanda suriyeli vatandaş bir torba ilaca hiçbir şey ödememişti. sonra nette ilaca baktım 1 tl 35 kuruş fiyatı. bunu yazdırmadan alsan ödeyeceğin rakam. yalnız muhteşem sağlık sistemimiz artık çoğu ilacı reçetesiz de vermiyor mesela artık hiçbir antibiyotik alamıyorsunuz, alırsanız da 10 tl olana 40 tl ödüyorsunuz. ha bir de maaşımdan her ay 200 300 tl sağlık güvencesi kesiliyor ama ben 1 tl ilaç alırken doktor muayene ücreti, ilaç %20 si falan filan verip o ilaca 15 tl ödüyorum sonra sağlıkta çağ atlıyorum. bu arada bizim maaşlardan kesilenlerle de suriyeli kardeşlerim de rahat rahat sağlık ihtiyacını gideriyor. teşekkürler akepe.
türkiye'de kripto paraya olan ilginin nedeni
-
parasizlik ve caresizlikten bahsedilmis, kismen haklisiniz ama gonul isterdi ki sizlere pek de merdiven alti olmayan, gorece iyi ozel universitelerdeki ogrenci profilini anlatayim. temel sorun parasizlik olmadiginda da durum farkli degil.
marx bile sizin kadar materyalist degildi arkadaslar, her meselenin materyal kosullarla bu kadar kolay, sip diye aciklanabildigini dusunmuyorum acikcasi. her yoksullasan kolay para meselesiyle kafayi bozmadigi gibi yoksullasma yuzunden bu vahsi materyalizmin romantize edilmesi hosuma gitmiyor - sorunlarimizin cogunu yaratan sey zaten hayati bir savas alani olarak gorup elde edilen her kazanimi haneye arti puan olarak yazan, col eskiyalarina ait kalmasi gereken hayat gorusu. kripto paraya olan asiri ilgi de bu hayat gorusunun bir uzantisi gibi ve bu yuzden pek de saygi duyamiyorum acikcasi.
vefa küçük'ün rte'den aidat yatırmasını istemesi
-
türkiye’de canlı yayında bu cümleyi kurabilecek insan sayısı bir elin parmaklarını geçmez.
işi bırakıp ev hanımı olmak
-
ben de bırakmak istiyorum ama bu saatten sonra erkek halimle nasıl ev hanımı olacağım bilmiyorum.
einstein şair miydi filozof mu
-
okul bahçesinde bir gün geziyordum
hoca çağırdı "albert buraya gel"
"buyrun hocam"
dedi "çıkar kalem"
cebimden plütonyum-239 çıkardım
dedi "çıkar defter"
formul kağıtlarını çıkardım
dedi "çıkar harita"
işte güzelim orada senin
benim vücudumda bıraktığın
üç beş tane foton yarası varya
işte onları çıkardım
hoca dedi "bunlar ney"
hocam üç beş foton yarası
sanki sanırsınız ki piskopatın allahı
ama bilmezsinizki o üçbeş foton yarası
ela gözlü sevdiğimin hatırası
sanirim sair ile filozof arasi biseymis einstein.
ilköğretimde el yazısı öğretilmesi
-
uzun yıllardır var olmayan sistemdir. eskiden normal yazı ile yazar, ayrıyeten güzel yazı yazma dersi diye bir derste el yazısı yazmayı öğrenirdik. birkaç senedir direkt o güzel yazı denen garip yazıyla yazmayı öğretiyorlar ve öğrenciler de bok gibi yazıyor doğal olarak.
30 kasım 2020 marmaray'da aktarmanın kaldırılması
-
ibb başkanı olarak kendilerinden olmayan birini seçen istanbulluları cezalandırmak için alınmış bir karar.
yazık günah be yeter artık! inin vatandaşın tepesinden!!!