hesabın var mı? giriş yap

  • varlığını duyduğum fakat hiç izleyemediğim şu videoda seulden ayrılırken oyuncuları tarafından uğurlanışı var şenol hocanın. 2009 yılında oradan ayrılıp trabzonsporun başına geçeceği dönem.hatta videoda da "yarın antremana çıkıcam" diyor. videoyu izleyince başkası adına gururlanmak ne demek ilk defa hissettim. 11 saatlik uçuş mesafesinde,bambaşka bir kültürde,hiç bir kelimesini anlayamadığın bir dilde tamamen takım çalışması ve doğal olarak insan odaklı bir iş yapmaya gitmişsin. geçirdiğin sürede iz bırakmış olmalısın ki futbolcuların sana saygı ve sevgisinden uğurlamaya gelmiş havaalanına. aynı dilde tek kelime diyalog kuramamış insanların üzerinde büyük bir etki bırakmış şenol hoca. onlar bile sizden çok şey öğrendik hocam diyorlar. o anda bile şenol güneş birşeyler anlatmaya,birşeyler öğretmeye çalışıyor ve bence bu sezon beşiktaş soyunma odasında da çokça çınlayacak bir cümle kuruyor; "kendinize güvenin,korkmayın.korku aklın katilidir."

    hocayı izledikçe köy enstitüleri mezunu idealist bir öğretmeni izliyormuş gibi hissediyorum. ego yok,hayatının her anını bir kelime daha öğretmeye adamak var. abartı yok,sadelik var. yaptığı işi en doğru şekilde yapmaya çalışmak var.şov yapmak yok,akıl yürütmek var. şan,şöhret yok,bilimsellik ve akılcılık var. ben yok, biz var.

    şenol güneşe saygı duymamak mümkün değil. ülkemiz için tecrübelerinden faydalanabileceğimiz renkler ve takımlar üstü bir konumda olması gerekirken ligde hala şampiyonluğu var mı yok mu diye boş tartışmalar içerisindeyiz. çok yazık.

  • şirinlerin o tehlikeli ormanda, gargamel peşlerindeyken, şirine kimseye vermezken yine de "laa laa lalallaa" diye gezebilmelerini sağlayan şey.. off bi de şirinler minik ya, ye ye bitmez..

  • 2-a sınıfından cevdet'in muhteşem boğazdışı şakasına gülmekten tamamını okuyamadığım tehdit. kıyamam, çinirlendin mi çen?

  • elde edildikten sonra sıkılmadığımız bir şey var mı? sıkılmasak bile normalleşmeyen, sıradanlaşmayan?

    ne demiş shakespeare:

    'şiddetle başlayan hazlar, şiddetle son bulurlar. ölümleri olur zaferleri, öpüşürken yok olan ateşle barut gibi. en tatlı bal bile tadıldıkça bıkkınlık verir, aynı tat isteği, iştahı köreltir. onun için, ölçülü sev ki uzun sürsün sevgin. hedefe hızlı giden, yavaş kadar geç varır.'

    evlenince o tutku, aşk, hepsi geçecek. tutku güzel ama yorucu ve sonu olan duygu. birlikte saçmalayabileceğiniz ve eğlendiğiniz biriyle evlenin. yanında savunmasız olmaktan korkmayacağınız biriyle. tetikte olacağınız biriyle değil.

  • (bkz: mcdonaldization) sonuçlarından biridir. kapitalist abiler , şirket kartelleri ve özellikle dünyayı yöneten bankerler sayesinde bütün ülkelerin geleceği son noktadır. büyük bir çoğunluk her zaman asgari ücretle çalıştırılır.
    bu abiler için zaten gini coefficient pek önemli bir şey değildir. (bkz: gini katsayısı) 700-900tl asgari ücret alanların zaten fazla kültürel aktiviteleri de olamayacağı için sistemi eleştiremezler. böylece :

    * zengin daha zengin olarak istediği politikacıyı başa getirir.
    * politikacılar koyunları güder ve oyları toplar.
    * zengin abiler ve politikacılar mutlu mesut yaşarlar.
    * asgari ücret alanlar da sistem ve din kölesi olup çükleriyle oynarlar. çoğalırlar. öbür tarafta kendilerine vaat edilenlerin hayaliyle yaşarlar ve mutlu olurlar.

    kurtar bizi (bkz: bombacı mülayim)

  • savaş ortamında halka milli bilinç kazandırmak, insanları milli mücadele ortamına hazırlamak gibi görevler edinen ve hayatlarını bu uğurda harcayan milli edebiyat dönemi yazarlarından biri olarak "bunları çocuklar da okur, psikolojileri bozulur. " gibi bir düşüncesi olduğunu zannetmiyorum. ömer seyfettin çocuklar için hikayeler yazan bir yazar değil, bir milletin kurtuluşu için çabalayan bir aydındı. dönemin çocukları da akşama kadar snapchatten köpekli fotoğraf paylaşan ergenler değil, 15 yaşında savaşmak zorunda kalan, cephede şehit düşen yiğitlerdi.

    günümüz şartlarında bazı hikayeleri çocukların psikolojisini olumsuz etkileyebilir zaten bu hikayeleri ilköğretim çağındaki çocuklar için basılan seçme hikayeler kitaplarına alınmıyor. tabi burada yayıncılara güvenmek yerine ailenin kontrolü önemli. kaldı ki ömer seyfettin hem içerik hem de üslup olarak ilköğretim çocuğu için ağır bir yazar. liseye kadar okunmaması daha olumlu.

    ekleme: bence de burada sorun meb talim terbiye kurulu ve bu kurula sorgulamadan uyan öğretmenlerde. yakın zamana kadar ortaöğretim 100 temel eser listesinde yusuf atılgan'ın "anayurt oteli" de bulunuyordu. öğretmenleri dinlemeyen kurul, veli tepkileri üzerine 2008 yılında geri adım atıp bu eseri listeden çıkardı.

    ömer seyfettin'in hikayeleri ilköğretim 100 temel eser listesinde değil ortaöğretim 100 temel eser listesinde bulunmakta ve meb tarafından ilköğretim çağındaki çocuklara ömer seyfettin'in sadece "yalnız efe" eseri önerilmekte. ben lise öğretmeni olmama rağmen 9 ve 10. sınıflara yıllık kitap listesinde ömer seyfettin hikayeleri önermiyorum. gerçi benim önermeme sebebim içerikten ziyade üslubun ağır gelecek olması. 11. sınıfta milli edebiyat konusunu da işleyeceğimiz için ödev listeme ekliyorum.

  • mal beyanı. kırpılmış video ile yine algı peşinde aktroller. buyrun burada oturumun tamamını bulabilirsiniz ve kısa açıklamasını bulabilirsiniz.
    entry

    olayı kısaca söylemek gerekirse öğrenciyle veya zamla hiçbir alakası yok. denetim komisyonu üyeleri seçiliyor ve ak parti'nin adayları reddediliyor, chp'nin adayları kabul ediliyor. olay bundan ibaret ama uzun halini her yerden bulabileceğiniz bir videodan bile algı kasmaya çalışan aktrollerin zeka seviyesini gerçekten tebrik ediyorum.

    tanım: tekrardan mal beyanı.
    edit: imla.
    edit1: olayı direkt olarak buradan 1.52'ye ilerleyerek izleyebilirsiniz.
    edit2: haber doğru olmamasına rağmen haberi gerçek sanıp imamoğlunu savunanların da aktrollerden farkı olduğunu sanmıyorum.

  • ölçekleri vardır. örneğin;

    -diğer insanlar tarafından sevilecek özelliklere sahip değilim
    -üretken değilim
    -kendimi anlamıyorum
    -çaresiz olduğumu düşünüyorum
    -kendime güvenmiyorum
    -anlamlı bir hayatım olmadığını düşünüyorum
    -bir işi başaramadığımda hemen hayal kırıklığına uğruyorum
    -insanlar benimle olmaktan hoşlanmazlar
    -olduğum gibi görünemiyorum
    -hiç bir zaman kendimi ortaya koyamam
    -duygularıma güvenmem
    -halimden memnun değilim
    -kendimi küçümsüyorum
    -ihtiyaçlarımı karşılayabilecek yeterlilikte değilim
    -nasıl göründüğümün farkında değilim
    -kendimde olmasını istediğim özelliklere sahip değilim
    -insanlar üzerinde etki bırakmıyorum
    -başarısız biri olduğumu düşünüyorum
    -kendime ilişkin değersizlik duyguları yaşadığım olur
    -benim onlara olduğu kadar, diğer insanların bana ihtiyacı yok
    -düşüncelerimin doğruluğuna güvenmem
    -bedensel olarak kendimi beğenmiyorum
    -başarmak istediğim her şeyde başarısız olup yılgınlığa düşüyorum
    -bedensel ihtiyaçlarımı karşılayacak yeterliliğim yok
    -grup içindeyken diğer kişiler benimle ilgilenmez
    -zihinsel ihtiyaçlarımı karşılayacak yeterlilikte değilim
    -kendimden memnun değilim
    -insanlık için önemli ve faydalı işler yapabileceğimi düşünmüyorum
    -çevremdeki önemli kişilerin gözünde değerli bir insan olmadığımı düşünüyorum
    -duygusal ihtiyaçlarımı karşılayacak yeterlilikte değilim
    -kendimi ümitsiz hissediyorum
    -kararlarım bana ait değil

    edit: madde numaraları silindi. netekim korkunç bir görüntüydü.