hesabın var mı? giriş yap

  • calisilan sirkette verilen 2 gunluk egitimde, egitmenin katilimcilarla tanismasi sirasinda;

    egitmen : evet mahmut bey, sizden baslayalim, bu egitimden ne bekliyorsunuz?
    mahmut : bir an once bitmesini.

    (bkz: true story)

  • kızım geceleri benimle beraber gökyüzüne bakmayı çok seviyor. bir sürü soru soruyor. ben de anlatıp duruyorum. bir ellie arroway olsun hırsım yok ama ilgilenmesi acayip hoşuma gidiyor. daha önce gezegenlerden - yıldızlardan - aydan çok konuşmuştuk. yine öyle bir gece:

    - bak baba... şurada yanyana üç yıldız gördüm.
    - orion'un kuşağı o canım.
    - kuşak ne demek?
    - kuşak kemer gibi bir şey, insanlar giysileri düşmesin diye takarlar.
    - ama niye ona kuşak demişler? kim takıyor ki?
    - orion. avcı o. eski insanlar oradaki yıldızları bir avcıya benzetmişler. bak şunlar bacakları, şurası gövdesi, şurası...
    - çok saçma. orada bir üçgen var, orada da bir dörtgen. eski insanlar da çok komikmiş. (boğa takımyıldızını göstererek) bari şuna da inek deselermiş hahahaha!
    - (gulp)

  • istanbul dışında üniversite okuduğum yıllardı. annem yeni yeni namaz kılmaya başlamış, sabah namazlarına kalkamıyor henüz. bir sabah ben gelip annemi sabah namazına kaldırıyorum. kalkıyor, abdestini alıyor, namazını kılıyor... sonra tekrar uyumak için yatağa yattığında birden fark ediyor; 'iyi de bu çocuk evde değil ki!'. bir titreme alıyor kendisini. sabahın kör vaktinde koştur koştur yan komşuya gidiyor.

    işin ilginç yanı, istanbul'a geldiğimde bana bu olayı anlattı ve hayretler içinde hatırladım ki söz konusu gece ben de rüyamda evdeydim ve annemi uyandırıyordum... şimdi siz bunu okurken çok saçma geliyor biliyorum. hatta bana da saçma geliyor şu an. tek başıma böyle bir şey yaşasam hayatta inanmazdım ama annem de olayın içinde ve olayın şahidi olunca ne desem bilemedim. astral seyahat falan mıdır bilmem ama böyle şeylere inanmayan, bu tür hikayelere gülüp geçen biri olarak nasıl bir anlam vereceğimi de bilemiyorum bu olaya...

    doğaüstüne inanmıyorum ama bir supernatural var.

  • aga ne diyelim. allah bin tane peygamber göndermiş yine ıslah edememiş bu coğrafyayı. tartıştığımız konuya bak. oruç tutan tutmayan birbirine hayvan falan diyor. adamlar bugün galaksimizde ne oluyor deyip uzay boşluğuna kök salarken, biz bugün ne giysek, bugün hangi mezhep çatışması var, hangi örgüt ne amaçla kelle kesiyor ya da oruç tartışması yapıyoruz. biz oyuncu değil oyuncağız lan. bir tane iskandinav ülkesinde böyle kısır saçma bir tartışma döner mi, hayır. allah var diyen emirdir diyen tutar, ben tutmuyorum diyen tutmaz kime ne? vallahi kafamı duvarlara vuracağım. bu ülkede yaşamak, bu salak tartışmaların beynimi işgal etmesinden o derece sıkıldım.

  • bir kadın arkadaşım bayramda 2 günlüğüne alaçatı 'ya gitti. şifne denen ucuz pansiyonlarıyla ünlü çeşme'nin biraz dışında bir yerde kaldı. 2 gün boyunca 10 ayrı kıyafet değiştirip hepsiyle alaçatı'dan story attı. daha sonra bunları profil altı story'lerine ekleyip "2020 summer" yazdı. dışarıdan bakan biri der ki ulan bu yaz en az 1 ay gezmiş bu karı... insanlar sahip olmadıkları lüksü, hayatı ve davranışları sergiliyorlar. hem kendilerini hem çevrelerini kandırıyorlar. biri de durup ben kimim demiyor.

  • yaptığı telefon görüşmesi yüzünden, gözaltına alınabileceğini bilen ahmet hakan'ın bir nevi ön açıklama tadında olan yazısı.

  • hem slim hem fat versiyonunu kullanmış birisi olarak slim'in fat'e göre daha üstün olduğunu düşünüyorum. kendi gözümden artı ve eksilerini yazayım:

    fat versiyon oled ekran kullanıyor. slim'in lcd ekranına göre daha canlı ve renkleri daha derin gösteriyor. slim'in ekranı ufak bir düzenlemeyle biraz daha canlı oluyor ama oled kadar değil tabii ki. fakat bence fark abartılacak kadar değil. şahsen slim'e geçtikten sonra hiç oled'i aramadım.

    slim versiyonun pil ömrü fat'e göre daha uzun. fat ile ortalama 5 saat, slim ile ortalama 6 saat civarı oyun oynanabiliyor.

    fat versiyonda ps, start ve select butonları çok küçük ve kasanın üzerinde çıkıntıları yok. bu üç tuşa basmak resmen işkence. slim'de bu tuşları çok güzel düzenlemişler. boyutu büyütülmüş ve hafif dışarı doğru çıkarılmış. hem rahat basılıyor hem tuş hissiyatı güzel.

    fat versiyonun kendine özgü bir şarj/veri kablosu var. cihazı sadece o kabloyla bilgisayara bağlayabiliyor ve şarj edebiliyorsunuz. slim kasa ise micro usb kullanıyor. hem kabloya ulaşmak kolay, hem de eğer micro usb girişi olan telefonunuz veya başka bir cihazınız varsa yanınızda ekstra vita şarj kablosu taşımak zorunda değilsiniz.

    fat versiyonun dahili hafızası yok. bu yüzden hafıza kartı takmadan cfw/henkaku kurmak mümkün değil. slim versiyon 1 gb dahili hafıza ile geliyor.

    fat kasanın hoparlörü bayağı başarısız. bir kafede en yüksek seste bile hoparlörü duymak için kulağa yakınlaştırmak gerekiyor. slim'in hoparlörü çok daha iyi.

    bu göreceli fakat fat versiyon alırken ele daha iyi oturur diye düşünmüştüm ama slim kasa ele daha rahat oturuyor ve daha rahat kullanılıyor.

    tabii sonuçta tercih meselesi. bunların tümü oled ekrana tercih edilebilir veya bu artılar herkes için artı olmayabilir veya önemli olmayabilir.

  • renkli fotoğraflar üstünden çok zaman geçince siyah-beyaz olur zannederdim. büyüklerin fotoğrafı siyah-beyazdı. ben de bakardım fotoğraflarıma sürekli siyah-beyaz olmuşlar mı büyümüş müyüm diye.