ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
isveç'i babam da yönetir
amerikan evlerinin en çok beğenilen yanı
-
(bkz: veranda)
çok kullanışlı bir şeydir.
en büyük hayalimdir verandada elimde tüfeğimle uyuklarken bahçeye giren serseriye: "burası özel mülk, o lanet kıçını evimden uzak tut seni kahrolası" diyebilmek.
hoşlanan erkeğin adım atmama sebebi
-
öğrenilmiş çaresizliktir, utangaçlık ve başa gelenleri hatırlama da olabilir.
trabzon'da bir babanın 3 kızını öldürmesi
-
çok üzücü bir haber. nerede ve ne zaman okuduğumu hatırlamıyorum ama silahla işlenen cinayetlerin çoğunda katil büyük oranda ailesini, akrabalarını, komşusunu, arkadaşını, nişanlısını öldürüyormuş. yani siz kim olduğu belirsiz düşmanlara karşı silahlanarak kendinizi koruduğunuzu düşünürken sevdiklerinizin katili olabilirsiniz.
ince'ye adalet bakanlığının belge ile cevabı
yeni evleneceklere öğütler
-
arkadaşım anlatmıştı.
- abi evde bir kadın var ve hiç gitmiyor, hep orda.
fernando muslera
-
bu geceki schalke maçında yaptığı kurtarışlardan ziyade, son dakikada topu hemen oyuna sokarak golü hazırlamıştır resmen. bizim volkan olsa 5 saat yerde yatardı amk...
marcel duchamp
-
sanata bağlamı katmış kişidir.
pisuvarı o derece bir iştir ki, sisifos'un kayayı dağa taşımasına benzeyen sanatın tamamen yok olmasına neden olmuştur. sisifos aslında sanatın bir işlevsizlik olduğunu çünkü özünde işlevin bir anlamı olmadığını bize gösterir. hayat dediğimiz şey de budur zaten. yaşamak özünde işlevsel değildir. kim bu dünyada yaşamak istiyor ki? sence bu faydacı mı? sanmıyorum. hayat, evrensel boyutta bir kanserli hücredir. duygusal, fikirsel veya fiziksel, rastlantıların denk geldiği bir diziliş, bir urdur. sanat, baştan olmamış duamız olan yaşantımıza amin demektir. sisifos'un bu cezası aslında avuntusudur da. en azından anlamsız da olsa bir amacı vardır.
duchamp bizi bu uğraştan mahrum bıraktı. çünkü o dağı dinamitle patlattı. artık tepeye çıkaracağımız kayamız olsa da, tepe olmadığından, cezamızın gerekliliğini yerine getiremiyoruz. ağıdımızı yakamıyoruz.
duchamp hayatımı kararttı, zihnimi aydınlattı.
mao zedong
-
1973 yilinda henry kissinger baskanligindaki amerikan heyeti ile yaptigi gorusmenin, "freedom of information act" kapsaminda amerikan disisleri bakanligi tarafindan aciklanmis konusma kayitlarina asagidaki adresten ulasilabilir:
http://foia.state.gov/documents/foiadocs/4f96.pdf
abdulkadir selvi'nin imamoğlu tespiti
-
valla duygularıma tercüman falan olmadı.
işini yaptıktan sonra nereye gittiğini umursamam.
tatilden başka argümanınız yok ota boka bunu sokuyorsunuz. biz yolsuzluk dedikçe "ama sizin başgan da datile çıhtı" diyen güruhun suratına tükürsen de durum değişmez ki.
irem derici'nin üniversitelilere attığı tweet
-
ikinci bir demet akalın vakası. aynı ego,aynı davranış bozukluğu bu kadında da görülüyor.
kabahat üniversitelilerde ne diye ödül verirsiniz bunlara?
yeter ki sevgilim gerçekçi ol
-
seda sayan'ın salvador dali ile ilişkisini bitirdikten sonra bestelediği ve ünlü ressama ithaf ettiği şarkı.