hesabın var mı? giriş yap

  • on yıllardır kendini aşırı ciddiye alan aksiyon filmleri önce sinemada gişe rekorları kırıp, sonra da tvlerde ratingleri uçurdu.

    marvel filmleri dediğiniz, çizgi roman uyarlamalarıdır. çizgi romanlar da büyük hayal güçlerinin çizgilere dönüşmüş halleridir ve görselliğiyle ön plana çıkan edebiyat unsurlarıdır.

    hayal gücü çocuklarda daha çok ön plandadır. bazı büyümüş çocuk kafalılar da hala hayal gücüyle beslenir. bu gerçek dünyadan keyif almak için elle tutulur öğeler gün geçtikçe azalırken, insan ilişkiler çürümeye yüz tutmuşken, hayal güçlerine tutunurlar. başkalarının hayal dünyalarına ortak olmaktan da geri kalmazlar.

    aşırı kasılmış, devlet adamı kurtarmacalı, kaçak kovalamacalı birbirinin karbon kopyası aksiyon filmleri mi, yoksa marvel filmleri mi derseniz, size kahkahalarla gülmekten başka tepki vermem.

    bu konuyu eleştiren herkes görüntü yönetmenliğinin ve dramanın zirvelerde gezdiği sanat filmleri takipçisi olabilir. ama marvel filmlerinden keyif almak, bu tür filmleri takip etmenize engel değildir. bir taraf seçmenize, seçmediğiniz tarafı da ölesiye kötülemenize gerek yok.

    ps: 30 küsürlük ergen spor.

  • -biricik kardesim benim dunyanin en guzel kizkardesi cinimm..
    -param yok, su getiremem, bakkala gidemem ders calisiom
    -allah cezani vermesin ben istemesem seni yapmiyolardi ama.

  • merhabalar!

    ben ali atay, ben feyyaz yiğit, ben doğu demirkol. şu sıralar vizyona giren filmimiz ölümlü dünya hakkında konuşmak üzere karşınızdayız. siz sorun, biz cevaplayalım...

    kanıt

    edit: soru-cevap bitti. herkese çok teşekkürler.

    sorulara verdiğimiz cevaplara buradan ulaşabilirsiniz: https://goo.gl/9sehqo

    not: soru cevap etkinliğini mobil ve web tarayıcınızdan takip edebilirsiniz.

  • alındığı gün çingeneler tarafından bir tur istenen ve mahallenin köşesini dönüp gözden sonsuza kadar kaybolan gıcır gıcır bir bmx.

    yıllar sonra editi: ulan şimdi bile okuyunca cümlenin sonlarına doğru gözlerim doluyor amk.

  • ulan bana üniversiteye zar zor girdiğim sene bir mp3 player aldılar diye 2 saate yakın krize girip ağlamıştım.
    bu gerçekleşse komaya falan girerdim heralde..

    iyi ki almamışlar..

  • yine ayşe arman'la röportaj yapmış. "iklim farkındalığı" yaratmak istediği şu yeni şarkısıyla ve doğayla ilgili konuşmuş yine.

    tüm yazı bodrum'da teknesinde geçiren kendisi değilmiş gibi, denizi olabildiğine kirleten değilmiş gibi, eşinin denize işerken fotoğrafı yokmuş gibi "çevreci".

    çocuğuna uygun ana okulu bulamayıp "bari ben açayım" deyip milleti silkelememiş gibi de "halkçı"

    10 reklamdan 7-8 tanesinin müziğini kendisi yapmamış, piyasayı domine etmemiş gibi de "eşitlikçi"

    pandemide millet ekonomik zorluklar içinde çabalarken, bu durumu "koza içindeyim gibi düşündüm, kelebek gibi çıkayım kozadan" dememiş gibi de "akıl hocası"

    nefret ediyorum böyle halktan kopuk yaşayıp, halka akıl veren "elitist" insanlardan.

    ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol ya da hiç sesini çıkarma, fikir yürütme de ne olduğun ortaya çıkmasın.

    edit : röportaj yorumlarında da bayağı giydirmişler. neyse ki samimiyetsizliğini anlayanlar çoğunlukta

    ayşe arman'ın nil röportajı

    edit : yahu şu denize işemekle ilgili ne kadar mesaj geldi, bunun neresi yanlış diye. arkadaşlar, yanlış olan direkt tekneden denize işemek. yoksa ben de yüzerken çok sıkıştıysam ve etrafta da kimse yoksa elbette denize işedim. ikinci önemli nokta da, nil ve familyası gibi "kelebek, böcek, koza, doğa, saygı, deniz, toprak...vs" diyip, böyle birşey yapmak. umursamaz davranışlar, şımarıklık, yaparım kimse karışamaz tavrı ve sonrasında da işte bu samimiyetsiz konuşmalar.

  • kendilerine istanbul sokaklarını dar eden başta kediler, kargalar ve martılar yüzünden daha tenha bölgelere çekildikleri için yaşanan durum.

    tabii bunun asıl sorumlusu da her köşe başına kediler için yiyecek bırakan hayvan severler. (serçeleri sevmiyorlar ama?!)

    bol yiyecek bulan kediler, üredikçe ürüyor. onların yiyip bitiremediği mamaları kargalar ve martılar yiyor. onlar da çoğalıyor. ufacık boylarıyla serçelerin bunlarla baş etmesi olanaksız.

    o yüzden gece 3'te o sivrisineğin vızıldamasıyla uykundan uyanıyorsun.
    tropik bölge sineklerinin çoğalmasıyla bu sorunu daha da derinden hissedeceğiz.