ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
dolar artarken işyerlerinin son durumu
-
yaşadığım şehrin en büyük şirketlerinin ceo veya sahipleriyle yaptığımız görüşmeler sonrası diyebilirim ki olabildiğince az üretim yapıyorlar ve satış yapmak için gönülsüzler. çoğu zaten üretimi durdurmasa da satış yapmayı bırakmışlar.
5 liraya aldıkları hammaddeyi bir daha bu fiyata alamayacaklarını hatta belki bulamayacaklarını düşünüyorlar. bu sebeple 10 liraya satmak için üretim yapmak yerine belki 20 liraya satabiliriz diye düşünüyorlar ve bekliyorlar. hammadde üreticisi zaten satmaya gönülsüz neden satayım ki 1 hafta sonra yüzde 20 karla satabilirim diyor.
üretim yok, stokçuluk arttı. ve zerre kızamıyorum da kimseye adamlar haklı.
ay'ın yörüngesi 1 cm sapsa felaket olurdu adamları
-
beynimizin % 2'sini kullanıyoruz insanlarının kuzenleridir.
çin'de eşek arılarının 41 kişiyi öldürmesi
-
çin'e koymaz; liechtenstein'da falan olsa nüfusun yarısına tekabül edeceğinden hükumet devrilirdi.
sahibinden'deki tasarımı ile çığır açan daire
-
harem kısmında müzekartımın geçip geçmediğini merak ettiğim daire.
su saati
-
güneş saatleri her kapalı havada zamanı askıya aldığından, daha tutarlı ölçümler yapılmasını sağlayan saatlerdir. ilk su saatinin, mısır’da m.ö. 1500’ lerde gömülen bir firavun mezarında bulunan saat olduğu düşünülüyor. antik yunan' da ise m.ö. 325' ten beri yapıldığı düşünülmekte...
zaman, insanoğlunun hep derin anlamlar yüklediği bir olgu... modern hayatta vakitsizliğin bizi nasıl kıskıvrak yakaladığı düşünülürse, hala aynı önemini sürdürdüğü aşikar... aynı zamanda insanın zamanı anlamlandırma ve ölçme çalışmaları da bir o kadar ilgi çekici...
zamanın koşulları çerçevesinde, hem mühendislik hem de kültür harikası bir saatten bahsetmek istiyorum; el-cezeri' nin filli su saati...13. yy ın ilk dönemlerinde el-cezeri tarafından diyarbakır kralı için yapılmış bir saattir. her yarım saatte bir zamanı söyleyen bu saat; altın çağını yaşayan doğunun, dönemine göre, gelişmiş teknolojisinin göstergesiydi.
saat şöyle bir şey; tık tık;. bu filli su saatinin çalışma mekanizması kadar önemli bir diğer şey, etkilendiği tüm kültürlerin öğelerini içinde barındırmasıdır. bu karmaşık hareketli saat heykeli, hint fili üzerinde bulunan mısır zümrüdüankası, çin ejderleri, iran halısı ve arap kıyafetleri giymiş; hükümdar, katip, seyis gibi figürleri ile tam bir kültür sentezi özelliği de taşımakta...
saatin orjinalinin, bugünün hesaplamalarına göre, bir metreden daha uzun olduğu tahmin ediliyor. temel olarak yunan (arşimet) prensiplerinden yola çıkıp aynı zamanda ghatika olarak bilinen hint kökenli bir mekanizmadan esinlenerek yapılmıştır. saatin zamanlama mekanizması ve diğer sistemleri filin gövdesine yerleştirilmiştir. filin üzerinde oturduğu görülen katip her yarım saatte bir tur atar, bu esnada elindeki kalemle taksimat üzerindeki dakikaları gösterir. kale üzerindeki kadran ise saati... filin üzerindeki kale olay zincirini başlatan 30 tane top içerir. katibin dönmesiyle en tepedeki zümrüdüanka ses çıkararak kendi etrafında bir tur atar, bu esnada kale üzerinde oturan hükümdar elini kaldırır, kolu hareket ettiğinde şahin ortaya çıkar. kaleden gelen top şahinin kafasının arkasından yol alarak gagasından dışarı çıkar, çin ejderi ise şahinin ağzından düşen topu yakalar ve file doğru alçalır. filin üzerindeki seyis, arkasındaki vazoya ejderin ağzındaki topun düşmesiyle kolunu kaldırır ve bu son hareketle çevrim tamamlanır.
özetle bu saatin, dönemin oldukça geniş bir coğrafyadaki kültür ve teknolojisini yansıttığını gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz. ne kadar doğru bilmiyorum ama el-cezeri' nin otomata kitabının da rönesans bilim adamlarının arasında elden ele dolaştığı rivayet edilir. batının karanlık döneminde bayrağı elinde taşıyan bu coğrafyanın, bilim ve kültür mirasına sahip çıkamaması ne acı...
50 yıl önce çamlıca'dan çekilen adalar fotoğrafı
-
tam hali: yaklaşık 50 yıl önce, küçük çamlıca tepesi'nin doğu sırtlarından çekilmiş adalar fotoğrafı ve günümüzde hemen hemen aynı noktadan çekilmiş bir fotoğraf.
güzelim istanbul'u ne hale getirmişiz. 50 yıl evvel havanın temizliğinden ötürü samanlı sıradağları net bir biçimde görülebilirken, günümüzde (hava açık olsa bile) hava kirliliği ve inşaat furyasından ötürü adalar bile görülmüyor neredeyse. gözlere zulmeden kentleşme estetiksizliği de cabası.
edit: fotoğrafın çekildiği mevkinin konumunu söyleyen baykustan evrilen yazar'a teşekkürler.
istegelsin ped saklama rezaleti
-
rezalet mi? bu ülkenin şartlarında nezakettir olsa olsa! ama bizim içi kokuşmuş insanlarımız nezaketi rezalet olarak algılar, yorumlar. o kadar da kötü niyetliyizdir zira.
sözlükçülerin yediği tarihi ayarlar
-
üniversite'nin başları, ya 1. ya 2. sınıf, ertesi gün final vardır, türlü maymunluklar denenir, uyku tutmaz, en son kız arkadaş arar...
-niye uyumadın kablo?
+uyuyamadım yahu bi türlü, napsam kar etmiyor.
-masal anlatayım mı? (gülerek)
+valla anlat bir de onu deneyelim (neden olmasın?)
-bir zamanlar bir ayıcık varmış, kırlarda, çayırlar falan bişeyler bıdı bıdı bıdı (25 dakika civarı)
+zzzzzz
hakikaten işe yaramıştı, uyumuştum, ertesi günü;
-naptın kablo nasıl geçti sınavın?
+valla geçerim, iyiydim yani. onu bunu bırak da, dün gece bir ayı vardı ya, n'ooldu o?
-uyudu.
+...
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"az önce düğün kasetimi geriye sardım, ne güzeldi lann... karım yüzüğü çıkarıyor, sülalesiyle arabalara binip gidiyorlardı."
#tayyiperdoganistifa
-
yargılanacak