hesabın var mı? giriş yap

  • allodoxaphobia kelimesi doxophobia'nın bir türevi olarak kabul edilebilir, ancak her iki kelimenin farklı anlamları vardır. doxophobia, fikirleri ifade etme korkusu anlamına gelirken, allodoxaphobia, diğer insanların fikirlerini duyma korkusudur. allodoxaphobia, yunanca farklı anlamına gelen allo, fikir anlamına gelen dox ve yunanca korku tanrısı olan phobos kelimelerinden gelmektedir.

    fikir fobisi olan kişiler, sürekli olarak insanların kendileri hakkındaki fikirlerini duyma korkusu ve kaygısı içinde yaşarlar. sıklıkla fobilerinin temelsiz ve mantıksız olduğunun farkına varırlar, ancak bunun üstesinden gelemezler. sonuç olarak, kendilerine birçok kısıtlama koyarlar. fikir korkusu fobisi her yaşta ortaya çıkabilir. sadece yetişkinler değil, küçük çocuklar bile insanların fikirlerini almaktan korkabilir. korku bilinçlerine derinden nüfuz ettikçe, insanların yargılarından korktukları için soruları yanıtlamayı veya herhangi bir faaliyete katılmayı bırakma eğilimindedirler. allodoxaphobia, nadir ve olağandışı sosyal fobiler kategorisine girer. bu fobi, hastayı büyük ölçüde izole edebilir ve özellikle kişinin profesyonel yaşamını engelleyebilir.

    fikrini ifade edememekten korkan birçok amerikalı varken, nüfusun küçük bir kısmı diğer insanların fikirlerini dinlemek istemiyor. fikir fobisinin tetikleyicisi genellikle diğer sosyal fobilerin tetikleyicileriyle aynıdır: geçmişte yaşanan olumsuz ya da travmatik dönemler. büyüyen bir çocukta fobiyi tetiklemekten genellikle bakıcılar, öğretmenler veya ebeveynler sorumludur. çocuğa sürekli olarak verilen uyarı veya eleştiri sözleri, düzenli olarak bastırmaya yol açabilir. istismara uğramış veya travma geçirmiş bir çocuğun da allodoxaphobia geliştirmesi daha olasıdır.

    genellikle, eleştiriden ve misillemelerden korkan pasif veya hassas kişilerin allodoxaphobia'dan muzdarip olması daha olasıdır. okulda veya işte amigdala tarafından tetiklenen bir tepkiye neden olan eleştirilere maruz kalmış olabilirler. zihin daha sonra benzer stresli bir durumla uğraştığında aynı yanıtı tekrar tekrar tetikler. bunu bireyi korumak için yapar, daha sonra tepkiyi engellemek için kendisi hakkında görüşler duymaktan kaçınmaya çalışır. medya aynı zamanda fikir fobisini de tetikleyebilir. basılı materyallere, tv'deki grafiklere veya sosyal medyaya vb. erişim, bazı endişeli kişilerde aşırı paniğe neden olabilir. günümüzde çevre tanımına fiziksel çevre yanında sanal dünyanın da eklenmesiyle sanal zorbalık mağdurlarının da allodoxaphobia vakalarında artışa neden olabileceği öngörülebilir.

    doğal olarak, bu tür insanlar sosyal olarak geri durabilir, hatta bir miktar depresyona girebilir. iş yerindeki durumlardan kaçınabilir ve genel olarak birçok fırsatı ve terfiyi kaçırabilirler.

    allodoxafobik bir birey hem fiziksel hem de duygusal birçok semptomdan muzdariptir.

    allodoxaphobia'nın temel nedeni bilindiğinde, bir terapist, bireyin tetikleyici faktörlere daha kontrollü bir yanıt vermesine yardımcı olabilir. bu genellikle konuşma terapisi, psikoterapötik danışmanlık, grup terapisi, sistematik duyarsızlaştırma, hipnoterapi gibi terapiler aracılığıyla yapılır.

    bununla birlikte, allodoxaphobia'nın üstesinden gelmenin en zor yanı, kişinin ilk etapta terapi aramayı reddedebilmesidir. aile üyeleri, onu kabul etmesinde çok önemli bir rol oynar. fobisi olanlar fikirlerini ifade etmeye teşvik edilmeli, sevdikleri ise dikkatli olmalı ve fikirlerini çok nazikçe ifade etmelidir. kişi hazır olana ve panik atak geçirmeden kendilerinden emin olana kadar, kişinin fikirleri küçük dozlarda ele alabilmesini sağlamak için küçük egzersizler yapılabilir.

    kaynak:
    https://www.fearof.net/…%20greek%20god%20of%20fear.

  • çok yanlış bir tutum.

    doğrusu ise, düşmanın karşısında içtimaya girip mıntıka temizliği yapmaya başlamak olmalıydı.

    yabancı komutanlara çay-kahve servisi yapıp lojmanlarının foseptiklerini de temizler, çocuklarına özel ders verirken karılarının şoförlüğünü yapardınız.

    aldığınız bu yüksek askeri eğitim karşısında afallayacak düşman topraklarınızdan hemen çekilir, siz de çift çarşıyla ödüllendirilirdiniz.

    afiyet olsun.

  • bir arkeolog olarak, nefes kesici bir haber olduğunu söyleyebilirim.

    başlık sahibi süsere de seviyeyi yukarı taşıma çabalarından ötürü teşekkür eder, saygılarımı sunarım. gına gelmişti zeynep bastık’ın eli ayağı vb başlıklardan.

  • bu çıkın dolaşın diyenler herhalde abdde veya bir avrupa ülkesinde yaşadığımızı sanıyor galiba ya da zengin çünkü herkesin gözünde potansiyel bir sapıksın bir selam vermene bakar.

  • ulan madem müdahale edeceksin neden faiz düşürüyorsun, madem yüksek kur istiyorsun neden müdahale ediyorsun? ne yaptığını bilmeyen, liyakatsiz adamların elinde oyuncak olmuş bir para birimi ve sefil bir halk.

  • "...her maça ülkenin milli takımını kaos içnde hazırlamayı vazife edinmiş, kendisi ile çekişen, hatta söylediklerinin anlamını çözemez hale gelen bir ombudsman izlenimi veren, ülke içinde tartışılır hale gelen, saygıyı, sevgiyle değil de korku ve tehditle almaya çalışan sayın fatih terim, son 3 yıldır hiçbir şey vermediğin türk futboluna belki de en iyi katkıyı emekli olarak verebilirsiniz..."

    http://sosyal.hurriyet.com.tr/…inanmiyoruz_40244230

  • plastik, aklınızın alabildiği her şey artık plastik içermektedir ya da plastikten üretilmektedir. peki bu ürünler neler mi? ataç, mobilya, giysi, ....... uzay aracına varıncaya dek her şeyin içerisinde plastik mevcut.

    peki nedir bu plastik?
    karbon, hidrojen, oksijen, azot ve diğer organik ya da inorganik elementlerin oluşturduğu monomer adı verilen; basit yapıdaki molekül gruplarındaki bağın koparılarak polimer adı verilen uzun ve zincirli bir yapıya dönüştürülmesi ile elde edilen malzemelere verilen isimdir.belki bu video anlamanıza yardımcı olabilir.

    plastik zamanında 100 yılın buluşu olarak nitelendirilmişti, bunun nedeni düşük maliyetleri, imalat kolaylıkları, çok yönlülükleri ve suya karşı geçirimsizlikleri gibi özelliklerinin diğer maddelere göre öne çıkmasıydı.

    bu ürünlerin şimdide geçmişine bir bakalım . ilk plastiklerin mö 1600'lerde yumurta, süt ve kan gibi doğal malzemelerden yapıldıklarını görüyoruz. tabi bunların ismi o zamanlar plastikmiydi tartışılır. neyse, bizim bildiğimiz anlamda ilk plastik 1907 yılında new york'ta 'plastik' terimini kullanan leo baekeland tarafından icat edildi. ilk üretilen ürünse bakalit adlı bir kimyasal üründü. bundan önceleri endüstri devriminin ilk yıllarında pirinç kilit üreticisinin oğlu olan alexander parkes, parkesine ( nitroselüloz ) isimli ilk insan yapımı plastik ürünün patenini aldı, tabi bu üretilen plastik tamamıyla sentetik değildi ve dünya plastiğe böyle adımını attı.

    zaman ilerledi ve pek üretim alanları bulamayan bu ürünler. tabi ki her zaman olduğu gibi savaşların gelmesini bekledi. bu ürünlerin üretilmesi ve geliştirilmesi bir anda hızlanmaya başladı. 1. dünya savaşından sonra ham madde problemleri ve kimyasal teknolojilerdeki gelişmeler birde 2. dünya savaşının patlamasından sonra, 1940'larda ve 1950'lerde plastik ürünlerde bir seri üretim aşaması başlandı ve bu gün gördüğümüz plastik endüstrisinin temelleri atıldı.

    her şeyde olduğu gibi iyi, güzel ve hoş gelişmeler yaşandı. herkes artık her şeye daha ucuz bir şekilde ulaşmaya başladı. artık eskinden olduğu gibi herkesin gardırobunda iki çeşit elbise yok , evlerinizdeki mobilyalarınız tam, yani hayatımız olduğunca zenginleşti. fakat insanoğlu olarak her zaman olduğu gibi ileriyi görmekten biraz yoksunuz. çünkü çoğu plastik ürün dayanıklıdır ve çok yavaş bozulur, kimyasal yapıları nedeniyle birçok doğal bozulma sürecine karşı dirençli haldedirler. bundan dolayı bunların kafamızı ağrıtacak birer çöp yığını olduğunu göremedik
    veye görmezlikten geldik. artık okyanuslarımızda devasa çöp adaları oluşmaya başladı.kaynakvideo

    insanlığın gelişmesinde hep mi böyle acı ama gerçeklerin kafamıza dank etmesi lazım. siz siz olun etrafa çöp atmayın çevrenizdekileri uyarın.

  • devlet mevlet kalmamis ortada. kurumlar curumus gitmis, meydan at hirsizlarina kalmis.

    5 bin yillik devlet geleneginin geldigi son nokta.

    ha bir de kilicdar halkini dinlemiyur amk