hesabın var mı? giriş yap

  • pilotların 70 bin tl ya da doktorların 20 bin tl almasını değil de bir mühendisin 3 bin tl almasını ya da bir öğretmenin 4bin tl ile çalışmasını konuştuğumuz gün belki de herkes hak ettiğini alacak. yani onlar fazla almıyor sen az alıyorsun güzel kardeşim anlayın artık şunu. nedense fakirin fakire ettiği zulmü kimse kimseye etmiyor. patronu savunacağınıza çalışanları savunun bir kerede

  • iş yerinde mola bahanesi olması.

    bizde misal sigara içmeyip de boş boş aşağı inip çay içene yönetim de dahil herkes pis pis bakar.
    ama sigara içenin ihtiyacı vardır, geniş geniş molasını yapar.
    ve evet sırf bu sebepten paket taşır oldum.

  • findeks notunuz için borç limit dengesi iyi kurulmalı. kredi kartınızı her ay limitine kadar kullanmak findeks notunuzu düşürür. bu nedenle kredi kartlarında her zaman belirli bir kullanılmayan limit bırakılmalıdır. bence bu oran %50-60 olmalıdır, bazıları %80'e kadar çıkartabiliyor ama tavsiye etmiyorum.
    kredi kartı verilmiyorsa en azından 1000 tl nakit blokeli kredi kartı alınmalı, 500-600 lirası kullanılmalıdır. borçları düzenli ödenmelidir. 12 ay sonunda limiti daha yüksek kredi kartı almanız muhtemeldir. aynı zamanda findeks puanına olumlu etki gösterecek ve kredi çekebileceksiniz.
    eğer kredi çekme niyetiniz varsa veya gelecekte oluşabilecekse uzun süredir kullandığınız kredi kartlarını (10-15 yıllık) ciddi bir neden yoksa kapatmayın. bankalar uzun süredir kullanılan kredi kartlarına dikkat ederler.

    limitini arttırmak isteyenler birkaç ay şu taktikleri uygulayabilir.
    1-borcunuzu son ödeme tarihinden 1-2 gün önce ödeyin ve geciktirmeyin. eğer ödeyecek durumunuz yoksa kredi kartıyla hesap kesiminden sonra ödeme tarihinden önce altın alıp bozdurun, o para ile borcunuzun en azından asgarisini ödeyin. gelecek aylarda tasarrufunuzu arttırın.
    2-nakit avans çekmeyin.
    3-kredi kartını aktif olarak kullanın.
    4-faturalarınıza ödeme talimatı verin ve zamanında ödeyin.
    5-hesap ekstresi kesilmeden %80-90'lara gelmiş borcun bir kısmını ödeyin tekrar harcayın ve bunu tekrarlayın. hesap kesiminde %50-60 limitle ekstre oluşsun.

    ilk kredi kartımı 2014 yılında aldım ve o tarihten beri bir yerde sigortalı veya esnaf olarak çalışmadım. freelance çalışıyorum, hesabıma giren para sabit tarihlerde yatmıyor ve bazı aylarda para girişi olmuyor. bddk'nın koymuş olduğu geliri olmayanlar için sanırım 2000 tl olan limit banka inisiyatifi ile 32 bin tl olmuş durumda.

    son olarak, ayağınızı yorganınıza göre uzatmayı unutmayın. adı üstünde kredi kartı, sizin olmayan bir para.

    tanım: genellikle plastikten yapılmış ve üzerinde kişisel bilgilerin olduğu ödeme aracı.

  • uzun hali minibüste herkes indikten sonra tek kalan yolcunun huzursuzluğu olacak olan başlıktır.

    küçüklüğümde anneannem sürekli uyarırdı dershaneye giderken falan tek kalma in herkes inince diye.oradan aklımda kalmış olacak ki lise yıllarında saat akşam 7 civarında üsküdardan kadıköye dönerken bir dolmuşçunun manyak manyak sürekli dikiz aynasından kesmesi sonucu resmen yolun ortasında inip son inenle, deli gibi yürümüştüm.

    bir kere de sabah çok erken saatlerde ilk minibüse binecektim kadıköyden iğrenç herif(minibüs şöförü) nereye gidiyorsun güzelim diyip iğrenç bir sırıtışla süzünce yine binmeyip yürümüştüm.

    yalnız olduğumu zannetmiyorum.minibüste hep en sona kalınca huzursuz olurum.

  • hayvanların tarihi insanların tarihinden çok daha eskiye dayanmaktadır. insanlar olmasaydı dünyada herhangi olumsuz bir değişiklik olmayacaktı. peki ya hayvanlar olmasaydı.*

    bilindiği üzere bitkilerin tozlanmasına yardımcı olan canlılar, arılardır. arıların olmadığını varsayarsak, bitkilerde olmayacaktır. hayvanların olmadığı bir dünyada, bitkilerinde olmadığını varsayarsak, elimizdeki stoklarla en fazla 4,5 yıl yaşayabiliriz. diyelim ki tozlaşma ve döllenme sorununu çözdük. peki yine mutlu mesut yaşayabilir miydik. hayır.*

    kırmızı et ve beyaz et olmayacağı için, insanlar protein eksikliğine bağlı olarak, zayıflamaya ve çeşitli hastalıklara yakalanmaya başlayacaktır. insanlar günden güne güçsüzleşirdi. buna bağlı olarak, cılız ve oldukça güçsüz nesiller orataya çıkardı. protein ihtiyacı, meyve ve sebzelerden de kısmen karşılanabilir. fakat hayvansal gıdaların olmadığı ve bitkilerin çok zor döllendirildiği bir ortamda, bir fasulye tanesi bile altın gibi değerli olacağı için, insanların çoğu protein eksikliği çekecektir. bu sorunuda ortadan kaldırdık diyelim, gene günümüzdeki gibi yaşayabilir miydik. hayır.*

    hayvanlar havadaki oksijeni kullanıp, karbondioksit salarlar. oluşan karbondioksit bitkiler tarafından tüketilir ve oksijen salınımı gerçekleştirilir. bu döngü devamlı sürer. hayvanların yok olması halinde, bu döngüde bozulmaya uğrar. bunun yanında azot ve su döngüsüde zarar görür. bu dengelerin değişmesi, insanlar ve bitkiler için ölümcül sonuçlar doğurur. bu sorununda üstesinden geldik diyelim, peki yine de mutlu mesut yaşayabilir miyiz. hayır.*

    gıda kaynaklarımızın yarısı olmayacağı için, dünyada tarih boyunca büyük bir beslenme sorunu olurdu. beslenme sorunuyla karşı karşıya kalan insanlık nüfusu, günümüze nazaran, oldukça düşük olurdu. bu sorunuda görmezden gelelim peki yine de hayatımıza eksiksiz bir şekilde devam edebilir miydik. hayır.*

    günümüzde hayvansal ürünler, ilaç sanayinde de kullanılmaktadır. hayvanlar olmasaydı şu anda kullandığımız bir çok ilaç üretilemeyecekti. peki yine de ilaç problemini çözdük diyelim, peki yine de sorunsuz bir şekilde yaşayabilir miyiz. hayır.*

    hayvan kalıntıların, petrolün oluşumunda büyük bir öneme sahip olduğu için.hayvanlar olmasaydı petrolde büyük bir kısmı var olmayacaktı. petrol sorununuda aştığımızı varsayalım. peki yine de sıkıntısız bir yaşam sürebilir miydik. hayır.*

    hayvanlar olmasaydı, dokuma sanayiside büyük sekteye uğrardı. bugün evimizde kullandığımız, ve üzerimize giydiğimiz, dokuma ürünlerinin büyük bir kısmı hayvanlardan karşılanmaktadır. dokumada da tamamen bitkisel bir malzeme kullandık diyelim. peki yine de rahat bir şekilde yaşayabilir miydik. hayır.*

    hayvanlar olmasaydı, bugün kullandığımız bir çok teknolojik araç olmayacaktı. teknolojinin gelişmesinde hayvanların rolü büyüktür. bugüne kadar icat edilen birçok araç ve gereç, hayvanların yapıları model alınarak icat edilmiştir. bunların olmadığı bir dünyada, alternatif teknolojik araçları icat ettik diyelim. peki yine de tüm eksiklerimizi tamamlamış olur muyduk. hayır.*

    tarih boyunca hayvanlar, bizim birçok işimize yardımcı olmuşlardır. hayvanlar olmasaydı tarihte yapılmış ticari ve mimari faaliyetlerin, birçoğu sekteye uğrardı. tarihte hayvan gücünden yararlanamayan insanlık, bugünkü konumundan bir adım geride olurdu. bugün dünyada bir çok önemli hayvanın, nesli tükenmek üzere, onların yaşamak için bize ihtiyacı yok fakat bizim yaşamak için onlara ihtiyacımız var.*

    kaynak

  • hem fiyatına, hem tadına ve hem de hazırlandığı iddia edilen yere bakarsak meyve şarabı olduğunu hiç sanmadığım alkollü içeceklerdir, en iyi ihtimalle meyve aromalı şaraptır.

    sürekli meyve şarabı olarak lanse edilmesi regüle bir piyasada haksız rekabetten, tüketiciyi yanıltmaya kadar geniş bir yelpazede başlarına sorun açabilir(di). amerika ve avrupa'da her alkol türünün içeriğini ve oranlarını belirleyen kurallar olduğunu da yeri gelmişken belirtelim.

    peki nedir ilk paragraftaki iki çeşit arasındaki fark?

    - meyve şarabı, adı üstünde meyveden elde edilir. şarap hazırlamak istediğiniz meyvelerden uygun bir miktar fermantasyon poşetlerine konur ve bu şekilde işlem başlatılır. bir litre meyve şarabında 2 kg civarı ilgili meyveden bulunması gerektiğini hesap edersek son ürünün de fiyatı buna bağlı olaraktan pek düşük olmayacaktır.

    - meyve aromalı şarap ise beyaz veya kırmızı şaraplara, sonradan meyve aroması + yüksek miktarda şeker ve renk basılmasıyla elde edilen şaraptır genellikle. hazırlanışı daha zahmetsiz olduğundan fiyatı ilk türe göre çok daha düşüktür.

  • bizimkinin çoraplara karşı özel bir ilgisi var. temiz, pis farketmeden alır oynar. suyuna atar, çıkarır, yine oynar.
    çamaşırlıkta asılı duranları da kapar, suyuna atar. sonra tekrardan yıkarım ben de :/

    geçen gün kullanmadıklarımdan verdim oynasın diye. artık nasıl mutlu olduysa suyuna bile atmıyor. gece bizime yatıyor, oyuncak ayısıymış gibi çorabını da getirip, sarılıp öyle uyuyor.

    nasıl bir sevgidir bu.

  • döner ocağı karşısında eldiven takmak mümkün değil, erir. zaten yasal olarak da eldiven zorunluluğu yok (hatta takılmamalı) .

    sadece valiyi umursamayan bir çalışan var ortada, valinin hazımsızlığı dönercinin kendisine diğerleri gibi yaltaklanmaması.

    bu minnoş valilerin hepsini devran dönünce izlemeyi dört gözle bekliyorum.