ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
beyin yakan helikopter sorusu
-
bu mantıkla gidersek trambolinle her zıp zıp zıplayıp 3 sn havada kaldığımızda shengen vizesi olmaksızın ülkeleri birer birer gezebiliriz.
(bkz: matematik diye bir şey buldum süper)
ikinci el araç satışlarından binde 5 vergi
-
alıcı öder. zamlar hayırlı olsun.
gerdek namazı videosu paylaşan gelin ve damat
-
gelin: allahım bana " aşkım orası değil yaaa " dedirtme, amin.
damat: allahım erkenden gelmek istediğim tek yer senin yanın, amin.
eda erdem'in meşhur pozu
-
https://twitter.com/…tatus/1419367381588193281?s=19 linkte görülebilecek ikonik pozdur. arkandayız kaptan!
fotoğrafın sahibi: (bkz: mert bülent uçma)
fotoğrafın yeri: (bkz: 7 eylül 2019 türkiye polonya maçı)
fotoğrafın hikayesi: https://youtu.be/esavssqkzfy
edit: türk kızlarına yol gösteren, örnek olan parmağı içerisinde bulunduran poz.
pargalı ibrahim paşa'nın sürekli balkona çıkması
-
muhteşem yüzyıl dizisinden öğrendiğimiz bir gerçek. rahmetli canı sıkıldığında alırmış kemanını çıkarmış balkona, tırmanırmış çatıya. o vernikli kelebek mobilya yemek masası rengindeki gıy gıy kemanıyla haremdekilerin aklını alırmış. alt kat komşusu hatice hanım ve saraydaki diğer kadınlar arasında inanılmaz popülermiş. pargalı çaldıkça onlar coşar, onlar coştukça pargalı vıccırı cıccıııık diye diye öttürürmüş kemanını. padişah sefer hazırlığı yapacak, pargalı balkonda gıy gıy saatinde. alt katta yine kompile harem kadınları toplanmış... şimdinin plajda gitar çalan adamı gibi düşünün:
- akdeniiiiiiiizzzzz akşamlarıııııı bir başkaaaa oluuyooooorrrr....
- pargalı çok tatlısın ya...
- sağolun kızlar.. hadi bu sefer birlikte... heleeee biiiir deeee aylardaaaannn recep (hicri takvime göre yani) ise bir başkaaa ...
kanuni'nin bu duruma bir süre sonra dayanamayıp onu hürrem'e şikayet ettiği, hürrem'in de pargalıyı kemanıyla dövdüğü söylenir. dizinin ilerleyen bölümlerinde buna yer verirler mi bilmiyorum. ama aslında gerçekçi yani. bir pargalıya bakın, bir hürrem'e. lisede sınıfın arkasında oturup sinirlendiğinde erkek döven aşırı gelişmiş kız tipi yok mu hürrem'de? böyle dişlerini sıka sıka sen görücek sülüman gelicik benim olucuk bilmem ne diyor... gözlerini belirttiğinde çok korkunç oluyor, adamı kündeye falan getirse mümkün değil nefes alamazsın. çok güçlü ve sağlıklı gözüküyor maşallah.
linkedin bakıcı ilanı rezaleti
-
ağır üslup değil de; yurdum insanının kötü huylarından bıkmış bir anne isyanı gördüğüm ilandır.
iğne yaptığı kadına whatsapp'tan yazan adam
lord eddard stark (sözlük yazarı)
ilk buluşmaya derin göğüs dekoltesiyle gelen kız
-
+ çok güzelsiniz gerçekten :)
- ahah teşekkür ederim, de artık sizli bizli konuşmaya gerek yok canım ;)
+ sana demedim zaten.
...
nobel edebiyat ödülü
-
evet bu ödül “genel olarak” yazarların tüm çalışmaları gözden geçirilerek verilir. mesela bizim ülkede orhan pamuk'un kar ile ödül aldığı söylenir durur. halbuki pamuk'un tüm kitaplarının arkasına bakarsanız nobel imzası var çünkü tüm çalışmaları onaylanmış gibi bir şey oluyor. hatta söylenene göre akademiyi en çok etkileyen kitabı kara kitap olmuş.
neyse yani yazarın tüm çalışmaları gözden geçirilip veriliyor dedik ama bunun istisnaları da var.
knut hamsun sadece growth of the soil eseriyle ödül almıştır. thomas mann sadece buddenbrooks'un başarısıyla almıştır. john galsworthy, the forsythe saga ile ve roger martin du gard ise les thibault ile almıştır. bunların dışında ernest hemingway'e meşhur the old man and the sea için ve son olarak mikhail sholokhov'a meşhur ve durgun akardı don serisi için ödül verilmiştir. tabi dediğim gibi bu 6 isim istisnadır. 121 yıl içinde sadece bu 6 yılda esere ödül verilmiştir. detaylı olarak araştırmak isteyenler nobel'in sitesinde facts kısmına bakabilirler.
edit: tabi ödül verilirken bu 6 yazarın tüm çalışma hayatı mutlaka etkilidir ama spesifik olarak belirttiğim eserleri nobel komitesi tarafından öne çıkarılmıştır.
voleybolda şort yerine eşofman giyilmesi
-
gece gece okurken beni sinir krizine sokan başlık. ortaokuldayken voleybol takımına girmiştim, gerçi girmemle çıkmam bir olmuştu çünkü babam şort giymemiz gerektiğini öğrenmişti. tayta bile ikna edememiştim ve bırakmak zorunda kalmıştım. sonra da dışarı çıkmam yasaklanmıştı :) sırf voleybol oynamak istedim diye. ha oynamaya devam etsem vargas mı olacaktım hayır. ama belki kızları izlerken içim bu kadar buruk olmazdı. olabilecekleri bu kadar düşünüp kendimi üzmezdim.
burada atıp tutanlara sesleniyorum: bu ülkenin kızlarının yaşadıkları bunlar. yardımcı olmuyorsunuz bari çenenizi kapatın ve sevinenlere karışmayın.
bu ülkenin ağ tutmuş zihniyetiyle hiçbir şey yapılmaz.