ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ona küçük operasyonlar yapın
-
uzun süreli iktidar ilişkilerini monotonluktan kurtarmak, ilişkiyi eski heyecanına ulaştırmak için uzmanların tavsiyesi.
(bkz: 17 aralık 2013 ihale ve rüşvet operasyonu)
age of empires'ta köylünün sıkışması
james webb uzay teleskobu
-
bu paraya milyonlarca aç doyurulabilir, su kuyuları açılabilir, dünyadaki sefalet sorunu kökten çözülebilir ve hepimiz birer ananaslı jelibon gibi sonsuza dek mutlu yaşayabilirdik... çok haklısın kardeşim. ne gerek var bilime? james webb'e harcanan parayla karnı doyurulan açlar, pamuksu bir rahatlamayla karnı doyar doymaz ilk işleri olan üreme faaliyetini daha büyük bir coşkuyla gerçekleştirebilir, böylece gıda, su ve medikal ihtiyacı karşılanması gereken milyonlarca yeni aç, onları bekleyen yepyeni kaynaklar yokken dünyaya gelebilir, yeni bir uzay yatırımına harcanacak parayla onlara da birer sandviç ve cappy meyve suyu dağıtılarak üreme enerjisi kazandırılabilirdi. sürdürülebilir sefalet için haydi sen de çık ve times meydanı'nda "uzay çalışmalarına hayır, millet aç aç" diye bağır.
z kuşağının ezip geçtiği çomar dayı
-
siz çocuksunuz, siz bilmezsiniz, geçmişi biliyonuz mu... ulan hiç mi değişmez cümleleriniz be, hiç mi başka bir bok bilmezsiniz amk zombileri.
ingilizce konuşurken yapılmış en büyük salaklık
-
orta okulda ders sırasında..
-neydi pantalon ingilizce de,sen söyle bakayım
-pentılın
guilty pleasure
-
minareyi çalanın kılıfı hazırlamasıdır. guilty pleasure artık popüler kültüre ve dilimize (türkçe'ye de "suçlu zevkler" olarak çevirelim) yerleşmiş bir kavramdır ve birilerinin "ıyyy, onları mı dinliyorsun", "öykkk, o diziyi mi seyrediyorsun" çemkirmeleri ve aşağılamaları karşısında kendimizi savunmamıza yarar. "kötü olduğunu ben de biliyorum," dersiniz. "sevmek suçsa, suçluyum hakim bey," diye de eklersiniz. yani bir nevi bile bile kendinizi cezalandırmaktasınızdır. ne bileyim, yazın kumsalda serdar ortaç dinleyip eğlenerek dans etmek gibi. ne bileyim, tüm sezon hiçbir bölümünü kaçırmadan desperate housewives izlemek gibi. ben bu iki eylemden birini öldürseniz yapmam, diğerini yapıyorum. suçluyum. ama zevk alıyorum. yapacak bir şey yok.
iz bırakan kitapların giriş cümleleri
-
''kazalar en beklenmedik zamanlarda ve tüm şiddetiyle bulur insanları.. tıpkı aşk gibi...''
(bkz: andrew davidson) (bkz: zebani)
emre aşık'ın eşinin emre aşık için katil tutması
-
90'lı yılların ergenleri hatırlar emre aşık ve aysun kayacı uzun yıllar (7 yıl) büyük bir aşk yaşamış fakat emre'nin ailesinin o yılların moda tavrı olan manken gelin istemeyiz tavrı sebebiyle evlenemeyip sonunda da ayrılmışlardı.
umarım gelinlerinden memnun kalmışlardır. asfjgxdyujg
kıraç'ın milli takım şarkısı
-
allah bu millete bir daha milli takım marşı yazdırmasın
-tarkan
kız kardeşime başörtülü diye tükürdüler
-
üçkağıtçı bir serzeniş.
allahtan yaşımız yerinde de hatırlıyoruz iç anadolu da uzun etek giymediği için bacaklarına kezzap atılan kızları.
sizi mağdur edebiyatçılar sizi.
kanada'nın bayraktar tb2 motor satışını durdurması
-
motoru mu durdurdu?
hani sadece optiği yabancıydı onu da biz üretebiliyorduk. kaldı ki o parça da en önemli parçalardanmış da neyse ...
şimdi motor da başkasından çıktı. hayırlı olsun damat prcileri nerede acep?
edit: türkiye maşallah her şeyi üretebiliyor ama hep yurt dışından almayı tercih ediyor.
tabi lan manyak mısın tabi ki böyle.
gök yeleli bozkurt
-
gerçekten de yazılarından yansıttığı gibi bir ruh hali varsa görüldüğü anda sokak değiştirilmesi vaciptir.
çocukluğuna inelim;
baba: oğlum git şu bakkaldan bir gaste al da gel.
g.y.b: bir türkçü asla emir almaz çaşıtlık yapma.
baba: ne diyorsun ulan sen?
g.y.b: aptal aptal sorular sorma. ne dediğimi anlayamadıysan burada işin yok, sen git 4 harfliler gelsin.
baba: hanım katanamı getir
g.y.b: bir türkçüyü japon kılıcıyla öldüremezsin, hun yayı yok mu?