ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
emine hanım'ın çakma çanta kullanıyor olması
-
aptal dostun olacağına zeki düşmanın olsun diye boşa söylememiş atalar.
satrançta at mı fil mi daha değerlidir sorunsalı
-
bir fil ile at kıyası olduğunda atın,
iki fil ile iki atın kıyasında ise iki filin daha değerli olduğu ile açıklanabilecek sorunsal...
debe edit: böyle yoğun ve üzücü bir gündemde böyle bir entry'nin debe'ye girmesi aslında beni şaşırtmadı.
efsaneye göre vaktiyle eşit güçte görünen ordular birbirlerine çok zarar vermesin, insanlar yaralanıp ölmesin diye, düşman güçlerin komutanları kendi aralarında satranç oynar, oyunu kazanan taraf savaşı da kazandı sayılırmış ve kimsenin burnu kanamadan savaş son bulurmuş. her gün acıların katlanarak çoğaldığı bir günde satrançla ilgili basit bir bilgi içeren entry'nin debe olması da, bizlerin efsanedeki insanların genlerini taşıdığımızı gösteriyor belki. umarım kan ve göz yaşından dersler alır, sorunları savaşlar yerine aynı satrançtaki gibi felsefe, zeka, bilgi, teknik, matematik, sanat ve mutlulukla çözeriz; kimsenin kılına zarar gelmeden.
akp'nin oy çalması kanıtlanırsa akp'linin yorumu
yıldız tilbe'nin hülya avşar'a maymun demesi
-
içimizin yağlarını eriten açıklama. ben 70 kiloya düştüm.
balıkesir'de kaportacılık yapan vatandaşın isyanı
-
filistin bayrağı alıp konvoya katılsaydı ceza yemeyecekti halbuki. şans işte.
filistin protestosu serbest, çocukların karnını doyurmak yasak.
fatih tezcan'ın yıllık büyüme hesabı
-
çeyreğin dörtte bir olduğunu biliyor en azından.
(dolu tarafı)
devlete ayaklanan kürtlere halkın müdahale etmesi
-
sözde devlete ayaklandığını iddia edip çoluk çocuğun gittiği okula molotof atan kürtlere haliyle tepki gösteren halka "foşiktir bunlar..." diyenlerin anlamlandıramadığı olaydır.
before sunrise
-
bazen sırf o sokaklarda tekrar yürüyebilme hayalinizi canlandırabilmek için yeniden ve yeniden izleyip içinde kayboldugunuz mükemmel bir yol filmi.
kimsenin yemediği küçük esnaf üçkağıtları
-
hesap makinesi üçkağıdı
misal, takım elbiseyi beğendiniz. içine gömlek ve kravatı da kattı fiyatı söyledi.
"çok söyledin hocam, olurunu söyle" dediniz
hemen hesap makinesini alır, tuşlara hızlı hızlı vurur, çıkan rakama bakar, siler yeniden bir hesap daha yapar, sonuca bakar belki sizede gösterir.
"abi son yapacağım fiyat budur"
ulan zaten yaptığın en fazla yüzde on, ne öyle büyük ekonomist ayakları, bankacı numaraları. sanki sekizinci beş yıllık planı hazırlıyorsun, sanki dpt uzmanısın.