hesabın var mı? giriş yap

  • -kopeklerini evlendireceklerini soyleyen komsunun evlilik davetiyesi verip dugune davet etmesi. (oha) neyse peki oyle olsun bakalim diye gunu geldiginde yola cikip gidildiginde, dugune uygun olmayan kiyafetle (!) gelindigi bildirilerek kapidan giremezsin diye geri cevrilmek istenmesi. arkadasla birbirimize donup "ne diyo la bu, bu nedir la" bakisi atmamiz. neyse dugun(!) sahipleriyle baglantiya gecip bir sekilde iceri girmemiz. ve evet tipik amerikan dugunu gibi millet masalarinda icki icerken kopek sahiplerinin evlilik yeminlerini kopekleri adina etmeleri, kopeklerin cok sekil giydirilmesi ve milletin harbi harbi evleniyorlar diye mutluluk goz yasi dokmesi bunlar olurken benim dayanamayip hayvan gibi gulmem ve pis bakislarin hedefi olmam. "sorry, they are so sweet" diye yalandan kivirmam.

    -arabayi park ederken arkadan arabaya tak tak diye vurulmasi. polisin park cizgisini az gectim diye ( 1-2inch disarda) ceza yazmaya kalkmasi. benim "baba napiyon yapma, isa askina lutfen, kurban olam" serzenislerime aldirmamasi benim de caresiz beklerken cakallik yapip "iyi de sen arabama vurdun ben daha park etmedim" demem uzerine bir sure dusundukten sonra "hmm aslinda haklisin ama bak bi daha yapma" diyip cezadan yirtmak, benden sonra gelen kurbani tam olarak arabadan cikmasini beklemesi ve o ciktiktan sonra parkin disarda mi diye kontrol edip disarda olduguna karar verip kadinin yakarislarina aldirmadan ceza yazmasi. (benim bokuma kadina patladi)

  • her erkeğin hayatı boyunca en az bir kere denemesi gereken eylem.
    bir kere ütüledim daha doğrusu ütülemeye çalıştım, şerrefsizim o deneme benim ufkumu açtı, ne kadar beceriksiz, dallama, biri olduğumu anladım. işte o zaman, o ütü ve ütü masası ansızın dönüp bana baktı, "anladın mı?" dedi, "anladım" dedim ve o günden sonra hiçbir zaman, hiçbir yerde, hiç ağlamadım.

  • 16587 km uzaktan mağduriyet yaratılmasıdır. bir sonraki rekor denemesi aya çarpan meteor parçası ile olacak.

    "biliyorsunuz; hicri takvim ay yılı üzerindendir. ay'a yapılan bu meteor saldırısı şer odakları tarafından müslümanlığa yapılmış bir saldırıdır. hebele höbele..."

  • bir şeyin orijinaline sadık kalınmasını beklemek nasıl ırkçılık olabilir? asıl ırkçılık, bakın sen zencisin ama ben sana da değer verip buraya sıkıştırıyorum demektir. keşke bunu fark edebilsek.

  • film, en iyi film ve en iyi görüntü dallarında oscar kazanmıştır.

    filmle ilgili bazı notlar:

    - o dönemde almanya'da iktidarda olmamalarına rağmen naziler, filmin gösterimini engellemek için sinema salonlarını farelerle doldurmuşlar.

    - lew ayres bu filmde rol aldıktan sonra 2. dünya savaşı döneminde faal bir savaş karşıtı olmuş. tabi bu tavrı büyük tepkilere yol açmış, amerika'nın birçok bölgesinde ayres'in filmleri gösterime sokulmamış.

    - yönetmen lewis (mile)stone, askeri malzemelerinin gerçeğe uygun olup olmadığını öğrenmek için los angeles'da yaşayan eski alman askerlerine çağrıda bulunmuş. sete o kadar çok asker gelmiş ki, stone birçoğuna filmde rol vermiş.

    - sınıftaki karatahtada göze çarpan, filmin kısa bir özeti niteliğindeki "bana şu uzaklara giden akılsız kahramanı anlat" sözü homeros'un "odyssey"'inden alınmış.

    - ünlü final sahnesinde ise ayres'in kelebeğe uzanan eli aslında yönetmenin eliymiş.

  • aynı olay beşiktaş'ın başına gelse, haftalarca gündemde tutacak galatasaraylı yazarların geçiştirmeye çalıştığı olay.

    başka zaman her olayda avrupa'yı kıstas olarak alırlar, ama şimdi diyorlar ki " bizdin kırkın ilgilizlir ". lan ölü arsenal geldi 4 attı gitti 4 attı, ne korkacak?

  • http://www.cnnturk.com/…dalarda-atlarin-buyuk-drami

    atların yetersiz beslenmesi/bakımsız olması, fayton çekmeye uygun olmayan atların kullanılması, tüm gün bilhassa yaz döneminde fazla koşturulup çatlamaları, yürüyüş hızında gitmesi gereken faytoncuların, araba süratinde gitmeye çalışması sonucu mahvolan atlar, kaza yapan faytonlar ve her yıl, kaza yapan faytonlar yüzünden pisi pisine hayatını kaybeden insanlar.

    adaları gezin ama bisikletle gezin!