ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türkiye'den çıkacak nba takımlarına isim önerileri
-
laikler için:
sahil rocks
tezahüratları:
sahil rocks
bozkır sucks
islamcılar için:
green bursa rules
tezahüratları:
go green bursa rules
gavur izmir always lose
dtp'liler için:
hakkari lakers
tezahüratları:
one two three
let apo free*
şiirin kalitesizliğini ele veren unsurlar
-
umarsızca sözcüğünün olur olmaz yerde ve sıklıkla kullanılması bunların başlıcalarındandır.
diğerleri ise kısaca:
*marifetmiş gibi oksimoron ifadelere abanmak (zifiri aydınlık, kalabalık yalnızlık, sessiz çığlık vs.)
*sonsuza kadar uzayıp giden zincirleme şiir tamlamaları (sonbahar hüznüne tutsak umarsız bir kelebeğin kanadında çarpan yüreğimin vs. vs.)
*hep ayrılık teması içermesi (sen gittin ya, şimdi sen yoksun ya.. diye başlayıp depresifliğin dibini bulmak)
böyle gider.
araştırma görevlisi olunca dağcı ayakkabısı giymek
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: nüfus müdürlüğünde calısan var mı la
1. nufus müdürlügünde calısan var mıdır aranız da yada tanıdıgı olan önemli lan picler
2. babanı öyle bulamazsın lan piç boşuna uğraşma
otobüste yer vermeyen gençlik
-
yaşlı bir amca tarafından onay gören gençlik. otobüste bizzat başıma gelmiştir.
ankara'da yaşayanlar bilir. 65 yaş üstü, egolara ücretsiz biner ve otobüs güruhunun (mesai saatleri dışında) % 50 sini bu topluluk oluşturur. yine yorgun argın dersten çıkıp eve gitmek için otobüse bindiğim bir gün, amcanın biri bindi ulustan (yanında 10-15 tane daha amca var tabi) önümdeki genç yer vermek için doğruldu, amca gel şöyle otur diye. amca gencin omzuna bastırarak hayır evladim dedi. siz oturun. biz ücretsiz diye ekmek almaya bile otobüse binip,ulusa geliyoruz. orada vakit geçiriyoruz işte.. siz akşama kadar ders işleyip kafa patlatıyorsunuz, akşam gidip gece yarılarına kadar ders çalışıyorsunuz. sizin hakkınız oturmak. bizim değil..
kafe bar açacaklara isim önerileri
-
(bkz: merveler)
mark zuckerberg
-
bugun palo alto'da farmers market'te esi ve cocuguyla birlikte gordum. gitti, 5 dolara durum (burrito) satan cadirlardan birinde kuyruga girdi yemegini aldi, sonra oradaki butun insanlar gibi oturdu kaldirimda yol kenarinda efendi efendi yedi. sandalyeye bile oturmadi. gunes gozlugu, sapka falan da takmamis, hic kasma yok. bu alcakgonullu tavri acaip hosuma gitti.
sonra aklima turkiye'de mark zuckerberg'in binde biri kadar parasi olup koruma ordusuyla dolasan zorbalar geldi. vay be dedim, zenginligi kaldirmak boyle bir sey iste.
aramazsan aramayan sormazsan sormayan insanlar
-
benim bu, hatta arayanlara bazen dönüş yapamıyorum. bunu okuyan varsa özür dilerim dostlar, sizi sevmediğimden değil sadece hayat ve enerjim yetmiyor sosyalleşmeye.
benim yapım böyle, kendi kendine yeten bir insanım hatta bu karantinadan son derece memnunum, evde olduğum her günden keyif aldım. bir de biriyle sosyalleştikten sonra bir süre kafa iznine ihtiyaç duyuyorum sosyalleşmek yoruyor beni. bu saatten sonra da kendimi değiştirmekle uğraşamam, zaten işim başımdan aşkın tez-makale yazıyorum, kaynak tarıyorum, ödevler falan tüketiyor beni.
simge sağın
-
fanatizm gerçekten tedavi edilemeyen bir hastalık. n'olmuş kadın kendisiyle özdeşleşen, her golünden sonra çalan bir şarkıyı gidip futbolcuyla beraber söylemişse. ne kadar ilginç kafalar ya. hemen taraftarlığı sorgulanmış. napacaktı gidip düşman mı olacaktı?
türk telekom'dan gelen tehditkar mesaj
-
"beni facebook ve twitter'dan engellemişsin ama sen raad ol kızım ben istediğim zaman sana ulaşırım" diyen terkedilmiş barzo mesajını anımsatandır.