hesabın var mı? giriş yap

  • çok romantik takılan arkadaşlar var aramızda. kafalarında kurdukları hayali karakterlere yeşilçam oyuncularını yerleştirmişler. tasanın, derdin olmadığı, herkesin mutlu olduğu bir ortam zannediyorlar set arkasını. mesela emel sayın'ın maksim zamanlarını, hırslarını, şahitlerinden dinleyebilirler. mesela yeşilçam, yeşilçam diye duygusal fantezilere girmeden, yönetmenlerin egolarını, yapımcıların sömürülerini araştırabilirler. bu fotoğrafta mutluluk yok ki arkadaşlar. riyakarlık var, hüzün var, çaresizlik var ve bunlar insani duygular. tarık akan'ın kendi yoluna gitmesi de o zamanları kapsar aslında.

  • bilmeden, uykumda yaptığımı sandığım, ruhun bedenden bir süre ayrılıp geri gelmesi hissi olarak tanımlayabilirim.

    bir arkadaş beni ziyarete geldi. yatıya kalınca kendi yatağımı ona verdim. kendim için pencerenin önüne yer yatağı yaptım.

    uyandım. susamışım. su içmek için mutfağa gitmem gerekiyor. sokak lambasının ışığı odaya düşüyor. oturma pozisyonuna doğruldum arkadaşa baktım. yan yatmış.yorganı da acaip bir şekilde kollarına dolamış uyuyor. penceredeki tül aydınlık desenleri seçiliyor.kalktım perdeye doğru. baktım, bende yatıyorum. hatta üstüm açılmış. ağzım açılmış.o an algılayamadım. oda kapısına kadar gittim 2 adımdan fazla değil. yürümediğimi farkettim.ayaklarıma eğildim ayak yerine dumansı bir görüntü bedenime bağlı. nasıl korktum o an nasıl korktum. dualar ediyorum, besmele çekiyorum. o panikle uyandım. vucuduma nasıl döndüm o kısmı hatırlamıyorum. odanın şekli arkadaşın uyuma şekli üstümdeki yorganın açıklığı aynı. diğer odaya gidip ışıkları açtım ve sabaha kadar uyumadım.

    hoş bir tecrübe değil. kendine yukardan bakmak insanı ürkütüyor.

  • --- spoiler ---

    siyasetci allah'a hesap veririm diyerek kacamaz, allah'a hepimiz hesap verecegiz. sen halka da hesap vereceksin
    --- spoiler ---

    gol ustune gol bir yayin. nagehan'in surati eksidi yayin boyunca.

  • bunu kılıçdaroğlu 2015'den beri bas bas söyleyince, meydanlarda yuhalatılıyordu. cumbabamız açıkça bizlere çiftdüşün demektedir.

    gıda, tarım ve hayvancılık bakanı ahmet eşref fakıbaba: "biz dışarıdan şu an 3,5 milyon bizim suriye'den gelen misafirlerimiz var, kendileri gitse biz onları göndermeyeceğiz, bizim ihtiyacımız var" 1 ekim 2017

    ak parti manisa milletvekili doç. dr. selçuk özdağ: "biz kılıçdaroğlu gibi ‘alın başınızı gidin’ diyecek tabiata sahip değil, o insanlara devlet şefkatini, millet olma bilincini verecek güce sahip bir iktidar partisiyiz." 12 mayıs 2015

    içişleri eski bakanı efkan ala: "herkes biliyor ki; sınırın öte tarafında savaş var ve insanları savaş bölgesine gönderemeyiz. türkiye’de halkın sığınmacılarla birlikte yaşamasına, yaşam koşullarının iyileştirilmesine dönük çalışmalar da hızla sürecek." 5 nisan 2016

  • benim babama 14 yasinda tren carpmis, uzerinden gecerken iki bacagini da koparmis, yanindaki en yakin arkadasi oracikta vefat etmis. annem ile evlendiginde 31, ben dogdugumda 32 yasindaydi. babam memurdu, acik goruslu, okumayi seven ve nazik bir adamdi. annemle birbirlerini cok severlerdi, ikisi de birbirine hic kiyamaz, birbirlerinin isteklerini yerine getirmek icin yarisirlardi. beni cok seven ve bunu soylemekten cekinmeyen bir babaydi. etrafimda gordugum ailelerin cogundan daha iyi bir yasantimiz oldu. tabii ki hersey her zaman olumlu degildi. babamla bisiklete hic binemedim ornegin, kendi de doyasiya binememis. bazen bana bisiklete binmeyi cok ozledigini, istedigi kadar yuzemedigini anlatirdi. ama en kotusu diger insanlardi. mesela annem evlenirken komsulari alay etmis babamin yuruyusuyle, ben tum cocukluk yillarimda akran zorbaligina maruz kaldim. babamin neden oyle yurudugu ile ilgili bitmek bilmeyen sorular, sakalar vs. bu yuzden elalem ne der bizim evde hic onemli bir konu olmadi. cunku daha biz hicbir sey yapmadan elalem zaten konusuyordu. doyasiya gezdik, eglendik, babam bana hep en yakin arkadasiymisim gibi davrandi. bildiklerimin cogunu ondan ogrendim. ozetle engelli biri ile evlenmek kotu birsey degil, insanlar cahil, egitimsiz ve mankafa. eger secim sansimiz olsaydi annem de ben de yine ayni hayati secerdik.

  • ulan yine geldiniz mi? her cumartesi her cumartesi, kucuk cocuklarin zili calip kacmalari gibi, yeter ulan, tamam ezigiz, looser iz, olm bi rahat birakin mina koym bari...

  • bazen geyik olsun diye yapılandır ama geri tepebilir.
    sturbucks'da kuzenimle ismi alan çalışan arasında:

    - isminizi alabilir miyim?
    - hattori hanzo diyelim?
    - sadece hanzo desek?

  • kız desen dalgınlıktan uçmuş kaptırmış gidiyor, yanındaki gözetmen ne kendi tarafındaki frene basıyor ne el frenini çekiyor ne de direksiyona müdahale ediyor. kaza oluyor ona rağmen kıza sağa çek diyor. * toros desen ayrı bir değişik, yolun ortasında naptığı belli değil.

    kısaca nerden tutsan elinde kalıyor.