hesabın var mı? giriş yap

  • basit hesapla karşıyakalı oluyor bu kişi ;

    kars : 36
    izmir : 35

    (36+35) / 2 = 35.5

    ve karşıyakamızın 103. yılı *

  • benim ailem bu. yaptılar bizi saldılar ortaya. elde avucta bir şey yok. ben çocukken ayrılıp yeni hayatlar kurdular. halen yoksullar. arada bir para gönderiyorum. zengin falan da değilim hani, maaştan artan 2 3 kuruşu. evlenmek istiyorum ama nasıl olacak bilmiyorum. milletin anası babası çocuğunun dairesini, arabasını alıyor. hiç olmadı altın takıyor, bir seyler yapıyor. bizimkiler yapamaz biliyorum. bir de bana hayat dersi veriyorlar kendilerince. artık yaşın geldi evlen diyorlar. tabi aq, sizi tatmin etmek için evleneyim. düğün ve ev kurma borcunu siz ödemeyeceksiniz ne de olsa.

    tanrı bana da şu fakirlerdeki boş ve temelsiz özgüvenden versin. ama ne yapacağımı biliyorum. bu dünyaya ailem gibi eniyle boyuyla düşünmeden çocuk getirmeyecegim. ben çektim o çekmesin. durumum çok iyi olursa ayrı tabi.

    edit: onlarca mesaj aldım, çok teşekkür ederim. biraz düşününce onların da süper haksız olduğunu düşünmüyorum. çünkü insan nasıl büyütülür, nasıl bir çevrede yetişir ise öyle davranıyor. doğruyu öyle kabul ediyorlar. ama kendilerini değiştirip bir adım öteye geçmiyorlar. bu yüzden ebeveynlerin günahını çocukları çekiyor. ne olursa olsun büyüklerin yaptığı kötü şeyleri tekrar etmeyelim.

  • gelişmiş bir ülkede şu yaptığı iki gün konuşulmaz. ama yarın sıradan bir havuz medya organını açın ve hedef göstermeyi görün. katli vaciptir diye fetva verilmesinden korkuyorum.

    şuna ibne diyenler... şundaki taşağın yüzde biri yoktur sizde emin olun.

  • genelde şu şekilde cereyan eder:

    "nbr yarraaam nabiyon?

    saygılarımla / yours faithfully

    retin fıtınoğlu
    yüksek mühendis / senior engineer

    ************************************************************************
    gizli gizli gizli telif hakkı telif gizli telif virüs taraması yapılmıştır telif gizli hakkı virüs. olağanüstü büyük bir şirkette çalıştığım için burada iki paragraf geyik var. sanki kimse okuyo ha. ayrıca sent from my veri expensive bilgisayar.
    ************************************************************************
    confidential confidential confidential copyright confidental virus scanned very vell oh yeah virus. since i have been working for an olağanüstü big company, there are two paragraphs of deer here. sanki anyone is reading ha. ayrıca sent from my very expensine iphone. (burada şair hem bilgisayarım hem de ayfonum var diyor)
    ************************************************************************"

  • boş yapmaması gereken dayıdır. önümüzdeki seçimlere kadar hakkın rahmetine kavuşması dileğiyle.

  • takım elbise altına giyildiğinde, iş hayatının cipciddiliğini azaltan ayakkabıdır ve şuna bakın ki pantolon-ceket ikilisinin altında enfes durur. dezavantajı; patrona yakalanırsanız ve "hani nerde topuklu ayakkabılar, nerde resmiyet" sorusu ile karşılaşırsanız, lise yıllarındaki üniforma altına spor ayakkabı giymeyi yasaklayan müdür muavinine sırıttığınız gibi sırıtamıyorsunuz, kaba etler yemiyor açıkçası...

    hamiş: ağzı burnu simsiyah olanları, mor ya da kırmızıya oranla elbette ki daha az dikkat çeker.

  • aramak.

    yani bir nevi sevgililik müessesesini tamamıyla yanlış anlamışlıktır sebep.

    yalnız doğdun arkadaşım. annen vardı yanında, baban, belki ağabeyin ya da kardeşin, ablan... bu hayatta ilk ailen ve sen olarak var oldun. daha sonra arkadaşların oldu. kimisini sevdin, kimisiyle itişip kakıştın, takıştın falan. tüm bunlar hep doğal süreç olarak gerçekleşti. hiçbirini sırf olsun diye yapmadın.
    sonra bir gün o arkadaş demeye dilinin, olmaya ise gönlünün varmadığı insanı gördün; hormonlar altüst oldu. sevdin bu işi. sadece sevdin yani. bir şey arayıp bir şey kurcalamadan. dokunmak istedin. nedenini kendin bile anlamadın. sevgililik kavramını böyle tanıdın işte. "lan olsa ya şimdi burada keşke!" diyerek.

    sular aktı köprünün altından, büyüdün falan filan. hayata atıldın. okullar okudun. bir takım bambaşka değerler keşfettin hayata dair. bu esnada ne olduysa oldu, sen sevgililik meselesini sağda solda aranarak bulunan, lan şuraya gidelim belki orada vardır diye kovalanan bir şey sanmaya başladın. olmaması eksiklik, bulunamaması anormal görünmeye başladı. ne boyadı senin gözünü be canım kardeşim? sen neden böyle oldun?

    halbuki senin bir hayatın var ve durmaksızın onu yaşamaya devam etsen, sosyal ortamında, iş ortamında, orada, burada, bir yerde işte, biri çıkacak karşına illa; arkadaş demeye dilinin, olmaya ise gönlünün varmadığı biri. ama aramakla olmaz bu. aramak, ancak aklının yapabileceği bir şey çünkü, oysa senin ihtiyacın olan şey sadece yüreğinin yapabileceği bir iş ile bulunacak.

    bol şans.

    edit: bu entry yazılalı beri geçen uzun yıllar içinde çok mesaj geldi, "kesin mi, bu işe yarıyor mu, bak salacağım bu iş böyle oluyorsa..." minvalinde. tabii lan manyak mısın diye ahkam kestim.

    arkadaşlar kandırıldık. arayın sevgili. entry sahibi 37 yaşında, single. eyyorlamam bu kadar.