ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
durakta iki mavi önlüklü çocuk otobüs beklemektedir
ç1: geşdimisgün bi baktım otobüsün kalkmasına 5dakka kalmış hemen koştum tam duraktayken yetişdim ama çok bis koşmuşum
ç2: olum ben geçengün 3dakka kala evden çıktım durağa geldiimde 5dakka vardı
kağıthane'deki oy hırsızlığının resmileşmesi
-
http://www.aktifhaber.com/…-belgelendi-1088136h.htm
asıl tutanakta akp’nin oyu 112, chp’nin 71, mhp’nin 33. tahrif edilen belgede ise akp 198 oya yükseltilmiş, chp’nin oyu 1’e, mhp’ninki ise 21’e indirilmiş.
muhtemelen o kadar bariz yapılmış ki; ilgili sandığın başkanı sonunda mahkemede itiraf etmek zorunda kalmış.
chp avukatının; tutanağın 10 yerinde sandık başkanının parafı var demesi durumun ne kadar vahim olduğunu gösteriyor.
burası istanbul kağıthane...
akp lehine yapılan hırsızlığın resmiyet kazandığı yer. peki ya anadolu'da neler oldu sorusunu sormuyorum bile.
14 yaşındaki akranlarını ispiyonlayan bakan kızı
karşı cinsle tanışma denemesi replikleri
-
(biri tanışma heveslisi, diğeri işbirlikçisi olmak üzere iki kişi konuşmaktadır, hedef konuşmaları duyabilecek şekilde konuşlanmıştır)
1- yok abi o değil diyorum..
2- o ya.. baksana kaş, göz. aynı. kesin eminim o.
1- ya hayır o daha uzun boyluydu sanki
(bu noktada dişi kişi kıllanır, bir iki bakış atar ama pek aldırış etmez)
2- ya her iddiasına varım o. gidip sorucam.
(2 dişinin yanına gider)
2- ya afedersin. sen şu starın güzellik yarışmasında 2. olan kız değil misin?
dişi- (kızarır, utanır, şımarır) hihi..yok hayır, benzettiniz sanırım..(smileyler havada uçuşur)
2- evet, düşündüm de sen daha güzelsin zaten (ve akabinde akşam yemeği)
[başarı yüzdesi : %86.25]
deli kuvveti
-
insana dair sınırların aslında ne kadar zihinsel olduğunun bir göstergesidir.
deliliği, insanın dünyayla bilinen zihinsel bağlarının kopması ya da gevşemesi diye tanımlayabilirim. uzunlamasına bir süreç olabildiği gibi, geçici de olabilir.
deli kuvveti ise bu durumun içindeki insanın olmadık yer ve biçimlerde ortaya koyduğu bedensel güçtür. onlarca örnek hatırlıyorum ama bir kaçı aklımda yer etmiş.
18 yaşında bir hastamız vardı. gencecik, ufak tefek bir kız. bipolar bozukluk tanısıyla izliyorduk. manik atakla servise yattı. ufak tefek dedim, gerçekten minicikti. 1.50 boylarında, 40-45 kilo bir şey. yattığında zaptedilemez haldeydi. hemşire odasından kırılmaz camla izlenebilen bir gözlem odamız vardı. geniş gözlem odasında, 4 tane yatak ve devlet malzeme ofisinin o kocaman, ağır, hantal masalarından bir tane var. bazen hastaları kendilerine zarar vermesinler diye yatak tespitine alıyoruz, bazense diğer hastaları korumak için ilaç etki edene kadar gözlem odasında serbest tutuyoruz.
neyse, kızı odaya aldık. ben alt servise indim bir sebeple. alt kattaki asistan odasındayım. yukarıdan bir ses geliyor. güm güm güm...tabii hemen yukarı koştum. gözlem odasının penceresinden baktığımda gördüğüm manzara şu: o minicik kız, o kocaman masayı kaldırıp kaldırıp yere vuruyor ve bunu sanki yastık kaldırır gibi kolayca yapıyor.
elbette adrenalin gibi hormonların da etkisi var ama asıl mesele, inhibisyon. insan başkalarıyla ve dünyayla kontağında kendini sınırlar. yapılması gerekenler ve yasaklar, ahlak, yasalar, kurallar zihnimizi dönüştürür. delilik, insanı bu akıştan koparır. aslında bir kertede zihni özgürleştirir. inhibisyon yani baskılanma ortadan kalkınca, beden de farklı işlev görmeye başlar. kas kuvveti, acı eşiği ve hatta sıcaklık algısı bile değişir. yaz günü paltoyla gezip terlemeyen şizofrenlere rastlamışsınızdır sokaklarda.
zihinsel zincirleri kırmak için 'delirmek' şart mı peki? dmo masasını tüy gibi kaldırabilir miyiz bilmiyorum ama zihnimizi kalıpların dışına çıkarmaya çalışırsak, doğru denileni sorgularsak, bize dayatılanları olduğu gibi kabul etmeden önce üzerine düşünürsek çok daha özgür ve güçlü olabileceğimize eminim.
"where other men blindly follow the truth, remember;
nothing is true."
se rokh
-
uzun zamandır izlerken ilgimin hiç dağılmadığı ama temposu da yavaş olan bir film izlememiştim. bence mizahın tam dozunda kullanılması bunda etkili ama film boyu köylülerin türkçe konuşması da kendimi filmin içinde hissetmeme yardımcı oldu sanırım. verilen mesajların filmin altmetninin de hikaye içinde, gerçeklik algısıyla hiç catışmayacak şekilde işlenmesiyle, gerçeğin yalın bir şekilde yansıtılmasıyla da film akıp gidiveriyor. gerçekten çok güzel bir filmdi. 8.75/10.
fay hattını betonla doldurmak
-
ıhaleyi limak alir.
bulgaristan'dan gelen cevapsız çağrı
-
muhattap olunması halinde çok pis dolandırılmaya sebep olan çağrıdır.
efenim gerçek ve yaşanmış hikayemiz şöyle ; 40 yaşlarında yalnız yaşayan bir abimiz vardı hiç evlenmemiş. aynı işyerinde çalışıyorduk. biraz sefil bir hali vardı. fakirlik ve yalnızlık adamı bitirme noktasına getirmişti. günün birinde bu tip bir numaradan çağrı geldi bu abimize. tabii baştan bizim haberimiz yok. sürekli telefon elinde bunun.msj atıyor , konuşuyor yapıyor bir şeyler.merak ettik tabii ki 'ulan ne iş' dedik , sorduk.anlattı durumu ; bulgaristan'dan bir kız yanlışlıkla (!) kahramanımıza çağrı atmış , tanışmışlar , kız 28 yaşında adı reyhan'mış , bulgaristan'da mutlu değilmiş , maddi imkansızlıklardan dolayı orda kalmak zorundaymış , bu arada da bizim elemandan hoşlanmaya başlamış. dedik aga yerler seni bak dikkatli ol. o anda sanki namusuna sövmüşüz gibi 'hoyt ulan kıskanıyosunuz dimi' gibisinden çemkirdi. aradan 3-4 ay geçti , elemanımız bu süre içinde muhabbeti telefondan-internete taşıdı. duyuyoruz iş dışında hep internet kafede skype üzerinden bir hatunla görüşüyormuş. ama biz hep kıllanıyoruz durumdan. sonra birden bu telefonlar-internet kafe olayları şap diye kesildi. bizim aga'da bir mutsuzluk. soruyoruz söylemiyor. meğersem hatun türkiye'ye gelip bunla evlenmek istemiş fakat pasaport işlemleri için 5000 eu para ilazımmış. bizim şakir de sen çek bankadan krediyi , yatır hatuna yaklaşık 10 bin lira kadar parayı. gerisini anlatmıyorum.
dikkatli olun.
18 ekim 2018 andımızın geri gelmesi
-
memnun ettiren gelişmedir.
annenin whatsapp kullanması
-
teknolojiyi bir yerden yakalaması ama hâlâ rakamları yazamamasına ve şöyle mesajlar almanıza sebep olabilir:
-ekmek ekmek. söylediğim kadar ekmek al.
iş yaşamının yazılı olmayan kuralları
-
bilmediğini asla çaktırma ama biliyormuş gibi de yapma. öyle bir çizgi ki kıldan ince kılıçtan keskin.