ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık:barış manço iyi ki ölmüş
1.domates birer patlıcan diye şarkı mı olur mk ahahah.
3. doğru. senin gibi bir hıyarı unutmuş
falcao'nun sözleşme detayları
-
takım otobüsüne binerse +200 bin euro. yanına abdürrahim albayrak oturursa bi 200 dahaahahaha
tuğçe kazaz'ı itibarsızlaştırma projesi
-
bizzat kendisi tarafından yıllardır başarıyla sürdürülmektedir.
uçak modundaki cep telefonunu evde kaybetmek
-
sözlükte başlık açarak bulunabilir galiba. şimdi biraz daha bak bakalım sağa sola..
refika'nın mutfağı vs arda'nın mutfağı
-
refika’nın tarifleri yapınca güzel olmuyor. ben bunu 12. denememden sonra eşim ellerimi tutup gözlerime bakarak “refika ile olmuyor” demesinden anladım. bir süre ona konduramadım ama sonra düşününce kavradım ki cidden güzel olmuyor tarifleri. özel bir aurası var. o etki alanından sıyrıldığınızda bunu fark ediyorsunuz. ülkemiz için kıymetli bir renk ama izlemelik.
arda ise çok başarılı. ne diyorsa koyuyorum; içime sinen bir lezzete ulaşıyorum.
mülakatlarda işe alınmama sebepleri
-
üniversiteden yeni mezun olmuştum. babamın bir arkadaşı vardı ve adamın marketler zinciri vardı. askere gitmeden boşta kalmayayım diye babam gidip görüşmemi istedi. her neyse şirket sahibi "tabi gelsin insan kaynakları müdürümüzle görüşsün açıkta bir pozisyon vardı ama ne olduğunu bilmiyorum konuşsunlar başlasın hemen" gibisinden bir şeyler söylemiş. şirketin genel müdürlük binasına gittim insan kaynakları müdürüyle görüştüm. adam özgeçmişime baktı bana baktı "ya açık konuşucam, biz raporlamaya eleman alıyoruz ama sen bizi aşarsın. burda fatura falan girecek birini arıyoruz ayıp olur sana. illa çalışmak istiyorsan çalış ama ben şahsen lise mezunuyum sen hesap et" dedi. egom tavan yapmıştı ve umursamazsa "ehh tamam ben bi düşüneyim dönerim size yeaa" deyip eve dönmüştüm. babama "ya baba adamlara ben çok fazlaymışım. eğitim ve birikimlerimle ezermişim, ondan reddettim" deyip odama geçtim ve ultima online oynamaya devam ettim.
2 kase kelle paça için 48 lira ödeyen koreliler
-
istanbulda yaşamayana çok gelecektir. bunu istanbulun halini normalleştirmek için değil de amk şehrinin pahalı oluşuna vurgu olarak nitelendirebiliriz.
baba bak ben de öleceğim
-
edit; depremde hayatını kaybeden elif'in babasına gönderdiği ses kaydını dinlemek için; tıklayınız
" antakya’daki elit apartmanı’nda yaklaşık 150 kişi yaşamını yitirdi. mümtaz gövce o gece istanbul’daydı. enkaz altında kalan 10 yaşındaki kızı elif , “baba bak ben de öleceğim” diyerek ses kaydı ve fotoğraf yolladı.
hiçkimse gelmeyince kendi başımızın çaresine bakmaya çalıştık. şehir dışından getirttiğimiz kepçe ve vinçlere afad el koydu.
üç günün sonunda afad’ın bize arama kurtarmaya gelmediği yerde biz onu aramaya çıktık. karayolları’nın önünde yaklaşık 150 kepçe ve 50 kadar vincin bekletildiğini gördük.
bu neden yapıldı, bilmiyoruz. en sonunda başka yerden ayarladığımız vinç ve kepçeleri (afad el koymasın diye) ara sokaklardan dolaşarak enkazın olduğu yere getirdik.
mümtaz gövce, ailesini kurtarmak için her şeyi yaptı ama olmadı "
audiophile
-
odyofilliğe giden yolun ilk adımı zannediyorum, ilk kalbi hızlı hızlı attıran şarkıyı duyduğunuzda, onu daha iyi duymanın nasıl da bir zevk olacağını düşünmekle başlıyor olabilir.
bu çok eskiden kasetlerden dinlenilen zamanlara dayanır benim için.
odyofiller daha iyi duyar diye bir şey olduğunu sanmıyorum ama kaliteli kaynak ve çıkış sağlayan aletin müzik üzerindeki etkisi konusunda daha eğitimli kulakları olduğu aşikar bence. yani daha eğitimlidir kulakları, diğer müzik dinleyen insanlara göre. kaliteli müzik üretiminin hangi noktalar üzerinden anlaşıldığını ve bu noktaların karşılaştırmasını daha kolay yapabilir diye düşünüyorum.
500 liralık bir sitem ile 5000 liralık bir sistem arasında gece gündüz kadar fark vardır bunu anlamak için odyofil olmaya da gerek yoktur elbet, 10 bin tl lik ses sistemin, 5 bin tl lik olanına atacağı farkı da eminim çok insan farkedebilir. tabii ki meblağlar yükseldikçe aradaki farkları anlayabilecek kulakların eğitilmiş olması gerekmektedir.
ben her zaman müzik seven insanların, harcayabilecekleri maksimum parayı harcamaları gerektiğini düşünüyorum. kendilerini zorlamayan, sıkmayan, borca batırmayan... çünkü bu yatırımın tatmin dönüşü muazzam bence. sistemle harcadığınız süre, aldığınız zevk, bence bu harcanan paraları daha makul kılıyor .
canlı yayınlanan bir kayıtta vokalin nefes alışlarının düzensizliği, stüdyo kaydında grubun elemanlarından birinin sakalını kaşıma sesi gibi sesleri duyabilmek gibi detay ve ayrıntılara kadar inebilirsiniz.
kısacası pahalı bir zevktir ama tatmin edişi ve dönüşü konusunda, harcadığınız paranın çok güzel hakkını verir diye düşünüyorum.
arayüz fırçası
-
arayüz fırçaları diş iplerinin yetersiz kaldığı durumlarda diş etinin kapattığı alanın temizlenmesine yarar. arayüz fırçalarını kullanırken diş macununa gerek yoktur ama kullanmak isteyenler için jel vardır. tek kullanımlık değildir. yıpranıp eskidikçe fırça değiştirilir, esnektir, bükülebilir. diş arası genişliğe göre farklı boyutları bulunmaktadır.
diş hekiminin önerisi ile turuncu rengi kullanıyorum. fırça kalınlığı 2.00 mm tel kalınlığı 0.45 mm. renklere göre fırça ve tel kalınlıkları değişiyor. kullanımda diş eti kanaması olmuyor bende. diş ipinden çok çok daha kullanışlı.
arayüz fırçalarının ekonomik olduğunu düşünmüyorum. fırçaların fiyatı biraz daha uygun olsa güzel olur.