hesabın var mı? giriş yap

  • videonun başında abla köpek ısırıyor diyor kadın saldırıyor tekme atıyor adam da karşılık veriyor. köpeğine sahip olamayan kişiler bir de adama saldırıyor. bu ittaparlardan bıktım usandım.

  • okumamis ise degersizdir kafasindan ne zaman cikabilecegimizi cok merak ediyorum. bu usta normalde cok degerlidir ama bizim ülkemizde üniversite bile okumamis asgari ücrete calismasi kafasi gercekten cok komik.

    bu pide ustasi ülkemizde de yaklasik 30 35 civari aliyordur ve o nasil yazilimci gibi kod yazamiyorsa, yazilimcida kürege ve firina anca uzaktan bakabilir ve bu seviyeye bir kac ay icinde hicbir usta gelemez.

    almanya´da sihhi tesisatci su an mühendis kadar aranan bir meslektir ve maaslari neredeyse mühendislere yakindir.

    bence anlamsiz bir karsilastirmadir.

    not: pide ustasi v.s degilim. insaat mühendisiyim.

    edit: ben okuyanlar değersizdir gibi bir şey söylememişim ama bu konu da çok mesaj atan olmuş. ikincisi tesisatçılar mühendislerden çok kazanıyor da dememişim yazdıklarımı okumadan mesaj atmayın varsa fikriniz yazın okuyalım.

  • hasan'a "100 defa anlatıyoruz hala kural hatası yapıyosun" deyip oynadığı ilk oyunda kural hatasından elenen bozok online mı?

  • caddelerde görülen bmw ile izah edilmeye çalışılan şey. amsterdam'da sokaklar bisiklet dolu. açlıktan ölüp gidiyor zavallılar.

    yukarıda yazanlar olmuş ama tekrar etmekte fayda var: gelir adaletsizliği.

  • benim sevmediğim bi şeysi var bunun. çok minik, aslında kimse farketmiyo muhtemelen ama, benim biraz sinirime dokunuyo.

    akşam eve geliyorum, yatana kadar ses telleri pasif, yatarken zaten pasif, sabah kalkıyorum, alelacele işe gidiyorum, teller hala pasif. iş yerinde, belki bi 15-20 saattir hiç hareket görmemiş ses tellerim, ilk rasladığım iş arkadaşıma günaydın derken bi garip oluyo, çatallı gibi garip bi ses çıkarabiliyo. yarım öksürük/boğaz temizleme gibi bişiden sonra sorunsuzca günaydın diyebiliyorum ama akabinde.

    bu durumdan zerre haz etmediğim için sabahları işe giderken yolda, bi kere bile olsa mutlaka "aaa eee ooo öööö uuu üüüü ıııı iiii" diyorum. en fazla 5saniyemi alıyo.

    çok küçük hesapların adamı diye milletle dalga geçiyodum. şimdi şu halime bak.

  • normal jantları çelik olan bir otomobilin stepne jantının adi dökme demirden olması ile aynı mantıktaki bir imalat stratejisi sonucudur.

    otomobilin vites kutusunda bir çok dişli bulunur. vites kolu değişik pozisyonlara getirilerek bu dişlilerin bir kısmı devreye alınır, gerekmeyenler ise birbirlerinden ayrılarak devre dışı bırakılır. otomobilin ters yönde hareket etmesini sağlayan dişliler diğer dişlilerden yapı olarak farklıdır. diğer dişliler helis dişli iken geri vites dişlileri düz dişlidir.
    düz dişli ile helis dişli arasındaki farkları şekil 1’de inceleyelim:

    l l l l l l l l l l l l
    şekil 1-a

    .\\\\\\\\\\\\\\’
    şekil 1-b

    dişliler kenarlarında hareketi iletmeye yarayan dişleri olan disk şeklinde metal* parçalardır. bir dişliye yandan baktığımızda, eğer düz dişliyse dişler şekil 1-a daki gibi görünür(harf karakterine göre “l”harfinin altında oluşabilecek hafif eğrilikleri göz önüne almayın). helis dişlilerse, dişleri dişli eksenine açılı olacak şekilde açıldığından şekil 1-b deki gibi görünür.
    ileri viteslerde helis dişli kullanılmasının sebepleri şunlardır(önem sırasına göre değildir, zaten hepsi de birbirlerinin nedeni ve/veya sonucudur):
    1. helis dişlilerde sürtünme daha az olduğundan ısınma sorunu çok daha azdır.
    2. helis dişlilerde verim kaybı çok daha azdır. yani aynı miktarda yakıtla çok daha fazla mesafe alınabilir.
    3. helis dişlilerin ömrü düz dişlilere göre çok daha uzundur.
    4. helis dişliler daha az ses(gürültü) çıkarır.
    5. helis dişliler daha az vibrasyon ve sarsıntıya neden olurlar.
    geri vites için düz dişli kullanılmasının nedeni ise ekonomiktir. helis dişlinin imalatı düz dişliye nazaran çok daha zor ve pahalıdır. çok kısa süreli kullanımı olan geri vites dişlisinde helis dişli kullanımı, otomobilin ömrü boyunca yapacağı yakıt tasarrufuna kıyasla çok fazla imalat maliyeti getirir. otomobilin ömrü boyunca gideceği birkaç kilometrelik geri vites mesafesinde yaratacağı ses, titreşim ve ısınma ise çok önemli değildir. hatta çıkardığı ses diğer araçların sürücüleri tarafından bir nevi uyarı sinyali olarak algılandığından, tercih bile edilir. hiç kimse sadece geri viteste gitmek üzere otomobil almayacağına göre, yüzbinlerce kilometre ömrü olan bir dişli kullanmak çok doğru değildir.

  • bu konuda bilir kişi olabilirim

    istanbul'da zincir bir fast food şirketinde 10 yıl ofiste satın alma müdürlüğü yaptım

    yiyecek içecek sektöründe değişmeyen tek şey kar marjidir.
    üründen ürüne değişir %300 %500 arası olur genelde. tavuklu ve kaşarlı menüler en çok geçirilen üründür.

    yani şöyle düşünün 10 tl ye mal edilen bir ürün
    50 100 tl arası satılır.

    yıllarca neden her sokakta bir büfe açıldığını anlayın artık.
    şimdi ülkenin durumundan dolayı maliyet arttı.
    ama işletmeler %300 %500 kardan vazgeçmiyor.

    olay bundan ibaret.
    almayın aldırmayın gitmeyin demekle olmaz.
    kesin birileri gene gidecek
    kapitalist sistem budur.
    biz de bu sistemin kölesiyiz

    edit: benim yazıma cevap veren kişiler olduğu için editlemek zorunda kaldım.
    bana satın almacı diyerek zaten söze başlayanlar oldu. kamyonla gidip malı alan ben değilim.
    ben bir ürünün belirlenmesini, kalitesini, maliyetini, satış raporlarını, ve son olarak tüketiminden sorumluydum.
    şirketin büyüklüğüne göre alacağınız malzemede kiminle muhattab olacağınız belirlenir.
    ben coca-cola'nin bayi müdürüyle değil
    türkiye ve asya kıtasından sorumlu olan kişiyle görüşürdüm veya pınarın, sütaş' in plasiyeriyle değil genel müdürüyle anlaşma yapardim.
    et ve tavuk ürünlerinin tüketimi inanılmaz fazla olduğu için ve de çok hassas ürünler olduğu için direk sahibiyle görüşürdüm. öncelikle bunu belirtmek istedim çünkü bilgi sahibi olmadan konu hakkında bilgi sahibi olanlara bok atmayın. açık konuşayım bunları yazarken bile ben utandım.

    çok daha detaylı bilgi verebilirim fakat başınızı şişirmek istemiyorum.

    bir yiyecek içecek işletmesinde 2 kalem maliyet hesaplanir
    1.si ürünün ham maliyeti
    2. si ürünün hazilanma ve sunum maliyeti

    1.sini çıkartırken ürünün içine neler konulduğunu grami gramina hesaplanır.
    buna ürün reçetelemek denir
    yani her ürünün 1 reçetesi vardır.
    100 gr tavuk
    20 gr mantar
    10 gr patates
    20 gr makarna gibi
    bu ürünleri alırken verdiğiniz fiyatı koydugunuz grama bölerek cikartirsiniz

    2. maliyet "işletme maliyeti"
    ama siz patatesi tavuğu alıp direkt müşteriye vermiyorsunuz
    onu önce gidip alıyorsunuz "lojistik maliyet"
    sonra bir dükkana koyuyorsunuz "kira maliyeti"
    daha sonra onu pişiriyorsunuz " enerji maliyeti"
    sonra bu ürünü biri yapıyor birileri servis ediyor
    "personel maliyeti"
    şimdi alt alta yazdım sakın çok maliyet diye düşünmeyin.
    çünkü o dükkana 1 müşteri gelip 1 ürün satılmıyor
    personel günde onlarca kişiye bakıyor.
    kira hiç iş yapmasan veya 100 katı ciro yapsan aynı kalıyor ay içinde

    kısaca kesiyorum
    arkadaşlar iyi bir işletme öncelikle ürünün en kalitelisini alır
    personeline iyi maaş verir bu yüzden müşteriye iyi davranılır. bunlar olduğu sürece biraz da matematik bilgisiyle hayatta kalırsınız.
    çok ama çok daha detay var yazmayacağım
    ama son olarak şunu söyleyeyim
    şu anda yiyecek içecek sektöründe maliyetler arttı
    fakat işletmeler pandemiden önceki dönemden daha çok para kazanıyor.
    maliyet 2 arttiysa fiyatlar 10 zamlandi

    edit2: o kadar çok mesaj geldi ki hepsine cevap vermeye çalıştım.
    anlamadığınız çok nokta olmuş
    size şunu söyleyeyim.
    tavuk dünyası veya belirli bir ürünü alan zincir işletme sizin gibi fiyattan almaz
    mesela pazarda 80 tl olan ürünü boyle işletmeler
    30 40 tl ye alır yıllık anlaşma yapar
    mesela bir keresinde kaşar firmasıyla anlaşma yaptım yıllık olarak 22 tl
    siz o zaman kaşarı 55 tl den aliyordunuz.
    daha fazla yazmayacağım
    bir gün çok detaylı işletme maliyeti enrtysi gideceğim.

    debe editi: bu bilgileri yazarken hiç bu kadar gündem olacağını tahmin etmemiştim.
    burası (bkz: kutsal bilgi kaynağı) kim ne derse desin.
    küçük bir bilgi kırıntısı sağlayabilmek bile insanı mutlu ediyor.

  • (bkz: gerçek dolar bu değil)

    lisedeki felsefe hocası yazılıda tek bir soru sorar:

    -doların yükselişinin gerçek olmadığını kanıtlayın.

    herkes uzun uzun cevaplar yazar. arz-talep dengesinden bahsedenler, reel faizden bahsedenler, ekonomide dışa bağımlılıktan bahsedenler vs. hepsi sıfır alır. yalnızca bir tek öğrenci 100 alır ve cevap kağıdında yalnızca şu kelimeler yazılıdır:

    "hangi dolar?"

    not: o zeki öğrencinin kim olduğu hakkında çok da değişik rivayetler yoktur.

  • yazılanlara bakılırsa, 'all day' olan adını 'all night' olarak değiştirmesi gereken ürün.