hesabın var mı? giriş yap

  • amerikalı ekolojist ellis silver tarafından yazılan ve insanoğlunun dünyada evrimleşmediğini, başka bir gezegenden cezalandırma amacıyla dünyaya gönderildiği ve içindeki şiddet dürtüsünü dindirmediği sürece dünyada kalacağını anlatan kitaptır.

    yazar, bu önermesindeki temel dayanak noktalarını aşağıdaki şekilde açıklar;

    - insanoğlunun pek çok hastalıkla boğuşması, bağışıklık sisteminin zayıf olması,
    - insan vücudunun daha düşük yerçekimi olan bir gezegene uygun olması sebebiyle görülen kronik sırt ağrıları
    - insan derisinin güneşe daha uzak bir gezegene uygun olması sebebiyle ortaya çıkan güneş yanıkları
    - gezegendeki diğer türlerin aksine insan bebeğinin kafasının çok büyük olması ve doğum esnasında ölümlere yol açabilmesi,
    - çoğu insanın zaman zaman hissettiği bu dünyaya ait olmama hissi.

    (bkz: the truth is out there)

  • kesinlikle simdiye kadar dinledigim en underrated gruptur. cok ozgun bir muzik yaparlar neredeyse hic kotu sarkilari yoktur. ask acisi cekerken, mutlu oldugum zamanlarda, sinirliyken hep bir the tea party sarkisi vardir listemde, benim icin vazgecilmezdir. bazi gruplar icin, bir taraftan herkesin bu guzelligi tatmasini istersiniz fakat bir taraftan da yok ya sadece bana ozel olsun dersiniz ya, baskalarinin kulaklarini kiskanirsiniz hani, iste bu grup onlardandir.

    ayrica;

    (bkz: chimera)

    ya da;

    (bkz: correspondences)

  • bu sabah anneme gittim kahvaltıya. ali ismail'den bahsetmeye başladı. "son görüntüleri gördün mü? ali'yi dovdukleri." başladı hüngür hüngür ağlamaya. sesi titreyerek "bunlar nasıl insanlar? kafasına nasıl vurdular? " dedi zar zor. bir ara durdu "ali'nin annesi.." dedi, tekrar ağlamaya başladı. banyodan mutfak bezini alıp etrafın tozunu almaya başladı. "yine başlayacak eylemler anne" dedim. "oğlum bunların ne yapacağı belli değil, gitme sen." dedi. "ama, ne olacak bunca ölen çocuk, ne olacak bu devletin pislikleri?" deyince ben, 12 eylül'de vurulan dedemi hatırlattı, "babam, karanlık sokaklardan kuytu köşelerden sakın, asla yalnız mücadele etme, derdi." dedi. "merak etme anne" dedim, "ya hep birlikte ya hiçbirimiz! "

    annelerin gozbebeklerini onlardan ayirdiniz ya, dünyanın en haklı direnisine dünyanın en çirkin en sert mudahelesini yaptınız, tek bir özür dilemediginiz gibi yaptıklarınızı saklayip, aşağılık argümanlarla kendinizi savundunuz, halkı medyanizla kandirdiniz, alay ettiniz ve en önemlisi anneleri aglattiniz ya, bunların hiçbiri yanınıza kalmayacak. ant içeriz.

  • insanların tasarladığı ilk uçan nesne diyebiliriz kendisine. avrupalılar bumerangı aralık 1804'te bir kabile çatışması sırasında bir silaha tanık oldular ve şu sözleri söylediler
    --- spoiler ---

    ... beyaz seyirciler, dikkat çekici nezaketiyle tanınan bir yerli olan bungary tarafından fırlatılan ve türk palasını andıran eğik kenarlı bir tahta parçasının inanılmaz gücü karşısında haklı olarak hayrete düştüler. 18 veya 27 m mesafeye fırlatılan, havada şaşırtıcı bir hızla dönen ve rakiplerinden birinin sağ koluna çarpan silah, gerçekte 764 veya 73 m daha az olmayan bir mesafeden geri döndü. arkasında korkunç bir çürük ve heyecan verici bir evrensel hayranlık bırakarak.

    —? the sydney gazette ve new south wales reklamveren , 23 aralık 1804.
    --- spoiler ---

    peki bu alet fırlatıldığında nasıl oluyor da geri dönüyor.
    bunun sırrı tamamıyla aerodinamikle alakalıdır. basitçe anlatacak olursak bumerang dönen kanatlardan ibarettir. bir açıyla bağlanmış iki veya daha fazla kol veya kanattan oluşur; her kanat bir uçak kanadı1 şeklindedir. fakat burada ince bir husus vardır, bağlantılı kollar kaldırma kuvvetini devamını sağlaması açısından bir kanat içe bakıyorken diğer kanat dışa doğru bakmaktadır yani kanatların havayı aldığı kısımlar birbirine ters konumdadır. bu görselde daha iyi anlayabilirsiniz.video ayrıca şunu söylemekte fayda var, bumerangı dik bir şekilde fırlatmak, her kanat üstünde daha fazla kaldırma kuvveti oluşturur.