ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
okulda öğrenilmiş en unutulmaz bilgiler
-
kıpçaklarla peçeneklerin çok yakışıklı olması. çok düşündüm ders kitaplarına girecek kadar nasıl bir yakışıklılıktı bu acaba diye. sarı saçlı ve renkli gözlü oldukları da devamında gelir.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
durum güncellemesi sahibi esra
"merhametsiz erkek, kuyruksuz kediye benzer.."
altındaki yorumlar:
erdem : kuyruksuz kedi, tuzsuz çekirdeğe benzer.
emre : tuzsuz çekirdek, mürekkepsiz mürekkep balığına benzer
halil : mürekkepsiz mürekkep balığı, karınca yemeyen karıncayiyen-e benzer
erdem : karınca yemeyen karınca yiyen, patlıcansız karnıyarığa benzer
emre : patlıcansız karnıyarık, tekerleksiz bisiklete benzer
halil : tekerleksiz bisiklet,kanatsız kuşa benzer
emre : kanatsız kuş, kafeinsiz kahveye benzer
erdem : kafeinsiz kahve, pirinçsiz pirinç pilavına benzer
emre : pirinçsiz pirinç pilavı, kurşunlu kurşunsuz benzine benzer.
erdem : kurşunlu kurşunsuz benzin, çekirdekli çekirdeksiz yeşil zeytine benzer
emre : çekirdekli çekirdeksiz yeşil zeytin, katı sıvı sabuna benzer
erdem : katı sıvı sabun, merhametsiz erkeğe benzer
emre : merhametsiz erkek, kuyruksuz kediye benzer
esra : allahım benim nası arkdaşlarım var ne yaratıcı ne üretken maşallaahh :))
emre : kaç la kaç sahibi geldi
1 liraya kiracı arayan ev sahibi
-
adam kira ücreti karşılığı sevgililik yapacak kadın arıyor ya la ahahaha. sevgi satın almaya çalışmasını geç, olm para karşılığı sevgililik yapanlar 6 aylık geliriyle seni de evini de satın alır zaten. bu nasıl yokluk nasıl bir zavallılık ben anlamıyorum ki.
taş gibi kızı kültürsüz diye terk eden erkek
-
ergenlik dönemini geçeli çok olmuştur.
sefa kalya
-
istanbul'da otel odasında hakkın rahmetine kavuşmuş kişi. gerçek ismi nihat özpolat'dır.
hayır, istanbul'da evin var, "evlerin" var, mekanın var şeklin var acaba neden otel odasındaydın? yapmayacaktın sefa, o son cigarayı içmeyecektin, o son kokoyu çekmeyecektin. kuruyu suluyu karıştırınca olmadı sefa.
"arkandan bağıran bunca kardeşin aşık sana sefa reis." o arkadan bağıran kardeşler, ibrahim'in, sahibi cezaevinden çıkınca kaçıp bıraktığı otoparkında bedava bilet alanlar değil mi? geçmiş zamanın parası, ceplerine 20 milyon koyup yanlarına da birer tane roj* verip ellerinde döner bıçakları ile doğubank'a yolladıkların değil mi?
maç çıkışlarında, altıyoldaki lokalin arkasına çektirdiğin adamları dövenler değil mi kardeşlerin? tribünde davul tokmağı ile karısının, kızının, manitasının yanında dövdüğün çocuklar sana ne yapıyorsun dediğinde ağzını yüzünü dağıtanlar değil mi kardeşlerin?
iş bilmez gün görmez çoluk çombalağın kalkıp da, karşı tribünden bile severlerdi, herkes saygı duyardı, adamdı reisti fenerbahçenin başı sağolsun dediği kişidir.
sefa, beşiktaş inönü stadında, açık tribünde amigo yancılığı yapardı. bizim tribünlerdeki amigo adnan'ın yanındaki erkan gibi. daha sonra adı nam-ı diğer arap erkan olur. sonra arap erkan'ın yanındaki yücel gibi. sonra yücel geçti tribünün başına. işte sefa da yol yordam bilmeden beşiktaş tribününde daha yancıyken başa geçmeye çalıştı. bunu tribünden döve döve döve atıp kovdular.
sonra, sefa'nın babası fenerbahçe'de kulüp üyesidir. bu sebeple sefa bir şekilde kapağı fenerbahçe tribünlerine atar. babadan sebep yönetimi destekler ve bu sebeple yönetim tarafından da semirilir.
kendisi efsane, lider, tribünlerin saygı duyduğu, büyük amigo falan değildir. kendisi falandır filandır.
"arkandan bağıran bunca kardeşin" bestesi bile çalıntıdır. ama sefa reis diyen yeni yetmeler bilmezler. kayda geçsin yazıyorum orjinalini ki öğrensin gençler de.
"arkandan bağıran bunca kardeşin / aşık sana pepe metin"
efsane tribün liderleri arıyorsan fenerbahçe'de; pepe metin, arap erkan, caymaz, menderes. bunların pislik işleri yokmuydu? vardı. sadece arap erkan hariç. arap en son taksimde kağıt topluyordu. temizdi çünkü. on numara adamdı. zaten tribünden uzaklaştırmışlardı onu.
velhasılı kelam, çocuk çocuğa göre efsane, gerçek tribüne göre hikaye.
bilkent üniversitesi
-
içinde işletme fakültesi olan bi starbucks var. daha da bir şey demiyorum.
2014-2015 sezonu gs'nin şikeyle şampiyon olması
-
(bkz: fener ağlama)
sivas yattı, kaleci kafayı eğdi, gol atana kadar maç uzadı, 90+4'lerde bir milyon penaltı kullanıldı.
(bkz: ağlama melis seneye inşallah)
edit: başlığı bırakıp kaçmak da son maçta da gösterdiğiniz gibi ne kadar delikanlı olduğunuzu bir kere daha ispatladı.
kardeş payı
-
sevmek senede üç bölüm izlicem diye bütün yıl sherlock holmes'u beklemek gibidir.
olm adamlar resmen sevmenin en doğru tanımını yaptılar
kuzey güney
-
şu dizideki kuzey karakteri var ya, kadın ikiyüzlülüğünün timsalidir. adam bildiğin on numara hödük ama herkesler ağzının suları akarak izliyor herifi. lan madem bayılıyorsunuz maço adamlara bu kadar, vatanımız membağı lan bunların, öküzden bol ne var memleketimde. ama güzel çankırı'mın kavruk delikanlısı yapsa bu tripleri sümüğünüzü atmazsınız adama, bu sarı sikli yapınca ooovvv beybi.
ben de niye içlendiysem bu kadar amk.
bir turistin türkiye'ye gelmesindeki sebep
-
valla türkiye'ye gelmeyen avrupalı turiste hayret ediyorum. herhalde daha önce sık geldiği için bıkıp da gelmiyor demektir .
1. ucuz
2. çok ucuz
3. hizmet sektörü gelişmiş ve turistik bölgelerde ingilizce bilen çalışan yaygın
4. vize derdi falan yok. kapıda kimliği göster gir.
5. tur operatörü sistemi oturmuş. otel uçak her şeyi düşünmeden hallet geç
6. güzel yemekler
7. şahane doğa. dağcılık için ortam müsait, kapadokya'sı pamukkalesi atraksiyonu bol. paran fransız rivierasına yetmiyor mu gel buyur göcek datça hattına. cangıl mı göreceksin buyur geç karadeniz sınırına.
8. göbeklitepe, hititler, iyonlar, antik yunan, roma, bizans, selçuklu ve osmanlı'yı içeren etkileyici bir tarih. ya antik şehirde 3000 yıllık mermere oturup denizi izleme lüksü nerede var?
9. dini seyahat için de biçilmiş kaftan. ayasofya'dan, meryem ana'ya oradan kapadokya'daki ilk kiliselere. la ilk tapınak urfa'da zaten
10.ya adamların keyfini kaçırmasınlar diye yerli halkı eve kapatıyorlar. böyle bir lüks var mı?
hayat evren ve fiziği anlamaya çalışmak
-
öncelikle ön yargılardan arınmakla başlar. kimse anasının karnından sicim teorisini veya m teorisini bilerek doğmadı.
artık bilgiye kolayca ulaşabildiğimiz bir çağda yaşıyoruz. evren hakkında merak ettiğimiz çoğu şeyin türkçe kaynağı var artık. fakat bilgiyi de doğru yerden edinmek önemli. ve bu yolda okunacak kitaplar, izlenecek belgeseller kilit noktadadır.
işte hayata, evrene ve fiziğe dair bilgi edinmek isteyen kişiye yol göstereceğini umduğum kaynaklar:
kitaplar;
evrenin zarafeti - brian greene
evrenin dokusu - brian greene
saklı gerçeklik - brian greene
--bu kitapların bu sırada okunması önemli. evrenin zarafetiyle temel atılmalı daha sonra diğer kitaplara geçilmeli. brian greene'in anlatış tarzı gerçekten güzel. bol örnekli, açıklayıcı. bilal'e anlatır gibi anlatıyor.
zamanın kısa tarihi - stephen hawking
--gerçekten kısa ve kafa karıştırıcı olabiliyor. yazım tarihi de eski olduğu için içindeki bazı bilgiler güncel değil. ilk sırada okunacak bir kitap değil bana kalırsa. fakat fiziğe bir bakış açısı kazandırdığı kesin. ve stephen hawking'in içinde olduğu çalışmaları ilk elden yazılmış haliyle okumak muhteşem.
kör saatçi - richard dawkins
--biyolojiyle yani hayatla ilgili bir kitap. her şeyi çok net anlatıyor. evrime dair merakı olan okumalı.
belgeseller;
wonders of the universe - brian cox
wonders of the solar system - brian cox
wonders of life - brian cox
--hayatımda izlediğim en harika belgesel serileri. net. yazdığım sırayla izlenirse daha iyi, öyle yapmazsanız canınız sağ olsun. çünkü önce evreni tanıyıp genel resmi görmek, daha sonra güneş sistemine odaklanıp onun harikalarına tanık olmak ve en son hayatın gizemlerini öğrenmek hem anlamayı kolaylaştıracak hem de belgeselden alınan zevki arttıracaktır.
brian cox'un sunumu harika. bir olguyu anlattıktan sonra izleyiciye düşünecek zaman bırakıyor. görselleri, grafikleri harika. bunca yazdığım şey arasından hiçbirini okumasanız-izlemeseniz bile bu serileri izleyin.
cosmos a spacetime odyssey - neil degrasse tyson ann druyan
--carl sagan'ın meşhur cosmos belgeselinin yeniden gözden geçirilmiş ve güncellenmiş hali diyebiliriz. her ne kadar neil degrasse tyson'dan hazzetmesem de belgeselin ufuk açıcı olduğunu inkar edemeyeceğim.
into the universe with stephen hawking - stephen hawking benedict cumberbatch
--herhalde mükemmel karışım dedikleri budur. benedict cumberbatch'ın seslendirmesiyle hayat bulan bir stephen hawking belgeseli. 3 bölümden oluşuyor. wonders serisinden sonra izlenmeli.
what on earth is wrong with gravity - bbc horizon yapımı
do you know what time it is - bbc horizon yapımı
umarım bu başlığın altına güzel eklemeler olur ve hepimizin ufku daha da genişler.
edit: yazdığım tüm belgesellerin türkçe altyazıları vardır.
debe edit: lütfen gerçekten acil olmayan durumlarda acil servise başvurmayın. aile hekimi diye bişey var çok tatlı. boğaz ağrınıza, karın ağrınıza vs. bakabilir, gerektiğinde üst kuruma sevk edebilir. acil servisler kız bakma yeri değildir.