ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bim şok a101 boykotu
-
pahalı diye bu marketleri boykot edip daha pahalı olan bakkallardan alışveriş yapalim diyorlar.
güzel kafaymış, güle güle kullansınlar.
aşkım hepsini alamam lütfen yavaş
-
sevgilisiyle alışverişe çıkmış bir erkeğin kurabileceği dramatik replik.
askerlik efsaneleri
-
duvar nöbeti:
- olm.. şu bina var ya, heh işte o, taa yıllar önce bizim paşa burada yüzbaşı olarak görev yaparken o binanın duvarları boyanıyormuş. eleman da birileri gelir iz bırakır diye korktuğu için "bir mehmetçik şurada nöbet tutsun" demiş. geçen yıl mı ne.. paşa gene denetlemeye gelmiş buraları, bir bakmış o duvarın başında nöbet tutan bir asker var. "o ne yapıyor orada?" diye sormuş. "duvar nöbeti tutuyor" demiş bizim bölük komutanı. meğer o yıldan beri ikinci bir emir gelmediği için orda duvar nöbeti tutulurmuş.
(3 ayrı kaynaktan dinlenmiştir. aynı olay hem van'da, hem ankara etimesgut'ta hem de muğla'da vuku bulmuştur.)
cezalı tank:
- olm.. birinci dünya savaşında var ya.. tankın biri operasyonun ortasında arızalanıyor, bunlar da ceza veriyorlar tanka, direkt zincirliyorlar oraya. hala duruyomuş o orda. hatta cezalı ağaç falan da varmış.
(belki doğrudur. ama henüz bir arkadaşın arkadaşı dışında o tankı veya ağacı görene rastlanmadı)
(bkz: bir arkadaşın arkadaşı)
sancak çalma:
- olm.. sancağı çalarsan direkt bitiyormuş askerlik. tabi o gün sancak nöbeti tutan adamınki hiç bitmiyomuş.
(askeri kanunlarda böyle bir madde yok)
odtü'nün ürettiği tank:
- olm. odtü türk tankı üretiyormuş. şu an çalışmalar sürüyormuş, seneye hazırmış.
(bkz: seneye soruları tübitak hazırlayacakmış)
kopan düğme:
- olm. askeriz ya şimdi biz. düğmemizi koparsalar 3 aydan başlıyor.
(ne vukuat işledin de o düğmeyi koparttırdın diye yemediğin fırça kalmaz. çarşını kitlerler)
yurtdışında askerlik:
- olm. yabancı dil biliyoz ya biz. kosovaya çıkabiliyormuş, çıkarsa 3 milyar maaş alıyormuşuz.
(yedek subaylar istisnai durumlar dışında yurtdışı görevine gitmiyor. erler ise maaş almıyor)
londra savunması:
- olm. ikinci dünya savaşında ingilizler bir istihbarat alıyor, almanlar o gece londra'yı bombalayacak uçaklarla. bak şimdi, bir komutan var, herif artık ne zekiyse, sırf ampullerle londra'nın benzerini kuruyor biraz öteye. gece londra'da karartma yapıp ampulleri yakıyorlar. tabi almanlar direk ampulü bombalayıp seviniyorlar londra'yı yıktık diye. sonra ingilizler sitiyo tabi.
(bütün londrayı kurdun bir gecede. pekii, almanların hiç mi adamı yok londra'da da, haberleri olmadı. hey anam hey)
helikopterden helikopetere atlarken şarjör değiştirme:
- olm. çayocağı adem var ya. bölük komutanı bunun annesine yazdığı mektubu görmüş. herif "anne. bugün, göklerdeydik yine. helikopterden helikoptere atlarken şarjör değiştirmeyi öğrendik" yazıyomuş.
(muhtemelen zamanında yaşanmış. ama her ortamda da aynı mektubu yazan bir şahıs olmaz ki.. )
(ulan ayrıca.. yazarsa yazar herif. ne desin, "anne ülkeyi kurtaracağım diye geldim subayın astsubayın ayakçısı oldum hergün fırça-dayak gırla, ağzıma sıçtılar" mı desin. neyse, konudan sapmayalım)
formda türk askeri:
- olm. sen bu bizim isa başçavuşun böyle tırto durduğuna bakma. bunlar her sene spor testinden geçiyorlarmış, hepsi 100 alıyormuş. yani barfiks, ipe tırmanma, teçhizatlı koşu falan, öttürüyomuş adamlar. e tabi türk askeri.
(muvazzaflarda öyle bir denetleme var. ama her yıl eşofmanları giyip halı saha maçı yapıyorlar. zaten herkese yüksek not veriliyor.)
askerliğin ilk günü:
- olm. bizim komutan çok iyi bir tipe benziyor. ben tuttum.
(1-2 gün sabret, tutmana daha var)
başlıktaki 2. entry'nin daha çok beğenilmesi
gerçekten hoşlanılan kişiye karşı mesafeli durmak
-
çocukken vardı bende bu hastalık. bir kıza aşıktım çok, annesi beyazlar giydirir, salardı sokağa. ben diğer bütün kızlarla iyi anlaşırdım ama bir tek onunla geçinemezdim. nerde görsem ellerimi toza bulayıp o beyaz elbiselerini elimle damgalardım. felaketi olurdum, ağlardı. yıllar geçti ama sevgimi ifade edişimdeki bu başarılı tavır değişmedi. amıma koyayım, stop.
çalışan kadın ukalalığı
-
olması gereken şey.
yaşadığım yer belli bir zümrenin kalesi sayılabilecek biraz lüks bir site. komşuların %60'ı falan bir dönemde zengin olmuş insanlar. buraya kadar tamam yani o dönemde zengin olursun bu dönemde zengin olursun ona bir şey demiyorum ama şimdi müthiş kısım geliyor. bu adamların kapalı ve çalışmayan karıları var. neredeyse hepsi volvo, bmw, jeep gibi markaların en yeni ve en üst modellerine sahip (evet şehiriçinde kullanmak için canavar gibi bir dört çeker canım kul hakkı yemeyen müslüman sensin evet). porsche'ye binen de var hadi bu da tamam ama şimdi daha kötü kısmı geliyor: evde temizlik ve yemek yapmaktan bile aciz bütün gün fink fink gezen bu kadınların herhangi bir eğitimi yani kocası tekmeyi bassa kendine bakacak kabiliyeti bile yok. ve bu hayattaki tek başarısı zengin koca kafalayıp parazit gibi yaşamak olan bu kadınlar dünyanın en ukala oluşumları. işte bu yüzden bırakın çalışan kadın da azıcık ukala olsun.
hiç evlenmeyecekmiş gibi hissetmek
-
şu zamanlardaki hislerime tercüman olan durum. arkadaşlarımın bir kısmı evlenip çocuk sahibi olurken, diğer kısmı pokemon yakalamakla meşgul.
dolar 10 tl de olsa inadına erdoğan
-
kıbrısta dik durduk, 40 senedir ağlıyorsunuz yağı, şekeri karneyle alıyorduk diye. amerikan ambargosu en çok size koyar gençler. biz dededen talimliyiz, dik durmaya alışkınız. boş yakmayın
süreyya karabulut
-
ister şov olsun ister gerçek, kızı öldürülmüş bir babadan aklıselim içinde davranmasının kesin bir koşul olarak beklenmesi, öyle davran(a)madığı zaman da "yetti be, şaşırtıcı, şovmen, sinirli, alkolik" diye eleştirilmesi gerçekten garip.
yahu bir insan çıldıramaz mı, deliremez mi? sözkonusu neden yeteri kadar büyük değil mi sizce...?
inşallah sizin dediğiniz gibi şovdur da zavallı adam o derece acı içinde değildir.
22 aralık 2015 mustafa pektemek'in düğünü
-
mustafa pektemek'in, halayda çapraz bağlarını koparması ile sonlanacaktır.