hesabın var mı? giriş yap

  • bizzat fiziki zarar görmek gerekmiyor. kültürümüz, tarihimiz, etnik yapımız zarar görüyor. milli sermayemiz zarar görüyor. hadi şimdiki zamanı geçtim, çocuklarımızın geleceği zarar görüyor. bunu görmeyen, birkaç on yıl sonra türklerin azınlık duruma düşmesini ön göremeyip çocuklarını ateşe atanlar en çok zarar görenler ama farkında değiller.

  • ekran başında duvarları dövüyoruz hala gol bulamadık. yazıklar olsun bu camia bunu hak ediyor mu?
    ümraniye bitmiş.

  • para bizim paramız ama hesap soran yok. canı isteyen istediği kişilere sefa bağışlıyor. vergi ödeyen enayi, borcuna sadık olan aptal. usülünde bina yapan salak. ne de olsa hepsi affedilecek. ülke değil başka bi şey.

  • yapılmış en aptalca dalgınlık demeyeceğim, en aptalca aptallık ablamın kocasından geliyor;
    üst komşu bir gece karısını dövüyor, ablamla eniştem duruma müdahele edemeyip polisi arıyorlar, eniştem adresi veriyor. sirenler, polisler derken ablamın kapısı yumruklanıyor "aç, polis" deniliyor. bizimkiler şaşırıyor, ihbar eden kendileri, kapıyı açıyorlar, polis "şikayet var sen içeri git" diyor enişteme, sonra ablama "bu adam size şiddet mi uyguladı?" gibi sorular soruyorlar, anlaşılıyor ki bizim zeka küpü enişte adresi verirken kendi daire numarasını vermiş polise. bu sırada polisin gürültüsüne karısını döven adam da geliyor, bizimkiler diyemiyorlar polise "biz değiliz, onlar" diye çünkü adam merdivenlerden izliyor olayı. allahtan bizim enişte tekar arıyor karakoldan bir arkadaşını da, durum açıklığa kavuşuyor. yine de polis evden ayrılmadan önce enişteme "gözümüz üzerinde, dikkatli ol" mesajı vererek gidiyor.

  • nas suresi değil, arapça nass yani kesin ve açık hüküm kastedilmektedir. bu ifadeler çok sakıncalı ve tehlikelidir. türkiye cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanı açıkça kendi inandığı dinin hükümlerine göre devleti yönetmeye çalışmaktadır. bu ülkenin bütün kurucu ilkelerini karşısına almaktadır.

    bu nasıl bir saçmalıktır. bana ne senin neye inandığından, kendi hayatında faiz alıp vermediğinden, naparsan yap. devleti buna göre şekillendiremezsin. çok hassassan istifa et. bu memlekette devlet bankaları da çatır çatır faiz uyguluyor, içki de satılıyor, vergisi de alınıyor, çok eşlilik de yasak, kadın erkek de eşit. kendi inancına tersse istifa et, inzivaya çekil, istediğin gibi yaşa. bunları da mı değiştirmeye çalışacaksın? kuran'da yasaklanmadı diye kölelik ve cariye sistemi de mi gelecek?

  • bu dizi, şu an yayında olan bütün dizilerin nüvesi gibidir. olası ve izlediğiniz senaryoların hepsini bu dizi içinde bulabilirsiniz.

    türkiye diziciliğinin ana özelliklerinden biri; ana karakterlerin yaşamda sert-keskin diye nitelendirdiğimiz deneyimleri ard arda yaşamasıdır. insanlar bir yıl içinde 1 kan kanseri, 2 major depresyon atağı, 3 hafıza kaybı, 4 çocuk kaçırma, 5 trafik kazası, 6 silahlı yaralanma, 7 enfarktüs geçirir ama bana mısın demez. bütün bunlar olurken evlenirler, yeni doğacaklara gebe kalırlar, evlerine yeni mobilya alırlar. ne olursun olsun orada hayat her zamanki gibi devam eder.

    böyle mi olacaktı bunun önünü açmış ve bu vizyonu yerleştirmiş olan dizidir. bu dizide oynayan istisnasız her kadın karakter bir kez olsun tecavüze uğramış, bundan dolayı şantaj görmüş, çocuklarıyla birlikte bir kez olsun junkie olmuş, eşleri kaçırılmış, anneleri yanarak ölmüştür. sevgililerden biri yarışçı olduğundan trafik kazalarının haddi hesabı yoktur. sakatlanma ve sonra hayata tekrar bağlanma ilk kez bu diziyle devreye sokulmuştur.

    çok sempati beslerdik bu diziye. en son cast torunlar üstünden dönüyordu. bir nesil büyüttü böyle mi olacaktı kendi içinde, hepsini de feleğin çemberinden geçirdi durdu.

  • ankara ve istanbul'da ulaştırma bakanlığı tarafından yapılan metrolarına harcanan paranın belediye ödeneklerinden kesilmesine karar verilmesi şeklinde olan karardır.

    daha önceki düzenlemeye göre, ulaştırma bakanlığı metroları yapıyor ve metroların karlarından %15 ödeme alıyordu. akp'nin en büyük metropolleri kaybetmesinin ardından alınan bu kararla, daha önceki yıllarda 5 katına mal edilen metroların maliyetleri de yeni yönetimlerin sırtına bindirildi. kaynak

    akp milli irade ile kavga ediyor. akp'ye oy vermeyen büyükşehirleri cezalandırma politikasını bu millet görmeyecek sanıyorlar.

    bu tip politikalar taşrada etkili olabilir, insanlar "aman hizmet azalmasın" diye güçlüden yana olabilir. ama büyükşehirlerde tam tersi bir etki yaratıyor. zira büyükşehir insanı daha bilinçli oluyor, vergisiyle yapılan hizmeti almak için oy tercihlerine karışılamayacağını biliyor. büyükşehirlerin iradesiyle inatlaşmamak lazım.

    edit: kaynak eklendi.

    edit2: aklıma gelen bir husus da şu; ankara ve istanbul'da merkezi yönetim tarafından yapımı devam eden, hatta yapımına ileride başlanacak hatlar da var. bu durumda merkezi yönetim aslında diyor ki; ihaleyi ben yapayım, müteahhiti ben seçeyim, kendi yandaşıma ihaleyi istediğim fiyattan ben vereyim, belediye de bunu ödesin. madem öyle, bundan sonra yapılan metroların paralarını belediyeler ödeyecek o zaman devlet bu inşaatları ve projeleri derhal belediyelere devretsin. bundan sonra da beş kuruş harcamasın. yoksa bu karar, yandaş müteahhitleri, chp'li belediyelerin kasasından doyurma amacını taşıyor demektir.

  • dünyanın en iyi müteahhitine bile iş verseniz, kontrol edilmediğini bilirse size kaliteli iş yapmaz.

    bu örnek özelinde yapılan işi kontrol edip, teslim alabilecek bir tanıdığınız yoksa 3000-5000tl verip başka bir ustayı bunun için görevlendirmek faydalı olabilirdi.

    edit: bu işlerde genelde en az iki ustadan teklif alırsın, düşük fiyat verene işi verirsin, diğerine de kontrol ettirirsin. işi alamayan usta zaten doğası gereği diğer ustanın neden kendisinden daha ucuz olduğunu kanıtlamaya ve yanlışını bulmaya odaklanır. sen de bunu avantaja çevirirsin. bu sistem çok büyük çaplı projelerde bile uygulanır.